• DOLAR 34.554
  • EURO 36.075
  • ALTIN 2999.5
  • ...
 Son bir ayda 50 kişi zehirlendi
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Çorum’da  korona virüs vakalarının ardından en çok mantar zehirlenmesi vakaları görülmeye başlandı. 

Son bir ayda 50 kişi mantardan zehirlenerek hastaneye başvurdu.

5 bine yakın çeşidi var

Mantar zehirlenme vakalarının üzücü sonuçlara neden olabileceğine vurgu yapan Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Kemal Erenler, “Ağzımızı tatlandıralım derken ailemizin, toplumun, ülkemizin ağzının kaçmasına sebebiyet verebiliyoruz” dedi.

"Mantarlar böbreklere, beyine, karaciğere ve kan hücrelerine direk toksik etki gösterebiliyor”

Mantar zehirlenmelerinin klinik olarak iki kısma ayrıldığını anlatan Doç. Dr. Erenler, “Bunlardan önemli bir kısmı iki saatten önce belirti veriyor. Bu belirtiler genelde karın ağrısı, bulantı, kusma gibi karşımıza çıkıyor. Bu şekilde karşımıza çıkan mantar zehirlenmeleri genellikle iyi seyirli vaka olarak kabul ediliyor. Ancak özellikle amanita dediğimiz mantar türlerini gözle veya coğrafi lokazisyona göre ayırmaya imkânımız yok. Amanita türü mantarlar geç belirti veriyorlar. Belirtiler 6 veya 24 saat sonra ortaya çıkabiliyor. Bunlar çok ciddi organ yetmezlikleri ve ölümle sonuçlanabiliyor. Bu tür zehirlenmelerde acil servis olarak destek tedavimizle beraber mide yıkaması, zehirli maddelerin bağırsaklardan emilmesini engelleyen aktif kömür tedavisi uyguluyoruz. Son zamanlarda çokça çalışılan yüksek doz penilisin, diyalize kadar tedaviler uygulanabilmekte. Mantar zehirlenmelerini önlemenin, bu zehirlenmelerin etkilerinin önüne geçilmesinin tek yolu doğada bulunan vahşi mantarların tüketilmemesi. Bu konuda yapılması gereken bilinen yerlerden, sertifikalı yerlerden marketlerde satılan ambalajlı mantarları tüketmek en mantıklısı olacaktır. Amanita türü mantarları tüketen bir kişi sağlık kuruluşlarına müracaat ettiğinde öncelikle sessiz bir dönem 6 ila 24 saat gibi sessiz bir dönemle bize geliyor. Daha sonra bulantı, kusma gibi semptomlar ortaya çıkabiliyor. Sonrasında göreceli bir iyileşme dönemine giriliyor ancak bu dönemde karaciğer enzimlerinin bozulduğu görülüyor, Dördüncü dönemdeyse karaciğer yetmezliği tablosuyla karşımıza çıkıyor. Buda ölüm, eğer zamanında müdahale edilmezse ciddi sağlık sorunlarına neden oluyor. Mantarlar böbreklere, beyine, karaciğere ve kan hücrelerine direk toksik etki gösterebiliyor” şeklinde konuştu.

Halk arasında bilinen yanlışlar

Halk arasındaki bazı yanlış inanışlara da değinen Doç. Dr. Ali Kemal Erenler, “Mantarların zehirlide olsa ısıtıldığında, pişirildiğinde zehrinin azaldığı, doğada gözlemleyerek hayvanların yemediği mantar türlerinin zehirsiz olduğu bunların insanlar tarafından tüketilebileceği veya mantarı pişirirken içine konulan bir gümüş kaşığın zehirli mantarlarda kararacağı gibi yanlış inanışlar var. Maalesef bunların hiçbir bilimsel temeli yok. Hiçbir şekilde zehirli mantarın zehrini giderecek özellikler yok. Göz ile çok iyi bilsek bile mantarları, mantarların arasında büyümüş ve yıllardır mantar topluyor olsak bile zehirli mantarlar göz ile ayır edilemez. Bu konuda bir yazarın sözü var, “Teorik olarak bütün mantarlar yenilebilir. Gidip doğadan mantarları toplayıp yemenize hiçbir engel yok” Fakat bazı mantar türleri var ki bunları yediğinizde son mantar yeyişiniz olabilir. Bütün hayatlar bizim için önemlidir. Koronavirüs ile Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığıyla uğraşırken halkımızdan duyarlı olmalarını, doğadaki vahşi mantarlardan uzak durmalarını istiyoruz” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

Bu haberler de ilginizi çekebilir