YKS'ye girecek öğrenciler kalan süreyi nasıl değerlendirmeli?
Yükseköğretim Kurumları Sınavı'na (YKS) sayılı günler kala öğrencilere çeşitli tavsiyelerde bulunan Eğitimci Erkan Haras, kalan 2 buçuk haftalık süreçte öğrencilerin bol bol soru ve deneme sınavı çözerek hazırlık yapmaları gerektiğini söyledi.
Yeni tip Coronavirus (Covid 19) tedbirleri kapsamında Türkiye ve dünyanın birçok ülkesinde birçok kurumun faaliyetlerine ara verilmiş, bu kapsamda eğitim kurumları da mart ayının ortasından itibaren kapatılmıştı. Yeni normalleşme süreciyle birlikte Türkiye’de 1 Haziran itibarıyla faaliyetlerine başlayan kurumlardan birisi de özel okullar oldu.
27-28 Haziran tarihlerinde yapılacak olan YKS'ye girecek olan öğrencilerin kalan 2 buçuk haftalık sürede yapmaları gerekenler hakkında İLKHA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Eğitimci Erkan Haras, öğrencilerin farklı kaynaklardan bol bol soru çözerek zamanı değerlendirmeleri gerektiğini ifade etti.
Haras, “Pandemi süreci sebebiyle 16 Mart tarihinden itibaren kurumların hepsi tatil oldu. Öğrenciler okullarına gidemediler. Bu süreç uzaktan eğitimle devam ettirildi. Camdan (İnternet) yapılan eğitimin pek candan olmadığını gördük. Candan yapılan bir eğitim camdan da olsa etkili olur. Yeter ki, aşkla şevkle yapılsın.” dedi.
"Öğrenciler süreci iyi değerlendiremediler"
Özellikle meslek lisesi öğrencilerinin staj, okul ve kurslara gitmeleri sebebiyle derslere çalışamadıklarından şikâyetçi olduklarını hatırlatan Haras, “12'nci sınıfları çok şanslı görüyorum. 'Kurslara gidiyoruz' diyerek yoğunluktan şikâyet ediyorlardı. Bu yüzden de derslere yeterince çalışamadıklarını söylüyorlardı. Bu süreçte okul da staj da kurs da olmadı. Evdeler ve ellerinde imkân var. Öğretmenleri onlarla iletişim içerisinde, EBA desteği var. Fakat bu süreçte şunu gördük ki daha aktif bir eğitim yerine daha tembel bir moda girmeye başladılar. Hemen pasifize olmaya başladılar. Aslında camdan eğitim dediğimiz telefon, tablet, bilgisayarla da imtihan olduk. Eskiden velilere çocuklarınızı bunlardan uzak tutun derken şimdi teşvik etmelerini istiyoruz. Ancak bu imtihanı veremedik.” diye konuştu.
“Öğrenciler, öğretmenin, sınıfın, yüz yüze eğitimin kıymetini anladılar”
Haras, “YKS’ye 2 buçuk hafta kaldı. Bu süreçte öğrencilerin hazır olup olmadığı tartışılır. Genel itibarıyla çok hazır olduklarını düşünmüyorum. Evin içerisinde canları sıkıldı ve yüz yüze kendilerini yönlendiren bir eğitmen beklediler. Belki de yüz yüze eğitimin kıymetini bilemediklerini anladılar. Biz her zaman ‘Sınıfınız, eğitmeniniz, tahtanız var. Bunun değerini bilin!’ diye söylüyorduk. İnsanın başına bir şey gelmediğinde anlamıyor. Öğrencinin başına da böyle bir şey geldi. Sınıfından, öğretmeninden, tahtadan, yüz yüze eğitimden uzak kaldı. Evde bu işin olmadığını anladı.” şeklinde konuştu.
“Sınav ister haziranda ister temmuzda ister ağustosta olsun sizin ne yaptığınız önemli”
Sınav tarihinin önce temmuz ayına ardından tekrar haziran ayına alınmasının öğrencilerin psikolojisini etkilediğini belirten Haras, “Sınav temmuza alındığında ‘Daha sınava var’ diyerek rahatladılar. Tekrar hazirana alınınca tepetaklak oldular. O süreçte bazı öğrencilerimize ulaşmaya çalıştık. Bunun çok önemli olmadığını söyledik. Bence hazirana alınması iyi oldu. Temmuz ayı çok sıcak olduğu için bu sefer öğrenciler ‘Çok sıcaktı yapamadım’ diyerek şikâyet edeceklerdi. Hangi şartta olursa olsun sizi bir yere getirecek olan sizin çabanızdır. Sınav ister haziranda ister temmuzda ister ağustosta olsun sizin ne yaptığınız önemli. Bu süreçte öğrencilerin ne yaptığı önemlidir. 2 buçuk hafta hayatını değiştirebilir. Bütün gücüyle, tüm zamanıyla varını yokunu ortaya koyarsa, büyük bir çaba içerisinde ‘Ben bu işi yapacağım’ diye karar verirse başarabilir. En büyük etken karar verme aşamasıdır. Net bir duruşla sınavı kazanabilir.” dedi.
“2 buçuk hafta değil 2 buçuk gün değil insanların hayatı bazen 2 buçuk saatte değişebiliyor”
Hükümetin özel okulların 1 Haziran itibarıyla açılabilmesine olanak sağlamasının öğrencilerde oluşan rehavetin giderilmesi için önemli olduğunu söyleyen Haras, kalan sürede neler yapılabileceğine ilişkin şu önerilerde bulundu:
“Kalan süreçte bol bol deneme çözülmeli. Bu saatten sonra bence konu çalışılmamalı. Kitaptan konu çalışılarak bu işi götüremeyiz. Bu sene başında yapılacak işti. Şu an bol bol soru çözmek, deneme sınavları çözmek, eksik kalan bir konusu varsa kitaptan değil internetten dinlemeli. Ona da zamanım yetmiyor diyorsa ‘doping hafıza’ dediğimiz sistemle dinlemek önemlidir. Özellikle tarih, coğrafya, edebiyat gibi bazı derslere çalışan arkadaşlar varsa ezber yapmamalılar. Ezberle olmaz, okuduklarını hafızalarında tutabilmek, damıtabilmek önemlidir. Kalan neyse işi onlarla götürebilmek gerekir. Sınavda karşılarına konu değil soru gelecek. O yüzden ne kadar farklı soru yöntemiyle karşı karşıya gelirse sınavı kazanma şansı o kadar artar. Bu da bize farklı kaynaklar üzerinden çalışmayı gösterir. 24 saat uzun bir süre. 3 ay boyunca 24 saatlerini evde geçirdiler. Çok büyük bir zaman dilimi. Şimdi 2 buçuk hafta kaldı. Bu durum strese yol açmamalıdır. Aşırı kaygı ve stres bize kaybettirir. Bu aşamada ‘Ben sene başından beri çalışıyorum. Sene başından beri emek veriyorum ve arkamda bir eğitim ordusu var. Bu eğitim ordusu bize destek verdi ve son görev bana düşüyor’ diyerek silkelenmeli ve bol bol deneme çözmeli, farklı kaynaklardan sorular çözmeli, internetten ders dinlemeli, farklı bakış açısına sahip kaynak kitaplarla buluşmalıdır. 2 buçuk hafta değil, 2 buçuk gün değil insanların hayatı bazen 2 buçuk saatte değişebiliyor.” (İLKHA)