HAMAS’tan İslam ülkelerine çağrı: DİRENİŞE DESTEK VERİN
HAMAS’ın Gazze’deki resmi sözcüsü Müşir El Mısri gazetemize verdiği özel röportajda birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu. Müslümanların Kudüs ile olan bağının dini ve itikadi olduğunu söyleyen Mısri, bu davayı tüm İslam ümmetinin üstlenmesi gerektiğini belirterek “Tehdit seviyesinde, tarihi ve sorumluluk sahibi duruşlar bekliyoruz. Öyle bir tepki olmalı ki siyonist düşman ateşle oynadığını ve kırmızı çizgiyi aştığını anlamalı.” Diye konuştu.
Zeyd VAROL
Gazetemiz ile özel röportaj gerçekleştiren HAMAS’ın Gazze’deki resmi sözcüsü Müşir El Mısri, Filistin topraklarından Türkiye ve tüm İslam âlemine selamlar gönderdikten sonra “Allah azze ve celleden ümmetimizi ve veba ve belalardan muhafaza etmesini diliyoruz. Allah'a bu ümmetin vebalardan kurtulup asıl davaları olan Filistin meselesine tekrar yönelme fırsatı vermesini diliyoruz” diye dua etti.
KUDÜS DAVASI DİNİ BİR DAVADIR
Kudüs davasının kavmi ya da vatani bir mesele olmadığını bilakis dini bir dava olduğunu ve belirten El Mısri, “Kudüs, ilk kıblemiz, ikinci mescidimiz ve üçüncü haremi Yakfimizdir. Kudüs'ü özgürleştirmek sadece onun etrafında öldürülen Filistinliler ile bağlantılı değil, bilakis Kudüs davası her Müslümanın ve tüm ümmetin davasıdır. Filistin toprakları ve bu toprakların özü olan Kudüs üzerindeki bu tarihi ve dini bağ, Müslümanların onun zaferi için çalışmasını gerektiriyor” diyerek Müslümanları harekete geçmeye çağırdı.
“TOPRAKLARIMIZIN KURTULUŞU İÇİN TEK YOL DİRENİŞTİR.”
Bu günlerde Filistin halkının Nekbe'sinin 72'inci yıldönümünü idrak ettiğini belirten El Mısri, “Filistin davasına karşı hala yeni Nekbe’ler yaşatılmaya devam ediliyor” dedi. Konuşmasının devamında bazı Arap ve İslam rejimlerinin öncelikli davaları olan Filistin davasından geride durmaları ve uğursuzluk getiren Oslo Anlaşması gibi bazı adımların Siyonistleri cüretkâr hale getirdiğini belitti. Ardından “bazı tarafların Siyonistlerle uyumlulaşmaya yönelmesi ve onlarla barış yoluna inanması gibi meseleler Siyonist düşmanı tarihi haklarımıza ve vatani sabitelerimize karşı saldırılar yapmada ve daha fazla işgale gitmede cesaretlendirdi” dedi.
Müşir el Mısri, “Şüphe yoktur ki tüm halkların tecrübe ettiği şey, topraklarının işgalden kurtulması için açık ve net bir tercihle direnişi seçmeleridir. İşgalciye karşı Devrim ve İntifadayı tercih etmeleridir. Bazı Filistin evlatları başka tercihler doğrultusunda bir yolda gitmeyi istediler. Kimi Arap Rejimlerinin desteğiyle Siyonist düşmanla çözüm ve diyaloğa girmeği tercih ettiler. Fakat bu tercihler yaklaşık çeyrek asırdır Filistin halkının gayretiyle fiyaskoyla sonuçlandırıldı. Maalesef bu yanlış tercihler Siyonist düşmanı geri kalan haklarımızı da almaya ve Filistin meselesini tasfiye etmek için daha fazla çalışmaya cüretkâr kıldı” dedi.
Konuşmasının devamında bu tercihler yüzünden bugün Yüzyılın Anlaşması ve Batı Yaka'nın İlhakı gibi meseleler ile karşılaştığımızı ve sonuç olarak başarısız olan tercihlerin önünde kalan tek tercihin bu karar olduğunu belirtti. El Mısri “ bu tercih Filistin halkının inandığı bir tercihtir. Bugün HAMAS Hareketi bu tercihin mızrağının ucunu yani, Cihad ve direniş tercihini temsil ediyor. Siyonist düşmanı Gazze'den kovmaya götüren bu tercihtir. Siyonist düşmanı birinci esir takasında esirlerin 5 de birini serbest bırakmaya zorlayan bu tercihtir. Düşmanı çaresizliğe sürükleyen ve işgaline karşı ona bedel ödeten bu tercihtir” ifadelerini kullandı.
