<p>Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) Başkan Yardımcısı emekli Tümgeneral Dr. Güray Alpar, ABD’nin Minnesota eyaletinde polis tarafından gözaltına alınırken öldürülen siyahi George Floyd’an sonra Amerika’da başlayıp neredeyse tüm batı ülkelerine yayılan eylem ve protestolarla ilgili olarak Amerika ve Batı'nın yaptığı en büyük hatanın adalet ve insan merkezli sistemi göz ardı etmesi olduğunu belirtti.</p> <p><a href="http://video">video</a></p> <p>Alpar, “Amerika ve Batı'da kendini üstün görme ve merkeze alma anlayışı hep vardı. Kendinden olmayan insanları sözde kendi oluşturduğu değerler üzerinden medenileştirme düşüncesi var. Bu düşünce hiçbir zaman kaybolmadı ve hep yaşandı. En sonunda çok büyük bir tepki yaşandı. İnsanlar artık sorgulamaya başladı. Mevcut sistem insani ve adaletli değildi. Batının yaptığı en büyük hata adalet ve insan merkezli sistemi göz ardı etmesiydi. Bunun sonuçlarını görmüştük. Yaşlılara ‘siz ürettiğiniz sürece varsınız, üretmiyorsanız siz yoksunuz’ deniliyor. Dolayısıyla insanlar kendisini önemli hissetmiyor.” dedi.</p> <p><img alt="" src="/files/uploads/2%28180%29.jpg" style="width: 1366px; height: 910px;" /></p> <p><strong>“İnsanlara ‘biz sizi tehditlere karşı koruyacağız’ dediler”</strong></p> <p>“2001 yılındaki olaydan sonra ABD Başkanı ‘8 trilyon dolar harcadık’ diyor. Ama sonuçta herhangi bir şey yok.” diyen Alpar, konuşmasına şöyle devam etti: “İnsanlara ‘biz sizi tehditlere karşı koruyacağız’ dediler. İnsanlar kendi yöneticilerine o kadar yetki ve para vermişler ama en basit virüs tehdidine karşı bu insanları koruyamadılar. Sağlık sistemi insanların ihtiyaçlarını karşılayamadı. İnsanları bir maskeye muhtaç etti. İnsanlar ‘o kadar parayı nereye harcadınız’ diye sorgulamayacak mıydı? Tabi ki bu dönem içerisinde insanlar bunları değerlendirdiler. İnsanlar ‘ne oluyor kandırıldık mı?’ dedi. Zaten bir aşağılama ve küçümseme refleksi var. Küçümsenen insan sosyolojik olarak üç türden tepki verir. Birincisi, insan kendini aşağılık hissediyorsa alkol, uyuşturucu ve madde bağımlılığı gibi şeylere yönlenir. İkincisi, şiddet eylemlerine başvurur. Üçüncüsü de içine kapanır. Amerika’da yaşanan olaylar da o birikmişliğin ve sıkışmışlığın dışa vurmasıydı. Bu olaylar bir yerden başladı ama giderek yayılıyor ve yayılacaktır. İnsanlar artık kabul etmiyor sorguluyor. Güvenlik ve diğer konularda da sorguluyorlar. Çözümü insanı merkeze almaktır. Eşitlikçi ve adaletli bir sistem kurulması gerekir."</p> <p><strong>“Amerika’da mevcut sistemin kendisini tekrar değerlendirmesinin zamanı gelmiştir”</strong></p> <p>Amerika ve Batı'da büyük adaletsizliklerin olduğunu söyleyen Alpar, “Gelişmişlik düzeyine baktığımız zaman dünyadaki milyarlarca insanın günde bir dolardan aşağı geliri var. Zannediyoruz ki büyük ülkelerde Batı'daki insanların hepsi çok iyi durumda yaşıyor. Hayır, oralarda da büyük adaletsizlikler var. Dünyada en fazla geliri olan 10 kişinin geliri dünyanın diğer kalan yarısının gelirinden daha fazla. Böyle adaletsizliğin olduğu bir ortamda da insanlar kendilerini mutlu hissetmiyor. Kendilerini köleleşmiş hissediyor. Bir de bunun üzerine sembolik bu tür olaylar olduğu zaman bunları çok yoğun bir şekilde dışa vuruyor. Mevcut uluslararasını temsil eden batı belki de en önde gelen en gelişmiş ülkelerdir. Olaylar Amerika’da başladı ve oradan İngiltere’ye sıçradı. Fransa’da çok önceden başlamıştı ve devam ediyor. Olaylar Norveç, Belçika ve İspanya’ya da yayıldı. Olaylar diğer ülkelere de yayılacaktır. Nedeni de mevcut uluslararası sistem hatalı bir sistemdir. Mevcut sistemin kendisini yeniden yorumlamasının ve tekrar değerlendirmesinin zamanı gelmiştir diye düşünüyorum.” şeklinde konuştu.</p> <p><strong>“Antifa nasıl bir örgütmüş ki Amerika’da insanları harekete geçirebiliyor”</strong></p> <p>Alpar, konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Olayların başlamasıyla ilgili olarak ilk aşamada basit bir çözüm bulunarak birilerinin suçlanması sorunun çözümü manasına gelmiyor. Sorunun esasını açıkladım. Batı'da birikmiş bir sorun var. Bunun suçunu bir kişiye bir örgüte atarak bu işin içinden çıkamazlar. Antifa nasıl bir örgütmüş ki Amerika gibi istihbaratı çok güçlü olduğunu değerlendirdiğimiz bir ülkede insanları harekete geçirebiliyor. Temel nedeni o insanlara insanca değer vermemektir. Mevcut gelir dağılımdaki adaletsizliği gidermek gerekir. En son kriz esnasında Amerika’da milyonlarca insan işsiz kaldı ve bunların yarısının sağlık güvencesi de yoktu. Ürettiğiniz zaman, işiniz olduğu zaman hayatınızı sürdürebiliyorsunuz.”<strong>(İLKHA)</strong></p>