Prof. Dr. Ülger: “Ermenistan’ın Azerbaycan’a yaptığı saldırının arkasında Rusya var”
Ermenistan’ın Azerbaycan’a saldırılarını değerlendiren Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. İrfan Kaya Ülger, saldırıların arkasında Rusya’nın olduğunu söyledi.
Ermenistan’ın Azerbaycan’a gerçekleştirdiği saldırılara ilişkin İlke Haber Ajansı’na (İLKHA) önemli açıklamalarda bulunan Kocaeli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. İrfan Kaya Ülger, “Ermenistan’ın böyle bir saldırı gerçekleştirmesinin arkasında Rusya’dan aldığı destek faktörü yatmaktadır.” dedi.
Ülger, “Bu saldırı Dağlık Karabağ’ın yukarısında Azerbaycan-Ermenistan sınır bölgesindeki Tovuz kentine yapıldı. Burası küçük bir ilçe veya kasaba konumunda bir yer. Ermenistan’ın bu bölgeye yaptığı saldırının çeşitleri sebepleri olabilir. İlk olarak bu saldırıyı provokasyon amacıyla yapmış olabilirler. Sürekli olarak Azerbaycan-Ermenistan arasındaki fiili ateşkes havzasında Ermenistan tarafından bu tip ihlaller yapılmaktadır. Ermenistan tarafı bu saldırının gerekçesi olarak Azerbaycan Türklerinin provokasyon yaptığını ve sınırlarını sürekli olarak ihlal ettiğini ileri sürmektedir. Bu iddialar doğru dahi olsa Ermenistan’ın bu saldırısı Azerbaycan ve Türkiye’yi tahrik amacı taşımaktadır. Aslında 1991’den bu yana askeri, ekonomik ve siyasi olarak Azerbaycan’ın lehine Ermenistan’ın aleyhine kıyas dahi kabul etmeyecek şekilde büyük bir fark oluştu. Bunu temel ekonomik göstergelere baktığımızda görmek mümkün. İki ülke arasında böylesine bir fark olmasına rağmen Ermenistan’ın böyle bir saldırı gerçekleştirmesinin arkasında Rusya’dan aldığı destek faktörü yatmaktadır.” ifadelerini kullandı.
“Rusya Güney Kafkasya ülkelerinde tahakküm kurmak istiyor”
Saldırının geri planında Rusya olduğunu belirten Ülger, “Çünkü Rusya Güney Kafkasya ülkelerinde yani Kafkas Dağının güneyinde trans Kafkas olarak nitelendirilen bölgedeki Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan gibi ülkelerde fiili nüfus yani tahakküm kurmak istiyor. Tabi Sovyet döneminde olduğundan daha farklı bir biçimde bir hakimiyet kurmak istiyor. Bu ülkelerin kendisini bölgenin hâkimi olarak tanımasını istiyor. Rusya’nın güney Kafkas devletleri içerisinde en yakın ilişkileri olan devlet Ermenistan. Azerbaycan ise tedricen Rus etkisinin dışına çıktı. Özellikle Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı projesinin hayata geçmesi ve sonrasında Azerbaycan’ın dünyaya açılması bu işi kolaylaştırdı. Gürcistan’da aynı şekilde Rusya’nın etkisinden kurtulmak için birtakım çalışmalar yaptı. Ancak bu Rusya’nın Gürcistan’a fiili olarak müdahalesini beraberinde getirdi. Rusya’nın müdahalesi neticesinde Gürcistan’daki 3 özerk bölgeden 2’si yani Osetya ve Abhazya bağımsızlık ilan etti. Bu bağımsızlık ilanlarını sadece Rusya tanıyor. Gürcistan sınırları içerisindeki bu bölgenin sınırlarını Rus askerleri koruyor. Gürcistan bu durumdan dolayı toprak bütünlüğünü kaybetme ile karşı karşıya. Gelişen bu durum karşısında Gürcistan Rusya’ya karşı mesafeli duruşunu kaybetmiş ve Rusya’yı biraz daha dikkate almak zorunda kalmıştır. Kafkasya’nın kuzeyindeki Çeçenistan, Dağıstan, İnguşetya gibi özerk bölgelerde şu an da Rusya’nın kontrolü altında.” ifadelerini kullandı.
“Türkiye’ye karşı doğuda da bir cephe açılarak gücü parçalanmaya çalışılmaktadır”
“Tüm bu gelişmelere bakarak aslında Suriye’de ve Libya’da olduğu gibi burada da yine Türkiye’nin Rusya ile karşı karşıya olduğunu söyleyebiliriz.” diyen Ülger konuşmasına şöyle devam etti:
“Tabi burada Rusya’nın batılı güçlerle iş birliği yaptığını da düşünebiliriz. Çünkü Türkiye Doğu Akdeniz’de, Ege’de ve Libya’da bazı Avrupa birliği ülkelerinin hayati önem taşıyan çıkarlarını tehdit eder bir pozisyonda. Türkiye şu an birkaç cephede mücadele ediyor. Türkiye’ye karşı doğuda da bir cephe açılarak gücünün parçalanmaya çalışılması olarak okuyorum ben bu saldırıyı. Önümüzdeki günlerde bu durum daha da netleşecektir. Bu arada şunu ifade etmem gerekir. NATO kadar olmasa da Ermenistan’ın da içinde bulunduğu ve 2002 yılında kurulan Kolektif Güvenlik Örgütü var. Bu örgüt uluslararası arenada çok etkili değil ancak bu örgütünde tıpkı NATO’nun 5'inci maddesinde yer alan 'Bir NATO ülkesine yapılan saldırı tüm NATO ülkelerine yapılmıştır' şeklindeki gibi bir maddeleri var. Yani Kolektif Güvenlik Teşkilatı da 4'üncü maddesinde de buna benzer bir hükmü içermektedir. Bu saldırının arka planına baktığımızda bunun da etkisi olduğunu söyleyebiliriz.”
“Ermenistan dediğimiz ülke bugün açlık sınırında yaşıyor”
Son olarak Ülger, “Ermenistan dediğimiz ülke bugün açlık sınırında yaşayan ve Ermeni diasporasının desteği ile Rusya’nın askeri, siyasi ve ekonomik destekleri sayesinde ayakta durmaktadır. Dolayısıyla Ermenistan’ın kendi başına hareket ettiği veya bu saldırıyı kendi inisiyatifi ile gerçekleştirdiğini düşünmemek lazım. Ermenistan’ın buna tek başına cüret etmesi söz konusu değil. Aslında aynı durum Dağlık Karabağ bölgesi içinde geçerli. Niye bu sorun çözülmüyor diye baktığımızda Rusya’nın çözülmesini istemediğini görüyoruz. Çünkü Dağlık Karabağ’daki sorun çözüldüğünde Güney Kafkas ülkeleri üzerindeki tahakkümünü kaybetmiş olacak. Oysa Rusya bu bölgelerdeki tahakkümünü daha da arttırmak istiyor. Netice olarak baktığımızda Ermenistan’ın bu saldırıyı kendi inisiyatifi ile gerçekleştirmediğini ve asıl hedefin de Türkiye’nin dikkatini dağıtmak olduğunu söyleyebiliriz. Son olarak ben buradaki provokasyonun derinleşeceğini düşünmüyorum ancak Türkiye’nin dikkatinin dağıtılma çalışıldığını düşünüyorum.” dedi.(İLKHA)