Çağımızın hastalığı: Stres
Çağımızın en çok maruz kalınan sorunlarından birinin stres olduğunu belirten uzmaanlar, bu durumun hem fiziki hem de ruhsal olarak hayatı etkilediğini belirtiyor.
Tüm dünyayı etkisi altına alan Coronavirus salgını sürecinde, 08-27 Haziran 2020 tarihleri arasında Türkiye'de yapılan kamuoyu araştırmasında 9 bin 851 kişiye "Ne kadar mutluyuz?" sorusu soruldu.
Yaşamdaki zorluklar her dönemde bizi farklı bir yolculuğa sürükleyebilir. Bu zorluklar karşısında ister istemez girdiğimiz ruh hali, stresin hayatımıza nüfuz etmesine neden olabiliyor.
Yapılan araştırmada insanların son zamanlarda ne kadar mutlu hissettiğini soruldu ve her 10 kişiden sadece 3'ü soruya olumlu cevaplarla dönüş sağladı. 2'si mutsuz olduğunu belirtirken, katılımcıların neredeyse yarısı ne mutlu ne de mutsuz olduğunu belirtti.
Stres ne sıklıkta hayatımızın içinde?
Evde, iş yerinde, sokakta karşılaşılan durum veya olaylara verilen tepkiler çoğunlukla bizim yorumlarımızla şekilleniyor. Eğer bir olayda 'tehlike sinyali' seziyorsak, stres anında bizi sarmış olabilir!
Araştırmada her 10 kişiden 4'ü gün içindeki ruh halinin genelde stresli geçtiğini iletirken, 5'i sadece bazı durumlarda bu duyguya büründüğünü ifade etti. Yalnızca 1'i rutin hayatında strese yer vermediğini belirtti.
Stresli olmamızda belirleyici etkenler!
Kime sorsak, bize stres kaynağı olabilecek birçok faktör sayabilir. Mizacımızla ters düşen veya kendimizi zor konumda hissettirecek her durum, stres etkeni olarak hayatımızda yer alabiliyor.
Araştırmanın sonuçlarına göre, en büyük stres kaynağı gelecek kaygısı! Genelde karamsar bir ruh haline sahip olan kişiler belki de en büyük zorluğu hayatta kendisini daha nelerin beklediğini düşünerek yaşıyor.
Türkiye'de insanları en stresli hissettiren faktörler şu şekilde:
Gelecek kaygısı yüzde 30
Ekonomik nedenler yüzde 19
İş / okul yüzde 17
Coronavirus salgını yüzde 12
Aile yüzde 12
Eş yüzde 6
Trafik yüzde 1
Diğer yüzde 3
Türkiye genelinde yürüttülen araştırmada, halkın tüm olumsuzluklara rağmen geleceğe iyimser bakabildiğini gösteriyor.
Her 10 kişiden 6'sı daha mutlu bireyler haline gelebileceğini düşünürken, 1'i karamsar bir yaklaşım sunmakta. Kalanlar ise ruh halinin sabit kalacağını düşünenlerden oluşuyor. (İLKHA)