Dr. Yeşiltaş: “Darbeci Hafter güçleri kurmay bir akıldan yoksun olduğu için kaybediyor”
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Güvenlik Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Murat Yeşiltaş, Libya ile gündemdeki konulara dair İLKHA'ya önemli değerlendirmelerde bulundu.
Libya’daki gelişmeleri aktaran SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Murat Yeşiltaş, darbeci Hafter güçlerinin kurmay bir akıldan yoksun olduğu için kaybettiklerini söyledi.
“Sirte’nin alınmasından sonra Libya’da dengeler önemli derecede değişecektir” diyen Yeşiltaş, “Libya’nın Sirte bölgesinde çatışmalar birkaç gündür yoğun bir şekilde devam ediyor. Hafter’e bağlı bazı unsurların Sirte’den ayrıldığını görüyoruz. Tabi bu Libya ordusunun yüksek askeri temposunun neticesinde oldu. Sirte’nin alınmasından sonra Libya’da dengeler önemli derecede değişecektir. Sirte’den sonra hedef Cufra olacaktır. Bu da Libya’nın güney bölgesinin UMH’nin eline geçmesi anlamına gelmektedir. Ayrıca petrol ile ilgili yeni bir avantaj elde edilmiş olacak. Zaten geçen haftalarda Hafter’in elinden alınan bazı bölgelerde petrol üretimi yeniden başladı. Bu durum Trablus hükümeti üzerindeki ekonomik baskıyı önemli ölçüde azaltacaktır. Sirte’nin alınması önümüzdeki dönem yeni bir siyasi süreç başlatabilir. UMH yetkililerinin yaptığı açıklamalara bakıldığında Libya’nın tamamının kontrol altına alınmak istendiği anlaşılmaktadır.” dedi.
“UMH’nin temel problemlerinden biri askeri güçlerinin kurmay bir akıldan yoksun olmasıydı”
Açıklamasının devamında Yeşiltaş, “UMH’nin başarısının birçok unsurun bir araya gelmesi ile ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Ama en önemli destek olarak Türkiye’nin ortaya koymuş olduğu siyasi irade ve tüm uluslararası camiaya UMH’yi destekleyeceğini ilan etmiş olmasını söylemek mümkün. Bir diğer unsur da Türkiye’nin UMH ile yapmış olduğu askeri anlaşma ile UMH güçlerinin askeri etkinliğini ve yetkinliğini arttırmış olması. UMH’nin temel problemlerinden biri askeri güçlerinin kurmay bir akıldan yoksun olmasıydı. Türkiye askeri anlamda danışmanlık vererek UMH güçlerinin darbeci Hafter’e bağlı milislere karşı nasıl organize olacaklarını ortaya koydu. Örneğin, çok ciddi istihbarat sorunları vardı UMH cephesinde. Çok önemli operasyonel bilgiler darbeci Hafter tarafına sızdırılıyordu. Dolayısıyla özellikle istihbarat alanının sıkı bir şekilde denetlenmesi ve organize edilmesi gerekiyordu. Bu sağlandı ve beraberinde başarıları getirdi. Türkiye’nin UMH güçlerine sağladığı bir başka fayda da askeri kapasitesini arttırmasıdır. UMH’nin Türkiye’den almış olduğu insansız hava araçları sayesinde darbeci Hafter’e karşı hava gücü dengelenmiş oldu. Kısa bir süre sonra da hava üstünlüğü UMH lehine geçmiş oldu. Tabi tüm destekler sayesinde bazı cephelerde elde edilen başarı ve kazanımlar tüm cephelerde kendini gösterdi.” ifadelerini kullandı.
“Hafter güçlerinin çok farklı unsurlardan oluşması avantaj gibi görünse de çok ciddi bir dezavantaj”
Darbeci Hafter’in BAE, Mısır ve Rusya’dan finans, askeri teçhizat ve lojistik gibi birçok yardımı almasına rağmen başarısız olmasının bazı nedenleri olduğunu dile getiren Yeşiltaş şunları söyledi:
“Bunların başında Türkiye gibi bir aktörün UMH güçlerine destek vermesidir. Bir diğer etken darbeci Hafter güçlerinin çok farklı unsurlardan oluşmasıdır. Bu sayısal anlamda avantaj gibi görünse de çok ciddi bir dezavantaj. Çünkü bu farklı unsurlar Hafter’in bütüncül bir kurmay akıldan yoksun kalmasını sağlamıştır. Çok parçalı, çok eklektik bir askeri akılla yönetilmesi de yine başarı sağlayamamasının sebeplerinden biridir. Darbeci Hafter güçlerinin ortak bir ideal, ortak bir vatan duygusundan yoksun bu çok parçalı yapısı ile başarı elde etmesi zaten mümkün değil. Hafter’in darbe yapmaya kalkışması, halkı ve kabileleri tehditle yanına çekmeye çalışması bir meşruiyet sorununu ortaya çıkardı ve bu sorun da savaşın sürdürülebilmesi için büyük bir engeldir. Tüm bunlar göz önüne alındığında darbeci Hafter’in başarısız olması çok normal.”
“Hafter kaybetmeye devam ederse, bölgesel finansörlerin desteğini çekme ihtimali çok yüksek”
Yeşiltaş devamında, “Kahire Bildirgesi’nin ortaya koymuş olduğu unsurlar bunun taktiksel bir ateşkes ilanı olduğunu ortaya koymaktadır. Hafter bu bildirgeyle zaman kazanmak ve kendi meşruiyetini sağlamaya ve sağlamlaştırmaya çalışmaktadır. Ayrıca güçlerinin gerilemesini dondurarak yabancı aktörlerin yardımlarının devam etmesini sağlamayı hedeflemektedir. Ancak çatışma birkaç hafta daha devam eder ve darbeci Hafter kaybetmeye devam ederse, bölgesel finansörlerin desteğini çekme ihtimali çok yüksek. Hafter ve Sisi bunu istemiyor. Çünkü bu durum Sisi’nin bu bölgede gerçekleştirmek istediği projelerinin çöpe atılması demek olur.” açıklamasında bulundu.
“UMH’nin yükselişi devam edecek ve bu yükseliş siyasi bir imkân da ortaya çıkaracak”
Açıklamasının sonunda Yeşiltaş, şunları kaydetti: “Yani UMH bugün bütün Libya’yı kontrol etse bile Libya’daki çatışma dinamikleri ortadan kalkmayacak. Bu bölgesel krizinde tarafları var. Tarafların vizyonları arasında ciddi farklar oluşmuş durumda. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde Libya’da siyasi bir süreç başlasa bile hızlı bir çözüm mümkün değil. Libya’nın avantajı krizin Suriye krizi kadar derin olmaması. Çatışmalarda Suriye’deki kadar çeşitli değil. Önümüzdeki günlerde UMH’nin yükselişi devam edecek ve bu yükseliş siyasi bir imkân da ortaya çıkaracak.”(İLKHA)