Konuşmasının devamında şu an göç durumu tamamen tersine döndüğünü ve Allah azze ve cellenin yardımıyla askeri direnişin kalkınmasının önünde duramayan Siyonist akımın güvende duygusundan yoksun olduğu için göç etiğini belirtti.
BİZİM DÜŞMANLIĞIMIZ SİYONİSTLEREDİR
Arap ülkeleri, İslam ve diğer dünya devletleriyle olan ilişkilerinin ılımlılık üzere olduğunu belirten Müşir el Mısri, “Bizim tek bir tarafla düşmanlığımız var o da Siyonist düşmandır” dedi.
Konuşmasının devamında “Mısır eksen devlet konumunda ve onunla olan ilişkilerimizin olumlu ve pürüzsüz olmasıyla ilgileniyoruz. Bu son dönmede bazılarının HAMAS Hareketi ve Mısır arasında oluşturmaya çalıştığı engel duvarları kırmaya çalıştık. Bugün ilişkiler olumlu olarak gelişiyor. Mısır'la Filistin meselesi konusunda beraber temas içerisinde olmayla ve buna devam etmeyle ilgileniyoruz. Mısır tarihi ve milli olarak Filistin meselesinde üstüne düşen görevi yerine getirmelidir. Buradan tekrar Mısır'la olan ilişkilerin pekiştirilmesiyle ilgilendiğimizi belirtmek isterim” ifadelerini kullandı.
Konuşmasının devamında “Öncelikle şunu kesinleştirelim: Sina Mısır'ın bir kısmıdır. HAMAS Hareketi'nin ve Filistin direnişinin dış stratejisi devletlerin kendi dâhili işlerine müdahale etmemek üzeredir. Bundan dolayı buradan şunu ifade edeyim ki HAMAS'ın Sina'da siyasi, güvenlik ve askeri bir rolü yoktur. Bizler Allah'ın izniyle Mısır için esenlik, güvenlik ve istikrar istiyoruz” dedi.
SİYONİST İŞGALCİ ARAP ÜLKELERİNİN ZAYIFLIĞINI KULLANIYOR
Suriye için güven ve istikrar istediklerin belirten El Mısri, “Arapların ya da İslam devletlerinin kendi aralarında herhangi bir kargaşa durumu yaşamaları, Filistin meselesini hedef almak için boş vakit kovalayan ve bu yüzden bu ihtilafları besleyen Siyonist düşmanın işine yarar” dedi.
Konuşmasının devamında Yüzyılın Anlaşmasının Filistin meselesinde yeni bir Nekbe oluşturduğunu belirten el Mısri, “Bugün Siyonist düşman sadece doğusuyla batısıyla Kudüs kentini Siyonist akım için bir başkent olarak tanımakla ve Golan tepelerini ilhak etmekle kalmıyor. Ayrıca bu gün Batı Yaka'yı da ilhak etmeye çalışıyor. Tarihi Filistin alanının yüzde 90'ının Siyonist düşmanın olması için Batı Yaka'nın ilhakını gerçekleştirmek istiyorlar. Şüphe yoktur ki Siyonist düşman Arapların zayıflığını fırsata çevirip kullanıyor. Başka işlerle meşgul olmalarını kullanıyor. Maalesef Arap rejimlerinin tavrını onlara karşı ehlileştirmesini kullanıyor. Arapların Siyonist akımla uyumlulaşmaya koşmasını kullanıyor” ifadelerini kullandı.
SİYONİSTLER DÜNYA KAMOYUNUN KORONAVİRÜS İLE MEŞGUL OLMASINDAN FAYDALANIYOR
HAMAS’ın Gazze’deki resmi sözcüsü Müşir El Mısri “Siyonist Düşman Uluslararası kamuoyunun koronavirüs ile meşgul olmasını fırsata çevirerek geride kalan tarihi haklarımız ve vatani sabitelerimizi tasfiye etmeye çalışıyor. Bugün Batı Yaka'yı da ilhak ederek Filistin meselesinin geri kalanını da tasfiye etmeye çalışıyor” diyerek Siyonistlerin durumdan nasıl istifade etmek istediklerini aktardı.
“TEHDİT SEVİYESİNDE, TARİHİ VE SORUMLULUK SAHİBİ DURUŞLAR BEKLİYORUZ”
Arap tutumunun henüz umulan düzeyde olmadığına değinen El Mısri “Tehdit seviyesinde, Tarihi ve sorumluluk sahibi duruşlar bekliyoruz. Öyle bir tepki olmalı ki Siyonist düşman Ateşle oynadığını ve her kırmızıçizgiyi aştığını anlamalı. Şüphesiz ki Filistin halkı ve kahraman direnişi bu projelere karşı engelleyici bir set olmaya devam edecek ve onları başarısız kılmak için her yolu deneyeceklerdir. Bunun en başında askeri tercih ve Siyonist düşmanla canlı ve yüz yüze mücadele geliyor. Fakat halkımızın direncini destekleyip direnişini güçlendirmek gerek.” diyerek tüm Müslümanlardan destek beklediklerini ifade etti.
