MTTB Malatya İl Başkanı Sağdıç: "Ayasofya tüm Müslümanların kalbindedir"
Ayasofya’nın 481 yıl cami olarak mabediyetini sürdürdüğünü ve 86 yıldır asli atmosferinden uzaklaştırılarak müzeye çevrildiğini hatırlatan Başkan Mehmet Sağdıç, tekbir ve salavatlarla Ayasofya Camii'nde namaz kılmanın uzak olmadığını söyledi.
Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği'nin, 1934 yılında Ayasofya'yı cami statüsünden müze statüsüne taşıyan kararın iptali için yaptığı başvuru, bugün Danıştay'da ele alındı.
Kararın 15 gün içerisinde açıklanması beklenirken, 1934 yılındaki protokolün iptali yönünde bir karar çıkarsa, Ayasofya’nın yeniden cami yapılmasının önü açılacak.
Konuyla ilgili yazılı açıklamada bulunan Milli Türk Talebe Birliği Malatya İl Başkanı Mehmet Sağdıç, 86 yıldır müzeye çevrilerek ayakkabı ile girilen Ayasofya Camii’nde namaz kılmanın uzak olmadığını söyledi.
Sağdıç, "Fatihî devlet politikasına sahip devletimiz Osmanlı'nın fethettiği ve Peygamber Efendimizin (Sallallahu Aleyhi Vesellem) hadis-i şerifinde bahsettiği İstanbul'un, fethindeki kılıç hakkı Ayasofya Camii'dir. Ayasofya 481 yıl boyunca cami olarak mabediyetini sürdürmüş, 86 yıldır asli atmosferinden uzak kalarak müzeye çevrilmiştir. Ecdadımızın namaz kıldığı kubbenin altında 86 yıldır ayakkabı ile girilmesinin hüznü ve kederi tüm Müslümanların kalbindedir. Efendiler efendisi Resulullah'ın (Sallallahu Aleyhi Vesellem) hadis-i şerifine mazhar olan kutlu komutan Fatih Sultan Mehmed Han'ın fethettiği bu şehrin de Alem-i İslam'ın da hak ettiği; Ayasofya Camii'nin tamamında namaz kılınabilmesidir. Tıpkı mihrabında namaz kıldıran Fatih Sultan Mehmed Han'ın ve nice mollaların, alimlerin yaptığı gibi." dedi.
"Ayasofya'nın camiye döndürülmesi, Haç ile Hilalin kavgasında hanemize yazılan bir zafer olacaktır."
Sağdıç, "1934 yılında verilmiş olan Bakanlar Kurulu kararının kaldırılması, Danıştay'ın kaldırma kararı vermesine bağlıdır. Bu kararın verilmesi demek, yalnızca Ayasofya'nın ibadete açılması değil, ecdadımızın bizlere emanetine yeniden sahip çıkmamız demektir. Avuçlarımızda olan ama bizim olmayan bir mabedi yeniden Alem-i İslam'ın yapmaktır. Kutlu geceleri manevi huzur ile yaşayan ecdadımızın tekbirleri ve salavatlarının yankıları ile dolu olan kubbenin altında namaz kılacağımız günün gelmesi yakındır. Danıştay'ın vereceği karar yalnızca Ayasofya'nın asliyetini kazandırarak camiye döndürülmesi kararı olmayacak, Haç ile Hilalin kavgasında hanemize yazılan bir zafer olacaktır. Kendini Müslüman olarak addeden ve "Elhamdulillah Müslüman'ım!" diyen her ferdin hakkı olan Ayasofya’nın kubbesi altında tekbirlerle ve salavatlarla namaz kılmak bizlere uzak değildir. Ayasofya'yı, artık önüne geçilmez bu sel açacak... Bekleyin gençler!.. Biraz daha rahmet yağsın... Sel yakındır. Fatih ve onun yeni nesline selam!" diye belirtti. (İLKHA)