Ne öğrenmişsek onu unutmamak isteriz. Ama aslında unutmadan öğrenmek mümkün değil. Hafızanın bir kapasitesi vardır. O kapasite dolunca bir miktar bilgi kaybolur, yerini başka bir bilgiye bırakır.

“Unutma” problemini yaşayanların çoğu, neyi unutacakları konusunda doğru bir tercih yapamayanlardır. Biz bir şeyler unutacağız: Bu, ya dersimiz olacak ya da günlük hayatımızla ilgili aslında hiç bir işimize yaramayacak bir bilgi, daha doğrusu bir takıntı...

Derslerinde çok başarılı bazı kişilerin günlük hayatta, “dalgın, şaşkın” denecek kadar unutkan olmaları, bazen basit bir adresi çıkaramayacak kadar unutkan olmalarıyla alay konusu olmaları... Bir de derslerinde olabildiğince başarısız kimi kişilerin buna karşılık günlük hayatla ilgili bilgilerde neredeyse hiç bir şeyi unutmamaları...

Bu iki farklı grubun durumunu düşünün ve kendi durumunuzu onlarla karşılaştırın, şayet siz iki gruptan biri içinde yer alıyorsanız unutma probleminiz yoktur. Daha doğrusu siz unutkan bir kişi değilsiniz.

Diğer bir ifadeyle sizin hafızanızın kapasitesi ile ilgili bir probleminiz yok. Unutup ya da unutmamanız sizin tercihinizle ilgilidir.
Bu durumla derslerinizle ilgili bir unutkanlık problemi yaşıyorsanız yapacağınız şey unutmaktan yakınmak değil, dikkat tercihinizi değiştirmektir. Sizin dikkatiniz günlük hayatla ilgili olduğundan dersleriniz sizin için (sizin planlamanızın dışında) ikinci planda kalıyor. Günlük hayatla ilgili bilgilerden, belki takıntılardan derslerinize yer kalmıyor. Kişinin talepleriyle ilgilerinin farklı olması, bir problemdir; bir çatışma ve etkisizleşme nedenidir. İradeli bir insan, ilgilerini taleplerine göre ayarlar; ilgilerine talepleri doğrultusunda yön verir.

Başarılı bir öğrenci olmak isterken (talebiniz bu yönde iken) ilginizin günlük hayatın gereksiz ayrıntıları üzerinde olması sizde bir çatışmaya ve hafıza yönünden etkisizleşmeye, dolayısıyla unutkanlığa yol açıyor. (İnşallah haftaya devam edeceğiz.)