PANDEMİ SÜRECİ VE SONRASI EĞİTİME BAKIŞ -3-
EBA ve Uzaktan Eğitim sürecinde tespit edilen olumlu ve olumsuz yönlere dün ve önceki günkü yazımızda kısmen değinmeye çalıştık. Yaptığımız çalışma, aldığımız dönütler çerçevesinde şu önerilere sonraki benzer süreçler için kulak verilmesinin ve uygulama imkânı bulmasının makul olacağı kanaatindeyiz.
ÖNERİLER
- EBA’daki ders anlatım süreleri için makul süre 25 dakika olmalıdır. Her sınıf için 3 ders olmalıdır. 3. Ders soru çözme şeklinde ayrı bir ders olarak konulsaydı daha faydalı olurdu. Ders veren kişiler akıllı tahtanın yanı sıra normal yazı tahtası da kullanmalılar.
- Ders izlenme esnasında not almalar zor olmaktadır. Öğrencinin önemli hususları not tutma imkânı oluşturulmalıdır.
- Telafi için Eylül ayı boyunca okullar hafta sonları da dâhil olmak üzere her gün dersler yapılmalıdır. Telafi döneminde her sınıfta ikişer sıra boşlukla en fazla 10 öğrenci olmalı ve öğrenciler tedbir amaçlı maske kullanmalıdır. Sosyal mesafeye uymak ve sınıfları kalabalık tutmamak için ortaokullar örneği üzerinden 5 haftalık şöyle bir ders çizelgesi oluşturulabilir:
PAZARTESİ |
SALI |
ÇARŞAMBA |
PERŞEMBE |
CUMA |
C.TESİ |
PAZAR |
5. Sınıf |
6. Sın. |
7. Sınıf |
8. Sınıf |
5. Sınıf |
6. Sın. |
7. Sınıf |
8. Sınıf |
5. Sın. |
6. Sınıf |
7. Sınıf |
8. Sınıf |
5. Sın. |
6. Sınıf |
7. Sınıf |
8. Sın. |
5. Sınıf |
6. Sınıf |
7. Sınıf |
8. Sın. |
5. Sınıf |
6. Sınıf |
7. Sın. |
8. Sınıf |
5. Sınıf |
6. Sınıf |
7. Sın. |
8. Sınıf |
5. Sınıf |
6. Sın. |
7. Sınıf |
8. Sınıf |
5. Sınıf |
6. Sın. |
7. Sınıf |
Böylelikle öğrenciler sınıflara en fazla 10’ar kişi şeklinde dağıtılır, kalabalık sınıfların da önüne geçilmiş olur. Dersler de saat 09.00-17.00 arası (1 saatlik öğle arası olacak şekilde) işlenebilir. Program oluşturulmadan önce, ilgili derslerin uzmanlarından her ders için kaç saat olacağı ve ağırlığın hangi konulara verilebileceği sorulmalıdır. Örneğin matematik veya tarih için kaç ders saati lazımsa ona göre ders sayısı oluşturulur. Aynı çizelge ilkokul ve liseler için de oluşturulabilir.
Ekim ayına has olmak üzere hafta sonundan 1 gün olmak üzere dersler yayılarak geç başlama eksiklikleri aşılabilir. Eylül ve Ekim için önerilen bu uygulamada iyi bir rehberlik şarttır. EBA sürecine öğretmenlerin olumlu katkısı göz ardı edilmemelidir. EBA’yı daha verimli kullanabilenler teknolojiden daha iyi yararlanma becerisi kazandı bu süreçte. Bunun sonuçları önümüzdeki döneme yansıyacaktır, bir dönem kayıp gibi görünse de ilgili önerilerin değerlendirilmesiyle uzun vadede hayra ve faydaya dönüşecektir.
- Pandemi dolayısıyla öğrenciler 6 aya yakın okul ortamından kopmuş olacaklar. Bu sebeple motivasyon ve konsantrasyon eksiklikleri oluşmuş/oluşacaktır. Eylül ayında telafi süreciyle birlikte tedbirler alınarak öğrencinin eğitim ile olan ilişkisi tekrardan sağlanmalıdır.
