Bir heykel daha kaldırılıyor
Siyah ABD vatandaşı George Floyd'un polis şiddeti sonucu öldürülmesiyle başlayan ırkçılık karşıtı gösterilerin Belçika'daki hedefi haline dönüşen Kral 2. Leopold'un Gent şehrindeki heykeli, Kongo'nun bağımsızlık günü olan 30 Haziran'da kaldırılıyor.
Siyah ABD vatandaşı George Floyd'un polis şiddeti sonucu öldürülmesiyle başlayan ırkçılık karşıtı gösterilerin Belçika'daki hedefi haline dönüşen Kral 2. Leopold'un Gent şehrindeki heykeli, Kongo'nun bağımsızlık günü olan 30 Haziran'da kaldırılıyor.
Kendi özel mülkü olan Kongo'da, çoğu çocuk 6 milyondan fazla insanın öldürülmesinden sorumlu olan 2. Leopold, Belçika'da sömürge politikalarının temelini atan kişi.
Bağımsız Kongo'nun ilk Başbakanı olan Patrice Lumumba'nın kızı Juliana, "Heykelleri kaldırmak, tarihi değiştirmiyor" diyor.
Belçika'da 1865 - 1909 yılları arasında 44 yıl aralıksız hüküm süren Kral 2. Leopold, ABD'de başlayıp, dünyayı saran ırkçılık karşıtı gösteriler sırasında en fazla tartışılan tarihi kişiliklerden biri oldu.
Özel mülkü olan Batı Afrika ülkesi Kongo'daki fil dişi ve kavuçuk ticareti sırasında bir terör saltanatı kuran 2. Leopold, yerel halkı köle olarak çalıştırdı. Acımasız koşullarda çalıştırılan halk, kaçırma, tecavüz, el ve başlarının kesilmesi gibi davranışlara karşı karşıya kaldı.
Irkçılık karşıtı gösterilerin başlaması üzerine, Belçika'nın bir çok yerindeki 2. Leopold heykelleri saldırıya uğradı. Anvers'teki heykeli yerinden sökülerek ateşe verildi. Kent yönetimi heykelin bir daha yerine konmayacağını açıkladı.
Leuven kenti de, mimari açıdan oldukça önemli olan ve ön cephesi boydan boya heykellerle kaplı olan belediye binasından, 2. Leopold'a ait görüntüyü kaldırdı.
Kral 2. Leopold'un en görkemli heykellerinden biri olan, göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı Gent şehrindeki Zuidpark'taki anıt ise, sembolik anlamı büyük olan bir günde, 30 Haziran'da kaldırılacak. Bu tarih, Kongo'nun 1960 yılında Belçika'dan bağımsızlığını ilan ettiği gün.
Kent konseyi, "Bugüne kadar insanlar, sokaklarımızda ve parklarımızda sömürgeciliğin duyarsız tarihi tasviri nedeniyle kendilerini hakarete uğramış hissediyor" diyerek, ülkenin sömürgeci tarihiyle yüzleşilmesi ve ırkçılığın ortadan kaldırılması için bunu sembolik bir adım olarak değerlendirdi.
Irkçılık karşıtları bu karardan memnun. Ancak sadece heykelleri kaldırmanın yeterli olmadığını, bununla birlikte Belçika'da hala var olan ayrımcılığın da ortadan kaldırılması gerektiğini savunan çok kişi var.
Bunlardan biri de, Kongo'nun Belçika'dan bağımsız olması için mücadele eden ve ülkenin ilk Başbakanı olan Patrice Lumumba'nın kızı Juliana. Kamu yayıncısı VRT'ye konuşan Juliana Lumumba, babasının Belçika'nın da katkısıyla, ABD Haber Alma Teşkilatı (CIA) tarafından öldürülmesine ilişkin sürecin sorumlularının ortaya çıkarılmasını istiyor.
Lumumba, Kral 2. Leopold heykellerinin kaldırılması konusunda, "Ben tarihçi değilim, heykelleri kaldırsanız de kaldırmasanız da, o, Belçika ve Kongo tarihinin bir parçası. Görüntüsünü kaldırmak, tarihi değiştirmeyecek. Ben onu Belçikalı'ların vicdanına bırakıyorum" dedi.
Juliana Lumumba, Belçika'nın geçmişi anlayıp, geleceğe ilişkin kimliğini değiştirmeyi öğrenmesi gerektiğini vurgulayarak, babasının 17 Ocak 1961'de kurşuna dizilmesiyle sonuçlanan sürecin aydınlatılmasını istiyor.
Kongo'nun ilk Başbakanı Lumumba, ülkenin kaynaklar açısından en zengin bölgesi olan Katanga'nın, Belçika'nın desteğiyle bağımsızlığını ilan etmesi üzerine ABD ve Birleşmiş Milletler'den (BM) destek istemişti.
Ancak aradığı desteği bulamayan Patrice Lumumba, bu kez Sovyetler Birliği ile temasa geçince, General Joseph Mobutu'nun gerçekleştirdiği askeri darbe sonucu iktidardan uzaklaştırıldı.
BM,ye sığınma talebi kabul edilmeyen Lumumba, uzun süre işkence gördü. Başkent Kinşasa'daki cezaevinden alınarak gizlice Katanga bölgesine götürülen eski başbakan, 17 Ocak 1961'de 2 arkadaşıyla birlikte kurşuna dizildi.
ABD hükümeti, 2002 yılında, Lumumba'nın, CIA tarafından sağlanan maddi, siyasi destek ve eğitim sonucu öldürüldüğüne ilişkin belgeleri açıkladı.
Belçika Parlamentosu da, 2000'li yılların başında Lumumba cinayetinde hükümetin rolünü tartıştı. Parlamento soruşturma komisyonu, Belçika makamları tarafından görevlendirildiklerine ilişkin kanıt bulunamasa da, bazı önemli kişilerin doğrudan ya da dolaylı olarak Lumumba'nın öldürülmesinde rol oynadıklarını ortaya koydu.
Komisyonu, Belçika hükümetinin cinayette "inkar edilemez bir sorumluluğu" bulunduğunu kabul etti. Ancak, resmi olarak sorumluluk üstlenilmedi. Belçika, Lumumba'nın ailesinden "ahlaki özür" diledi.
Juliana Lumumba, "Ancak bu cinayetle ilgili hala soru işaretleri var. ABD ve BM'nin sorumluluğu konusunda hala aydınlatılması gereken çok şey var. Bu olmazsa, yara iyileşmeyecek ve 60 yıllık yasımız sürecek" diye konuştu.