Tesbih namazı nasıl kılınır? Kaç rekattır?
Tesbih edilerek kılınan nafile namazlardan biridir. Tesbih namazı, mendup (sevabı çok) olan namazlardan biridir. Arapça bir kelime olan tesbih, Allah`ı noksan sıfatlardan tenzih etme ve ululama manasına gelir. Dört rekat olan bu namazda üçyüz defa "Subhânellâhi ve'l-hamdü li'llâhi ve lâ ilâhe illallâhü va'llâhu ekber" dendiği için bu adı almıştır.
İbn-i Abbâs ve Ebû Râfî -radıyallâhu anhüm- anlatıyor: Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve selem- Abbâs bin Abdülmuttalib'e dediler ki:
"Ey Abbâs, ey amcacığım! Sana bir iyilik yapayım mı? Sana bağışta bulunayım mı? Sana ikram edeyim mi? Sana on hasleti nasıl yapacağını bildireyim mi? Eğer sen bunu yaparsan Allâh senin bütün günahlarını; önceki-sonraki, eski-yeni, hatâen yapılan, kasden yapılan, küçük-büyük, gizli-açık yani hepsini affeder. Bu on haslet şunlardır: dört rek'at namaz kılarsın. Her bir rek'atte Fâtiha sûresi ve bir sûre okursun. Birinci rek'atte kıraati tamamlayınca, ayakta olduğun hâlde on beş kere 'subhânellâhi ve'l-hamdü li'llâhi ve lâ ilâhe illallâhü va'llâhu ekber' dersin. Sonra rükû yapıp orada aynı tesbihi on kere söylersin, rukûdan başını kaldırır on kere daha söylersin. Daha sonra secde yapıp aynı tesbihi on kere söylersin. Secdeden başını kaldırınca da on kere tekrarlarsın. Tekrar secdeye varıp yine on kere aynı tesbihi söylersin. İkinci secdeden başını kaldırınca da on kere söylersin. Böylece bir rekatte bunları yetmiş beş defâ söylemiş olursun. Aynı şeyleri dört rek'atte de yaparsın. Dilersen bu namazı her gün bir kere kıl. Her gün yapamazsan haftada bir kere, haftada yapamazsan ayda bir kere, o da olmazsa yılda bir kere yap. Yılda bir kere de kılamazsan hiç olmazsa ömründe bir kere yap." (Ebû Dâvud, Tatavvu', 14; Tirmizî, Vitr, 19)
Bütün namazlarda olduğu gibi, tesbih namazında da, Kur`an`dan bir şey okunacağı zaman, Kur`an`ın herhangi bir yerinden okumak mümkündür. "Şu sure okunmaz veya mutlaka şu sureyi okumak gerekir" diye bir şey yoktur. Ancak İbn Abbas`a: "Bu namaz için belirlenmiş bir sure biliyor musun?" diye sorulunca: "Evet, Tekâsur, el-Asr, el-Kâfirûn, ve el-İhlâs" diye cevap vermiştir (Fetavayi Hindiyye, Mısır 1323, I, 119)