- Kimi öğretmenlerin serbest kıyafetlerinin fazlasıyla serbest olduğu EBA ve benzeri uzaktan eğitim ortamlarında önlükle anlatma faktörü daha sağlıklı olurdu. Ayrıca dersleri daha albenili hale getirecek görsellerle zenginleştirilebilirdi/zenginleştirilmelidir. 5-10 kişiden oluşan aktif katılımlı sınıf ortamlarında dersler yapılmalıydı/yapılmalıdır.
- İlkokulda öğretmen faktörü çok önemlidir. İlgili ve hassasiyet sahibi kimi öğretmenler evde öğrencilerini takip etmeye çalıştı; ama yeterli değildi. Bu zorunlu bir şekilde genele yayılmalıydı. Böylece öğretmenler EBA’daki dersler üzerinden her gün ödevlendirme yapıp öğrencileri takip edebilirlerdi. %80’leri bulan dersi takip etmeme, dersten kopma bu şekilde bir tedbirle %30, 40 bandına düşürülebilirdi.
- Eğitimde verim adına hiçbir model yüz yüze eğitim kadar etkili olamaz. Bu nedenle aksayan dönemin tekrarı sadece birkaç haftayla değil yeni eğitim öğretim yılından da birkaç hafta dâhil edilerek konunun etkili özetleri şeklinde verilmelidir.
- Bu vesileyle bir asrı bulan köhnemiş ve çivi tutmayan eğitim sistemi maddi ve manevi değerleri içerecek ve çağın bilimsel ve teknolojik gelişimlerine ayak uydurabilecek şekilde tez elden ve sil baştan değiştirilmelidir. Eğitim ve öğretim sürecinde fiziki yönden ve eğitimci açısından eksiklikler olsa da sıkıntının büyüğü ‘rol model azlığı; okutulan kitaplarındaki yanlış, yoz ve kasıtlı içerik ve görseller, öğrencilerin sosyo-ekonomik durumu ve ezberci eğitimdir.’ Covid-19 ile başlayan süreç, bu değişimi doğru, olumlu ve verimli bir şekilde tetiklemeli ve hızlandırmalıdır.
- Pandemiden dolayı alınan tedbirler akabinde toplum olarak yaşadığımız sıkıntılar mesleki eğitime daha çok önem verilmesi gerektiğini ortaya çıkardı. Şu an bu okullarda maske ve siper üretimi yapılıyor olsa da kalifiye eleman ve atölye azlığı ortadadır. Bu okullardaki üretim ‘gıda, tarım, sanayi, tekstil ve sanayi’ gibi birçok alana yayılmalıdır.
- Telafi eğitimi için belirlenen takvim virüste 2. dalganın oluşabilme ihtimali olan bir sürece denk gelmektedir. Virüs etkisinin bir sonraki eğitim yılına sarkması durumunda:
1- EBA bilişim ağı alt yapısı tespit edilen olumsuz noktalar ve öneriler bağlamında güçlendirilmeli ve her yere ağ altyapısı taşınmalıdır.
2- Toplumsal değerler, kültür ve inanç göz önünde tutularak uzaktan eğitim özellikle ilkokul ve ortaokullar için daha cazip ve eğlenceli hale getirilmelidir.
3- Her öğrencinin EBA bilişim ağına ulaşması için imkânlar oluşturulmalı.
- 2012’de ilkokulda haftalık 25 olan ders saati 30’a, ortaokulda ise 29 olan ders saati 35’e çıkarılmıştır. Geçen süre içinde beklenen verim alınamamıştır. Okullarda hem ders sayısı hem de ders saati oldukça fazladır. Dersler öğrencinin ‘yetenek, kavrama ve imkân’ durumunu gözetmeden herkes için aynı ve eşit olarak düşünülmüştür. Bu yaklaşım terk edilmelidir. Eğitim süreci ‘kişiye, yeteneğe, kapasiteye ve imkâna’ göre fırsat eşitliği bağlamında yeniden dizayn edilmelidir.
- Yeni süreçte temel derslerin ders saatleri azaltılmalı, herkese aynı dersler değil alması gereken dersler verilmeli, ‘müzik, resim, tiyatro ve beden eğitimi’ gibi dersler tercihe bırakılmalıdır.
- Toplumsal dinamikler ve ortak paydaşlık düşünülerek herkesin anadiliyle eğitim alma ortamı oluşturulmalıdır. Anadil, ‘seçmeli ders’ olarak değil ilgili dili konuşan tüm öğrenciler için zorunlu hale getirilmelidir. Seçmeli ders veya branşı talep edilmeyen dersler için öğretmenlere kurs açma hakkı tanınmalı veya ilgili öğretmene sabit bir ek ders geliri sağlanmalıdır.
