Yusuf Can - Haber Yorum

Aralarında reşit olmayan kız çocuklarının da bulunduğu çok sayıda kişiye cinsel tacizde bulunmak ve cinsel amaçlı insan kaçakçılığı yapmakla suçlanan Amerikalı milyarder Jeffrey Epstein, cezaevinde ölmüştü. Epstein'in intihar ettiği iddia edilmişti.

Ancak yapılan araştırma neticesinde intihar koşullarının olmadığı daha çok suikaste kurban gittiği söylendi

Suçlamaların yanı sıra, Alman bankası Deutsche Bank'tan İngiltere Prensi Andrew'e hatta Mossad'a kadar uzanan derin ve kirli ağlar üzerindeki sis perdesi, henüz aralanmış değil.

Dünya skandalı konuşurken, Epstein'ın ilişkili olduğu kirli ağ harekete geçti.

Kurye kıyafeti giymiş silahlı bir adam, New Jersey'de yaşayan ve Epstein davasına bakan federal Yargıç Esther Salas'ın oğlunu öldürdü ve kocasını ağır yaraladı.

Saldırı, Pazar günü sabahı New Jersey'deki North Brunswick ilçesindeki Yargıç Salas'ın evinde gerçekleşti. Basında çıkan haberlere göre, silahlı adam içeri girmek için Federal Express kargo şirketi elbisesi giymişti.

Kimliği belirsiz saldırgan, Deutsche Bank-Jeffrey Epstein davasını araştıran federal yargıcın kocasını ve oğlunu vurdu.

Washington DC'deki Katolik Üniversitesi'nde birinci sınıf öğrencisi olan 20 yaşındaki Daniel Anderl, kalbinden vurularak öldü.
Salas'ın eski Essex County savcı yardımcısı olan 63 yaşındaki avukat eşi Mark Anderl ise, vücudunun farklı yerlerinden vurularak ağır yaralandı. New Brunswick'teki Robert Wood Johnson Hastanesi'ne kaldırılan Anderl'in durumunun, hala kritik olduğu bildiriliyor.

Saldırı sırasında evin bodrumunda olan Salas, saldırıdan zarar görmeden kurtuldu.

Olay, Salas'ın pedofili, tecavüzcü ve insan kaçakçılarının hesaplarını yönettiği iddiasıyla Deutsche Bank'ı davaya dahil etmesinden kısa bir süre sonra meydana geldi. Banka, bu ayın başlarında New York yargısıyla anlaşmak için 150 milyon dolar tazminat ödemeyi kabul etti.

"Epstein'in bağlantıları hakkında çok şey söylenmiş Clintonlardan, Trump'a İngiliz kraliyet alilesinden dünyaca ünlü milyarderlere ve siyasilerden sinema dünyasına uzanan kirli ve karmaşık bir trafik ortaya çıkmıştı. Epstein'in tüm bu ilişkiler ağını arşivlediği ve ölümünden sonra bu arşivin, kız arkadaşı ve bu karmaşık yapılanmanın üyesi olduğu sanılan Ghislaine Maxwell taarafından kaçırılıp saklandığı söylenmişti. 

Kısa bir süre önce Madam Maxwell, CIA tarafından Malta'dan getirilerek FBI'ya teslim edilerek yapılan anlaşma gereği ABD yasalarının önüne çıkarılmıştı.

Çok kısa bir süre sonra dosyaya bakan yargıcın evine suikast timinin gönderilmesi akıllarda birçok soru işareti bırakırken bahsi geçen İŞ-SİYASET ve ŞOV dünyasının ünlülerinin kirli çamaşırlarının bir bir ifşa edilmesi bekleniyor" 

Epstein'in bağlantıları ile ilgili Siyonistlerin gizli istihbarat servisi Mossad'dan, devlet başkanlarına kadar uzanan çeşitli iddialar dolaşırken, ABD'de bir mahkeme, İngiltere Prensi Andrew'in de bağlantısının soruşturulmasını istedi.
Öte yandan Gazeteciler Dylan Howard, Melissa Cronin ve roman yazarı James Robertson'ın araştırmaları sonucu yazılan 'Epstein: Dead Men Tell No Tales (Epstein: Ölüler Sır Vermez)' adlı kitapta, Epstein ve eski kız arkadaşı Ghislaine Maxwell'in Mossad için çalıştıkları iddia ediliyor.

"Bununla birlikte bir kısım uzman da Mossad'ın bu olayla anılmak istediği içinEpstein'i  Mossad'la bağlantılıymış gibi göstermeye çalıştığını belirtiyorlar. Öyle ki Mossad'ın propagandası ve reklamı yapılmış olsun. Malum reklamın kötüsü olmaz demişler.

Bilindiği giibi Mossad'ın, dünyada popüler olmasını sağlayan en önemli etken ; yaptığı operasyonlar değildir. Onun tanınmasını sağlayan en büyük etken "HER BÜYÜK OLAYDA KENDİNİ VARMIŞ GİBİ GÖSTEREBİLMESİNDEDİR" 

Bir çok olayla hiçbir alakası olmasa da bir şekilde(Basın yoluyla kendini monte edip o olayın kötü ya da iyi en önemli aktörü olduğu duygusu yaşatarak insanlarda "Mossad'a uzanan bir yol çıktı yine!" düşüncesini aşılayarak etki gücünü bu propaganda ile oluşturmuştur."