Konuşmasının devamında “Arap ve İslam devletlerden beklenen rol Siyonist düşmana karşı verdiğimiz mücadelede sırtımıza sırt vermeleridir. Batı Yaka'nın ilhakı ve Kudüs'ün Arap ve Siyonist mücadelesi dairesinden çıkarmaya çalışılması gibi projelerin başarısızlıkla sonuçlanması için bu gereklidir” dedi.
Siyonist düşmanın Batı Yaka'nın bazı kısımlarını ilhak etme arzularının arkasındaki sebeplere değinen El Mısri “Batı Yaka'nın bazı kısımlarını ilhak etme arzularının arkasında ekonomik ve güvenlik hedefler vardır. Batı Yaka'da bulunan Siyonist yerleşimcileri böylelikle güvene almak istiyor. Sonuç olarak bu projeyle Batı Yaka'nın yüzde 40'tan fazlası Siyonistlere ilhak edilmiş olacak. Siyonistleri Batı Yaka'yı ilhak etmedeki ekonomik hedefine gelirsek eğer, Aslında Batı Yaka’nın ilhakını konuşurken biz burada (Jordan Valey) Ürdün Vadisi'nin ilhakını konuşuyoruz! Burası Batı Yaka'daki halkımızın Ekonomi ve ziraatın potasını oluşturuyor. Bundan dolayı Siyonistlerin bu hali tamahkârlık ve açgözlülük halidir. Filistin halkını kendi toprağından kovduktan sonra Vatanı çalmak halidir bu. Siyonist düşman bu gün böbürlenme sendromunda ve Arap alemi ve Dünya'da yaşanan hiç bir şeyi önemsemiyor” ifadelerini kullandı.
ONLARCA FİLİSTİNLİ SUÇSUZCA SUUDİ ZİNDANLARINDA
Şu an onlarca Filistinlinin suçsuz yere Suudi zindanlarında tutuklu olduğunu belirten Müşir el Mısri “Tek suçları var o da kendi davaları olan Filistin meselesine destek vermeleri, tek suçları kendi halkı olan Filistin halkına destek vermeleri. Bunların yaptıkları tek faaliyet Filistin halkı için hayır ve yardım faaliyetleriydi. Gazze'de abluka altında olan, Kudüs'te yüreği yaralı olan ve Batı Yaka'da baskı altından olan insanlar için yardım ellerini uzatmışlardı. Bugün Suudi rejiminin onlarca hayır ehli olan Filistinliyi tutuklamasının bir haklı nedeni yok. Onlardan bazılarının yaşı 80'i aşmış. Biz Suudi yetkililerine biran evvel zindanlarında tutulan Filistinlileri serbest bırakmaları çağrısında bulunuyoruz. Burada onları haklı çıkaracak bir bahanenin olmadığına inanıyoruz. Bu tutukluluk durumunun sürmesi Siyonist düşmana bedava bir hizmet demektir” diyerek tepkisini ortaya koydu.
İSLAM ÜMMETİNİN MESULİYETİ FİLİSTİN DİRENİŞİNE DESTEK VERMEKTİR
14 yıldır abluka altında olan Gazze’de yaşananları aktaran El Mısri, “İslam Ümmetinin bugünkü mesuliyeti Filistin halkının direnişine destek vererek onu takviye etmek ve Siyonist düşmana karşı girdiği mücadele de onu kuvvetlendirmektir. Bu, Filistin halkının başından geçen darlık durumunda Ümmetin mesuliyetidir. Bizim mesuliyetimizse işten el çekmemek ve ahdimiz üzere kalmaktır. Ve yine bize düşen Ümmete niyabeten Allah'ın izniyle vatanımızın ve toprağımızın her karışını Siyonist pisliğinden özgürleştirmek ve bunun için çaba sarf etmektir” ifadelerini kullandı.
ALLAH’IN İZNİYLE ZAMAN UZASA BİLE ESİR TAKASI GERÇEKLEŞECEK
Müşir el Mısri İzeddin el Kasam Tugaylarının elinde Siyonistlerden oluşan bir grup esir olduğunu ve Filistin direnişi bu son savaşta ve diğerlerinde onları esir olarak ele geçirmeyi başardığını aktardı. Devamında “Bir esir takası olup esirlerimiz güneşin yüzünü görmeyene kadar onlar da gün yüzü görmeyecekler. Lider İsmail Heniyye'nin bugün sözünü ettiği şey yaklaşık 9 yıl önce gerçekleşen bir şey. Özellikle HAMAS hareketi olmak üzere diğer Filistin direnişi ilk defa Özgürlere Vefa adlı esir takasını gerçekleştirmişti. Yaklaşık bin tane bayan ve erkek esir Gilat Şalit karşılığında özgürlüğüne kavuştu.