- Kovid 19 (Korona virüsü) sebebiyle eğitimde devreye giren EBA ile gerekli gereksiz, normalden fazla sanal âlemle bir iç içelik oluştu. Bunun olası zihinsel ve bedensel zararları okullar açılınca gerekli anket ve muayeneler ile tespit edilmelidir.
- İnternet ve cep telefonunun zararlarından bahsedip duruyoruz. Uzaktan eğitim nedeniyle kendi telefonlarımızı eğitim için çocuklarımızın eline biz verdik. Bu, ne kadar gerekli ve faydalıdır hesabını yapmadık. Şimdi de örgün eğitim başlayınca çocuklarımızı bunlardan uzak tutma veya daha az kullanmaları için ellerinden almaya çalışacağız. Bu büyük bir sorun oluşturacaktır. Olası yeni bir uzaktan eğitim sürecinde bunun önüne şöyle geçilebilir:
EBA için cep telefonu ve internete hiç ihtiyaç bırakılmadan eğitim tümüyle televizyondan yapılabilir. Bu daha makul ve adaletli olur. Evinde internet ve akıllı telefon hatta normal telefon olmayan on binlerce aile varken evinde televizyon olmayan aile sayısı azdır. Yine öğrencilere küçük broşür şeklinde ilgili kitaplar, soru bankaları ve okunması tavsiye edilen hikâye, roman, masal kitapları, dini ve ilmi kitaplar hazırlanıp milli eğitim müdürlükleri aracılığıyla öğrencilere gönderilebilmelidir.
…
Sonuç olarak bu süreç, ‘Neler telafi edilmeli ve eğitimin hangi noktalarında eksik kaldık?’ sorusuna sağlıklı bir cevap bularak sonuçlanmalıdır. Yoksa ‘Nasılsa bir badireyi daha atlattık, bakalım yarınlara…’ şeklinde bir düşünce sıkıntı olur. Öğretmenler verilmesi, öğretilmesi gereken bilgileri EBA olmasa da sonraki bir süreçte rahatlıkla telafi edebilirler. Ancak bu süreç, bir avantaja dönüştürülebilir. Yıllardır, hep aynı şey söylendi:
‘Ezbere eğitime hayır! Tek tip bir anlayışa hayır! Değerlerimizle uyuşmayan, yetenek ve kapasiteyi öncelemeyen eğitime hayır!’
Ama uygulamada hep ezber, hep tek tip, hep bir tonga mantığı eğitimde vardı. Bu süreç, bunun giderilmesi için bir fırsata dönüştürülmelidir. Teknoloji kullanımı noktasında yıllarca haklı ama bilinçsiz ve yanlış bir düşmanlık yapıldı. Öğretmen de teknolojiyi kullanma yönüyle yeterli değildi veya pek önemsemiyordu. Süreç ister istemez hepimizi ‘istemezük’ dediğimiz teknolojiye mecbur kıldı. Eğitimi ve iş takibini teknolojik imkanlarla online sürdürme noktasında eksiklik ve yanlışların bilinmesini getirdi. Bu süreç, iyi değerlendirildiğinde önemsizleştirilen ve olumsuz algılara maruz bırakılan birçok meslek ve alan gibi öğretmenlik mesleği ve eğitimin önemi daha iyi anlaşılacaktır.
Milyonlarca öğrenci ‘duruşu, kıyafeti, bakışı, fikir dünyası, jest ve mimikleri’ ile aynı öğretmeni dinlemek ve izlemek zorunda kaldılar. Bunun ortaya çıkaracağı algı etkilemesini ve sübliminal mesajları da göz ardı etmemek lazımdır. Sadece şunu örnek verirsek meram iyice anlaşılır. 23 Nisan haftası boyunca özellikle EBA ilkokul derslerinde ‘şarkılar’la öyle bir etki bırakıldı ki okulların süslenmediği kadar evler süslendi.
Dile getirilen olumlu ve olumsuz tespit ve önerilerin önemli olduğuna ve ilgili ve yetkili kişiler tarafından önemsenmesi gerektiğine inanıyoruz.
İbrahim Dağılma / DOĞRUHABER