Olayın üzerinden 6 gün geçmesine rağmen kaybolan küçük Miraç hâlâ bulunamadı.

Jandarma, AFAD ve UMKE ekiplerince yürütülen çalışmalarda kaybolan Miraç'ın bulunması için köydeki evlerin yanı sıra köyün çevresi, ormanlık alan ve Dicle Nehri yatağında arama çalışmaları devam ediyor.

Dağlık ve engebeli arazide yürütülen çalışmalara jandarma ekipleri drone ile havadan destek verirken, hassas burunlu köpeklerle de aramaya eşlik ediyor.

Kaybolan çocuğunun bir an önce bulunmasını isteyen Baba Remzi Çiçek, evladının kaybolduğu günden bu yana ailece perişan halde olduklarını söyledi.

Bayram sabahı eşinin çocukları alıp köye gittiğini kendisinin de merkezde kaldığını belirten Baba Çiçek, “Bayramın birinci günü ailem, anne ve babasıyla sabah 05.30’da Diyarbakır’dan çıkıp köye geldi. Ben ise gelemedim, Diyarbakır’da kaldım. Saat 14.30 sıralarında yaptığım telefon görüşmesinde eşim, çocukların köyde çok eğlendiğini söyledi. Köyde 10 gün kalmayı düşündüğünü, çocukların huzursuzluk çıkarmaları durumunda 3-5 gün içerisinde döneceğini söyledi.” ifadelerini kullandı.

"Tüm arama çalışmalarına rağmen tek bir ize rastlayamadık"

Kız kardeşinin kendisini arayıp oğlunun kaybolduğunu söyleyince büyük bir şok geçirdiğini söyleyen Çiçek, “Saat 21.00 sıralarında kız kardeşim beni arayarak oğlumun kaybolduğunu söylediğinde elim-ayağım birbirine dolandı. Dükkânı kapatıp anne-babamı da yanıma alarak köye geldim. O zamandan bu yana bir haber alamadık. O kadar arama-kurtarma çalışmalarına, jandarmanın ve köylülerin çabalarına rağmen tek bir ize rastlayamadık. Perişan bir haldeyiz.” şeklinde konuştu.

“Annesi perişan, biz ondan perişan durumdayız”

Kendisinin kimse ile bir husumeti olmadığını belirten Çiçek, çocuğunun kaçırıldığı günden bu yana ailece perişan halde olduklarını söyledi.

Çiçek, sözlerine şöyle devam etti: “Benim kimseyle bir düşmanlığım veya alıp veremediğim bir davam yok. Ekmeğimin peşinde olan biriyim. Bunu kim, nasıl yaptı bilemiyorum? Allah, Peygamber aşkına çocuğumu gören veya bilen kim varsa bulun getirin. Annesi perişan, bizde ondan perişan durumdayız.” (İLKHA)