Bugün HAMAS Hareketi ve İzzeddin el Kassam Tugaylarının elinde güçlü kozlar var. Dolaylı görüşmeler olmayana kadar herhangi birini açıklamamız imkansızdır. Bu dolaylı görüşmeler yoluyla Filistin direnişinin şartlarıyla bir esir takası yapılabilir. Siyonist düşmanın bir esir takasından kaçması Filistin direnişinin elinde bulunan askerlerine bir fayda sağlamayacaktır. Biz inanıyoruz ki esir takasına gidilme süreci hikmet ve kudretle yönetiliyor. Siyonist düşman zaman uzasa bile Allah'ın izniyle Filistin Direnişinin şartları önünde boyun eğmek zorunda kalacak” diyerek umut vadeden ifadeler kullandı.
İSLAM ÜMMETİ VE ARAP HALKLARI ÜSTÜNE DÜŞEN GÖREVLERİ YERİNE GETİRMELİ
Müşir el Mısri “Bu günümüzde kardeşlik, İslam ümmeti ve Arap alemiyle olan ilişkiler çerçevesinde bakılırsa, ümmetin bugün Filistin'in zaferi için duyarlı olması gerek. Filistin halkının akan yarasını aynı bilinçle kendi yarası gibi sarması gerekiyor. Özellikle Nekbe'nin 72'inci yıl dönümü idrak ettiğimiz bu günlerde. İman kardeşliği, İslam ümmetinin ve Arap halklarının üstüne düşen görevi yerine getirerek destek vermesi ve arka çıkmasıdır. Bu desteği verirken de bunu kendi meseleleri gibi görmeleridir” ifadelerini kullandı. Devamında “Her Müslümanın Rabbi huzurunda mesul olmayacağı şekilde “İlk kıble”, ikinci mescit, üçüncü Haremi Yakf olan Kudüs'e destek vermesi gerek. Herkes, gaspçı siyonist düşmana karşı mücadele veren ve ümmetin yerine Kudüs'ün özgürlüğü için çalışan Filistin halkına destek vermediği için yarın Allah'ın huzurunda mesul tutulmasın diye üstüne düşeni yapmalıdır diyerek tüm İslam ümmetine seslendi.
KADİR GECESİNDE İSLAM ÜMMETİNİN BİRLİĞİ İÇİN DUA EDELİM
Bin aydan daha hayırlı olan mübarek Kadir Gecesinde İslam ümmetinin birliği için dua etmemiz gerektiğini belirten el Mısri, “Eğer ümmet birleşmezse tekrar başa dönecektir. Eğer birleşirse Allah'ın izniyle yükselecek ve tüm ümmetlerin başı olacak. Ümmetin birliğinde Siyonist işgalden Filistin'in hızlıca özgürleştirilmesi yatıyor” ifadelerini kullandı. Ayrıca konuşmasının devamında, “İslam ümmetinin evlatlarını koronavirüsten koruması için Allah'a sıkça dua etmeliyiz. İslam ümmetine düşmanlık yapanlardan Allah'ın intikam alması ve tuzaklarını başlarına çalması için dualarımıza yoğunluk vermeliyiz. Allah azze ve celle'nin tüm zalimlerin zindanlarında tutulan Filistinli ve diğer Müslümanların esirlerini özgürleştirmesi için dualarınızı arttırın. Ciddi bir şekilde Filistin'i desteklemeye çalışarak Allah azze ve celleye Mescid-i Aksa'yı özgürleştirmesi için dua edelim. Allah azze ve cellenin izniyle tüm İslam Ümmetinin evlatlarıyla birlikte siyonist pislikten özgürleştirilmiş Kudüs'te ve Mescid-i Aksa'da namaza durmayı bize nasip etmesi için dua edelim” ifadelerini kullandı.
Son olarak özellikle gazetemize ve genelde tüm Türkiye basın kaynaklarına teşekkürlerini ileten Müşir el Mısri “Türkiye’yi Filistin halkına daha fazla destek vermeye ve bu yardımları sürdürmeye çağırıyoruz. İnanıyoruz ki Filistin davası uğruna Türkiye ve Filistin'in kanı ortak akmış ve birbirine karışmıştır. Özgürlük filosu bizden çok uzakta değil. Size teşekkür ediyorum. Allah sizi bereketli kılsın” dedi.