Darbeciye Ve Destekçilerine Fırsat Verilmemeli
Libya’da sıcak çatışmalar devam ederken bölge oyuncuların hepsi Akdeniz’e iniyor. Destekçilerinin, darbeci Hafter ilerleyince suskun kaldığı ancak geri çekildiğinde barıştan, demokrasiden söz etmeleri ikiyüzlülüklerine delildir. Libya krizinin selamete kavuşması için destekçileriyle birlikte darbeci Hafter’in diskalifiye edilmesi ise elzem bir duruma gelmiştir.
Riyad Makaev – Doğruhaber/Analiz
Türkiye, Libya’da çok dikkatli ve soğukkanlı olmalıdır. Libya krizine çözüm yok diyenler yalan söylüyor. Zalimler köşeye sıkışınca her zaman medeniyetten, demokrasiden, insan hakları ve barıştan söz etmeye başlar. Krizi barışçıl çözüme kavuşturmak için sözde çeşitli zirveler, platformlar oluştururlar, toparlandıktan sonra sizi suçlayarak kaldıkları yerden saldırmaya başlarlar. Suriye buna apaçık bir örnektir. Bu senaryo hep tekrarlanıp durur. Libya Hükümeti ve Türkiye dünya kamuoyu önünde şirin gözükmekten vazgeçmeli ve darbecileri etkisiz bırakmak için ne gerekiyorsa yapmalıdır.
Aksi halde Libya aynı Cenevre ve Astana sürecine benzer bir sürece girer ve Libya Hükümeti ile Türkiye yıpranır. Türkiye güçlüdür, bölgede oyun kurucu bir güce sahiptir şeklindeki yorumlar yapılıyor olsa bile, bölgedeki oyunculara karşı bu gücü kullanmaya başlarsak bu güç bitecek bir güçtür. Gelişen bir ülke olarak Türkiye sadece önüne değil, arkaya da bakmak zorundadır. Her hangi bir savaşta ülke ekonomisi en önemli bir faktördür. Libya krizi de Suriye krizi gibi uzarsa, Türkiye’nin önündeki büyük hedefler de sekteye uğrayabilir. Çünkü, Türkiye uzun savaşlarda hem askeri hem ekonomik olarak yıpranacaktır. Bölgedeki oyuncuların yapmak istediği odur. Dolayısıyla, Libya’da Suriye senaryosu bir ütopya olacaktır. Bugüne kadar Libya’yı kenarda seyreden ABD’nin Türkiye ile anlaşmalı gibi gözüken hareketlenmesi bir hayra alamet değildir. Bölgede ABD ve müttefiklerinin girdiği hiç bir diplomatik girişimi barış ile sonuçlanmamıştır.
Son 20 yıl içinde bölgede ABD’nin ve müttefiklerinin ekmediği fitne kalmamıştır. Rusya, ABD’nin aynısıdır. Kremlin’in tarihinde savaştan başka hiç bir başarılı diplomatik girişim söz konusu değildir. Kremlin’in 20 yıl içindeki icraatlarına bakarsanız, kan akıtmaktan başka dünya barışına hiç bir katkısı olmamıştır. Çeçenistan, Gürcistan, Ukrayna, Suriye şimdi de Libya bunun apaçık bir örneğidir. Rusya’nın ve ABD’nin bölgede barış inşası gibi bir derdi asla olmamıştır ve olmayacaktır. Onların tek derdi Akdeniz’e sahip olmak ve Libya petrolünü ve doğal gazını kontrol altına almaktır. Onlar tıpkı Velid bin Muğire’ye benzerler, asla imana gelmezler. İnanın, Halife Hafter yarın her şeyi bırakıp Libya’yı terk etse, Hafter'i destekleyen Tobruk Meclisi'nin Başkanı Akile Salih “tamam Trablus Hükümetini tanıyoruz” dese, Rusya’nın davranışı değişmez ve Libya’dan çıkmazlar.
Dolayısıyla, Libya tek başına Türkiye’ye bırakılmayacak kadar onlar için önemlidir. Günde yüz bin covid-19 vaka gören ve başı büyük dertte olan ABD, her şeye rağmen Libya ile ilgileniyorsa, Libya bildiğimizden daha önemlidir. Onun için diyorum ki, Libya’da askeri çözüm şarttır. Bir de kendiniz düşünün, barışı tesis edecekler kim – Abdülfettah es-Sisi, Binyamin Netanyahu, Donald Trump, Vladimir Putin, Recep Tayyip Erdoğan, Muhammed bin Selman, Emmanuel Macron, Muhammed bin Zayid el-Nehyan, Fayiz es-Serrac, General Halife Hafter. Bunlar arasında barış olabilir mi, kendiniz düşünün. Barışı geçin, bunların bir araya gelmesi bile imkansız. BM’nin tanıdığı Libya Hükümetine karşı savaşan grupların çoğu Rusya, Fransa, Mısır, S. Arabistan, Yunanistan, işgalci israil, BAE gibi ülkelerin maddi desteğiyle ülkeye getirilen paralı askerlerden oluşuyor. ABD Kongresi, Rusya’yı terörü destekleyen bir ülke olarak tanımak istiyor. Konu Afganistan ile alakalı olsa da, bunu hem Suriye’de hem de Libya’da Rusya’ya karşı kullanacaktır. Çünkü Rusya artık Suriye’ye ve Libya’ya en çok paralı asker gönderen ülke haline gelmiştir. ABD Libya’yı ele almaya başladı ve önce asker gönderecektir sonra barıştan, çözümden ve demokrasiden bahsetmeye başlayacaktır. Ayrıca, Mısır BAE ve S. Arabistan’ın yardımıyla askeri müdahale yaparsa, aynı zamanda bu üçlünün müttefiki konumuna gelen israil de oyunun içine girerse, Türkiye bunlara nasıl bir karşılık verecektir, bir düşünün.
Türkiye yıpranır, belki elli sene geri gider. Dolayısıyla, iş zamana bırakılmadan, Libya fazla karışmadan kökünden işi halletmek en iyisi olacaktır. Türkiye artık geri adım atacak lükse sahip de değildir. Suriye senaryosu Libya’da çok başarılı olmayacaktır. Çünkü Libya Başbakanı Fayiz es-Serrac Ömer Muhtar değildir, yorulup yıpranırsa çekip gider.