Erteledi... Ya bir de hibe etseydi...
Futbolculara ödeme yapılamadığı bu dönemde para almayı doğru bulmadığını söyleyen Fatih Terim, maaşının bir kısmı olan 600 bin euroyu (4.5 milyon TL) öteledi.
Doğruhaber - Ramazan Yusuf
Koronavirüs nedeniyle ekonomik olarak zor günler geçiren Galatasaray'da yıllık 2 milyon 372 bin euro (18 milyon TL) maaş alan teknik direktör Fatih Terim, nisan ve mayıs aylarının ücretini istemedi.
Futbolcularının ücretlerinin yatırılmadığı bu dönemde para almayı doğru bulmadığını söyleyen 66 yaşındaki teknik adamın, maaşının çeyreği olan 4.5 milyon TL'lik borcunu ertelediği açıklandı.
"NE ZAMAN RAHATLARSANIZ O ZAMAN VERİN"
Çoook büyük fedakarlık örneği gösteren Terim; ödemeyin boş verin diyemese de: "Ne zaman rahatlarsanız o zaman ödeme yaparsınız." diyerek al-i cenaplığını gösterdi.
Şaka gibi değil mi?
Zenginin malı züğürdün çenesini yorar derler ama sizce de durum bundan fazlası değil mi?
Gelir eşitliği diye bir kavram icad edilmiş ama gelir dağılımındaki eşitsizlik dudak uçuklatan boyutlara ulaşmış durumda.
Bir tarafta; toplumun ihtiyaç duyduğu bir meslekte çalışıp, tüm hayatı boyunca kazandıklarıyla bir ev dahi alamayan ve nüfusun çok büyük bir kesimini oluşturan halk yani vatandaş...
Diğer tarafta; topluma reel anlamda hiç bir faydası olmayan işler (şarkıcılık, futbolculuk, oyunculuk) yapıp milyonları bir gecede kazanan ve elit diye tabir edilen kesim...
Bir de basın ve medyanın parası olanı poh pohlayıp, fakir fukarayı ezip alay etmesi yok mu?
Sizce Fatih Terim'in, "maaşının çeyreğinin ödemesinin ertelenmesi"ni kabul etmesi hadisesi medyada nasıl karşılık buldu. Sadece iki örnek verilim:
"Fatih Terim'den önemli fedakarlık! 600 bin euroluk (4.5 milyon TL civarı) alacağını erteledi"
Terim'den anlamlı jest: "Futbolculara ödeme yapılmadığı dönemde ben de para almam."
Pekiii...!
Sırf ekmek bulamadığı için marketten kek alan adam'a medyanın yaptığı hakaretleri hatırlıyor musunuz? Sosyal medyada nasıl da madara edildiğini... Boy boy fotoğraflarının medyanın her köşesinde çarşaf çarşaf nasıl sergilendiğini...
O vatandaş belki aç kalma korkusuyla markete koşmuştu, ya da belki akşam çayının yanında kek yemeden yapamıyordu... Bunun konumuzla hiç bir ilgisi yok. Konunun şu an için bizi ilgilendiren yönü, medyanın iki zıt kutup arasında belirginleşen yaklaşım farkı.
Hiç ihtiyaç duymadığı iki aylık maaşının ödemesini erteleyen bir şahıs medyada geniş yer bulup pohpohlanırken, hayatı boyunca biriktirdikleri umre parasını bağışlayan çift neden yeterince gündem edilmez.
Bizce aslı budur tartışılması gereken...
"Her kim ki, bir zengine, zenginliğinden dolayı hürmet ve tevazuda bulunursa, o kişinin dininin üçte ikisi gitmiştir." (beyhaki, deylemi)