Yasak hemşerim yasak
Dünyanın pek çok ülkesinde yasaklar vardır. Zaten devlet demek kanun demektir. Fakat bazı yasaklar gereğinden fazla kapsayıcı, gereğinden fazla yıpratıcı ve hatta yürek yakıcıdır. Bazı yasaklar sadece suçlu olduğu iddia olunanın değil bütün alemin yüreğini yakar. Dün 8 yaşındaki kanser hastası küçük Ahmet yürekleri yakarak dünyadan göçtü. Yürekler yandı çünkü babasını görmesi yasaktı.
Mustafa Karakaş
Japon adası Itsukushima’da ölmek veya doğmak yasaktır. Nedenini sormayın yasaktır işte. Şinto inancı öyle der…
Kolon kanseri Şeyhmus Alpsoy’un dışarı çıkması yasaktır… Evet, hastadır, başkasının yardımına ihtiyaç duymaktadır; ama dışarı çıkması yasaktır. Nedenini sormayın, yasaktır işte!
Babası Mehmet Emin Alpsoy 70 küsur yaşındadır, yaşlıdır, evladı ile aynı cezaevindedir, onlarca hastalık sarmıştır bedenini…
Ondan daha dinç ve genç olanlar dışarı çıktığı halde o içerdedir… Çünkü ona yasaktır.
Kimi türkü söylemek ister “yassah hemşerim yassah” cümlesine maruz kalır, kimi Kur’an dersi vermiştir, onun da payına yasak düşmüştür.
“Yassah hemşerim” kelimesi ile erken yaşta tanıştı küçük Ahmet.
Ahmet Burhan Aytaç 8 yaşındaydı, kanser hastasıydı. Dün vefat etti.
Aylarca babasını görmek istedi. Ona dokunmak, sarılmak, öpmek… İçine bir dağ gibi oturmuştu özlem. Kokusunu içine çekmek istiyordu; ama yasaktı. Bu yasağın nedeni Şinto inancı değildi.
Babası Harun Reha Ataç cezaevindeydi. Dosyasına vakıf değiliz zaten bu o kadar da önemli değil. Bu yazı 8 yaşındaki küçük Ahmet için yazılıyor, babası için değil!
Küçük Ahmet vefat etti. On binlerce twit atıldı #AhBeAhmet diye…
Ülke olarak ne zaman aşacağız bu sığlığı, bu darlığı… Son nefesini vermeden babasının gözlerine bakabilseydi Ahmet, dudaklarının kenarında kırık bir buse ile de olsa şu dünyadan hafiften gülümsemiş olarak gitseydi…