Bartın Devlet Hastanesinde görevli Psikolog Dr. Seda Kaya Altıntaş ve Psikolog Emine Atalay, 2-3 yaş çocukların ve okul çağında ki çocukların televizyon ve bilgisayardan ne kadar etkilendiğini açıkladı.
Psikolog Dr. Seda Kaya Altıntaş, “Televizyonun öğretici özelliklerinin yanı sıra yardımcı özelliğine de dikkat çekmek gerekir. Bu yüzden çocukların ve yetişkinler için iyi bir araç haline gelebiliyor. Fakat televizyonun öğretici ve yaratıcı özelliğinin yanında tehlikeli olması da söz konusu olabiliyor. Yetişkinler için ve en önemlisi çocuklar için daha temkinli olunması gerekiyor. Bu yüzden televizyonu kontrollü kullanılması gerekmektedir.

Özellikle 3 yaşından küçüklerin televizyon izlemesine başlanmaması gerekiyor. Çünkü 1-2 yaş grubu çocuklar için bilgi ve gelişim yaşları için önemli bir dönemdir. Üç yaş sonrasında bu sürecin kontrollü olması gerekmektedir. Çünkü televizyon ve bilgisayar zararlı etkilere sahiptir. Özellikle şiddet davranışlarının öğrenilebilmesi için ilk bilgi kaynağıdır. Televizyon, bilgisayar ve görsel basın çocuklar ve gençler için ilk bilgi kaynağı oluyor.

Kontrollü kullanılması bu konular açısında önemlidir. Şiddet gören çocuklar televizyonda da, şiddet izledikleri zaman bunu normalleştiriyorlar. Sonuç itibari ile şiddeti kendileri de çözüm aracı olarak kullanıyorlar. Özellikle 1-2 yaş civarında çocuk konuşmaya başlamış olması nedeniyle televizyonla karşılaştığında konuşmasını geciktirebiliyor. Sınırlama konulmazsa çok fazla zaman geçirmesine neden olabilir. İletişiminin ilerlemesine neden olur. Kilo alması ve yakından bakıldığında ise, gözlerinde bozukluk meydana gelir.

Bunlar için yetişkinlerin iyi bir şekilde plan yapması gerekiyor. Örneğin, kurallar getirilmelidir. Sadece televizyon değil, bazı kuralları öğrenene kadar kurallar devam etmelidir. Çocuğa yaptıklar davranışlar karşısında zararları ve yararları anlatılmalıdır. Her gün yarım saat izin verilebilir. Belli programları izlemesi söylenebilir.

Tabi bunları yaparken ebeveynler de yanında bulunacak faydalı olan kanalları onlara anlatacaktır. İzledikten sonra da ne yapılacağı konusunda bilgi verilmelidir. Örneğin, izlenen bir programdan sonra çocuğa neler anladığı ile sorular sorulursa daha faydalı bir hale gelebilir” dedi.
Okul çağında ki, çocukların okuldan hariç diğer günlerde televizyon ve bilgisayar karşısında vakit geçirerek diğer yapması gereken kuralları hiçe saydığını söyleyen Psikolog Dr. Emine Atalay ise, “Aileler çocukları ile bir araya gelerek ne kadar bilgisayar, televizyon ve dışarıda ne kadar oyun oynanacağı ile ilgili karar vermelidirler.

Bu kararı verirken ödül, ceza yöntemlerinden herhangi biri kullanılabilir. Çocuğunuz bir saat televizyon izlemiş ise, bir saatte kitap okumalıdır. O gün yapması gereken ödevlerini yapmamış ise, bilgisayardan ve televizyondan tamamen kesmemek şartı ile zamanı yarıya indirilebilir. Ogün içerisinde ödevini yapmamış ise, bir saat olan televizyon hakkı yarım saate indirilebilir.

Aynı zamanda bilgisayar ve televizyonun konumu çocukların onlardan nasıl etkilendiği konusunda çok önemlidir. Örneğin, bilgisayar çocuğun göreceği bir konumda ise, aile onun ne yaptığını göremez, dolayısıyla çocuk kendine ait bir özgürlük alanını kullanmış olur.

Aile bilgisayarın ekranını herkesin görebileceği bir şekilde yerleştirirse o zaman çocuğunun ne yaptığını kontrol edebilir, hangi sitelere girdiğini görür ve bunlardan zarar mı? Yarar mı? Gördüğünü bilir. Bilgisayarda ve televizyonlarda gösterilen aktivitelerde eğer şiddet içeriği fazla ise, çocuk bunlardan etkilenerek bunlardan bir çözüm yolu aramaya başlar.

Televizyonda izlediği programda birbirlerini döven iki kişi gördüğünde, kendisi de sınıfta arkadaşını dövmeye kalkışır. Saatlerin kısıtlanması, izlenen programın içeriği aile tarafından kontrol edilmesi gerekmektedir. Çocuğun kararı ile birlikte aile kararı ortak olmalıdır. Herkes ev içerisinde bu kurala uymalıdır” dedi.