DSÖ korku üretme merkezi gibi ‘AŞI İÇİN UMUDA KAPILMAYIN’
Yaptığı çelişkili açıklamalarla sürekli kafaları karıştıran DSÖ, aşı ve ilaç çalışmalarından dolayı umutlanan insanlara korku pompalamaya devam ediyor.
Dış Haberler Servisi
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), koronavirüsün insanlık için uzun vadeli bir tehdit olduğuna ve hastalığın süreklilik göstermesinin beklendiğini iddia etti.
DSÖ Acil Durumlar Birimi Başkanı Dr. Mike Ryan, pek çok ülkede vaka sayılarında şu an tanık olunan artışın korkulan ikinci dalga değil, ilk dalganın ikinci tepe noktası (pik) olduğunu söyledi. Ülkelerin vaka sayılarındaki dalgalanmalara hazırlıklı olması gerektiğini belirten Ryan, devletlerin hastalığı mümkün olduğunca güçlü bir şekilde bastırmak zorunda olduklarını kaydetti.
Ryan, vakalarla başa çıkabilmek için tüm hükümetlere vaka takip çalışmalarına ve sağlık sistemlerine odaklanılmasını önerdiklerini kaydetti.
"AŞI KONUSUNDA BÜYÜK UMUTLARA KAPILMAYIN"
Covid-19'a karşı aşının hızlı bir şekilde kullanıma sunulabileceği yönünde umuda kapılınmaması uyarısı da yapan Ryan, "kitlesel aşılamaların ne zaman başlayabileceğine dair spekülasyon yapmanın akıllıca olmayacağını" belirtti. Ryan, yıl sonuna kadar bir aşı adayının etkisinin kanıtlanmış olabileceğini kaydederek "Ancak asıl soru, kitlesel üretime ne kadar süre içinde geçilebileceği. Şu an hiçbir aşı çalışması, aşının virüs üzerinde etkili olduğuna dair bir işaret sunabilecek kadar gelişmiş durumda değil" dedi.
‘DSÖ SUÇLARINI GİZLİYOR’
Der Spiegel dergisinin Alman İstihbarat Teşkilatına (BND) yakın kaynaklara dayandırdığı bir haberinde, Çin'in, DSÖ'yü Kovid-19'un patlak vermesinden sonra küresel salgın uyarısı yapmayı ertelemeye çağırdığı öne sürülmüştü.
DSÖ, haberde bahsi geçen, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus ile 21 Ocak'ta yaptığı telefon görüşmesine ilişkin iddiaları 'temelsiz ve gerçek dışı' diyerek reddetti.
Haberde, ''Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Ghebreyesus'dan, virüsün kişiden kişiye bulaşması hakkında bilgi vermekten kaçınmasını ve bir salgın uyarısı yapmasını ertelemesini istedi.'' ifadelerine yer verilmişti.
Alman istihbaratı konuyla ilgili açıklama yapmamış, DSÖ ise iddiaları yalanlamıştı.
DSÖ SALGINI ZAMANINDA BİLDİRMEDİ
DSÖ, Çin hükümetinden aldığı destekler ve rüşvetlerden dolayı salgını zamanında bildirmediğine dair suçlamalara muhatap olmuş; ama her seferinde bunu reddetmişti.
Son ortaya çıkan bilgiler kurumun bu konuda geri adım attığını gösteriyor.
DSÖ, resmi internet sitesinde yayınladığı Kovid-19 ile ilgili takvime yaptığı küçük bir değişiklikle Çin'in korona virüs salgınını ilk zamanlarda bildirmediğini kabul etmiş oldu.
Örgüt daha önceden Çin'in salgını ilk andan itibaren kendileriyle dolayısıyla uluslararası kamuoyuyla paylaştığını savunuyordu. Fakat bu tutumdaki değişiklik kurumun resmi sitesindeki takvime yansıdı.
Washington Examiner'da yayınlanan habere göre Çin, aslında salgının çıkışını kuruma hiç haber vermemiş ve uluslararası sağlık yetkilileri salgın hakkında ilk bilgileri Amerika merkezli bir siteye gönderilen bilgilerden öğrenmiş.
Dünya Sağlık Örgütü'nün resmi internet sitesinde salgının başlangıcı ve yayılmasını gösteren takvimde ilk tarih olarak görülen 31 Aralık 2019'da daha önce "Vuhan Yerel Sağlık Komisyonu bir grup zatüre vakasını rapor etti. Daha sonra bunun yeni bir tip korona virüs olduğu anlaşıldı" ifadeleri yer alıyordu.
Sitede yer alan şimdiki ifadede ise "DSÖ'nün Çin Halk Cumhuriyeti'ndeki ülke ofisi Vuhan Yerel Sağlık Komisyonu'nun web sitesinde yer alan virütik zatüre vakalarıyla ilgili basın açıklamasını tespit etti," dendi.
İlk ifadede virüsün ilk çıkışının Çinli yetkililer tarafından raporlandığı belirtilirken değişen açıklamada DSÖ yetkililerinin bir basın açıklamasını tespit ettiği vurgulanıyor. Bu aslında DSÖ'nün resmi olarak salgının çıkışında bilgilendirilmediği anlamına geliyor.
Başta Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump olmak üzere dünyada bir çok siyasi lider salgının yayılmasından Çinli yetkililerin sorumlu olduğunu ve DSÖ'nün bu konuda yeterince önlem almadığını ileri sürüyordu.
Eleştirilerin odağı haline gelen DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus ise hem örgütün hem de Çinli yetkililerin üzerine düşeni yaptığını savunuyordu. Fakat bu son değişiklik DSÖ'nün pozisyonunda bazı değişiklikler olabileceği anlamına gelebilir.
Birçok kişi eğer salgın ilk çıktığı yer olan Vuhan'da kontrol altına alınıp dünyaya yayılması engellenmiş olsaydı 11 milyondan fazla kişinin hastalanmasının ve 500 binden fazla kişinin de hayatını kaybetmesinin önüne geçilebileceğine inanıyor.