• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
Igor Ivanov: "Covid-19'un sonu 2. Dünya Savaşı'nın sonu gibi bir dönüm noktası olacak"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi (RIAC) Başkanı ve eski Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Igor Ivanov, "Pandemik Sonrası Bir Dünya İçin Uluslararası Güvenliği Yeniden Düşünmek" başlı bir yazı kaleme alarak Coronavirus sonrası yenidünya düzenine dikkat çekti.

Ivanov, modern silahlarına rağmen ülkelerin virüs karşısında acziyetine işaret ederek küresel çapta verilmesi gereken mücadelenin savaşlara son verilmesi olduğunun artık anlaşılması gerektiğini kaydetti.

Igor Ivanov'un kaleme aldığı yazısının tamamı şöyle:

Corona virüs pandemisi, mevcut dünya düzeni hakkında birçok varsayımı yerle bir etti. Acil bir şekilde, uluslararası güvenlik ilkelerini tekrar gözden geçirmenin zamanı geldi.

Yakın tarihte ilk kez salgınla birlikte insanlık, kolektif olarak yenmesi gereken ortak bir tehditle karşı karşıya kaldı. Çoğu argüman, şu anda can kaybı ve ekonomik hasar açısından bu zaferin maliyeti konusunun etrafında dönmektedir. Hasar gerçekten sadece büyük küresel çatışmaların yarattığı ile karşılaştırılabilir ölçekte büyük olacak.

Ancak o nihai zaferin geldiği anı planlamaya başlamanın zamanı geldi. 2. Dünya Savaşı gibi diğer küresel çatışmaların sonu gibi, bu çatışmanın da sonu bir dönüm noktası olacaktır.

Virüs, küresel güvenlik tehditleri sıralamasının hızlı bir şekilde değiştiğini ve radikal olarak yeni düşmanlarla uğraştığımızı bize öğretiyor. Bu yeni durum, güvenlik önceliklerimizde köklü bir değişiklik gerektiriyor.

Ulusal güvenlik artık sırf bir ülkenin askeri kabiliyetleri ile tanımlanmamalıdır. Nükleer silahlar ve diğer modern silahlar pandemilerle, iklim değişikliğiyle, kontrolsüz göçle ve hem insanlığın hem de her ülkenin tek tek karşı karşıya kaldığı diğer zorluklarla mücadele edemezler. Şimdi, güvenliği sağlamak için geçmişten miras aldığımız eski araçların çoğunun işe yaramaz olduğunu, bu araçların sadece bilimi, eğitimi ve tıbbı geliştirme çalışmalarına yönlendirilebilecek büyük kaynakları tükettiğini açıkça görüyoruz.

Birçok insan zaten küresel çapta vermemiz gereken mücadelenin ne olduğunu anladı. BM Genel Sekreteri António Guterres, dünyada bugün devam eden tüm çatışmalar için ateşkes çağrısında bulundu. Papa da pandemiyle mücadele çabalarımızı bir araya getirebilmemiz için tüm savaşlara son verilmesi çağrısında bulundu. Suudi Arabistan liderliğindeki Arap koalisyonu, Yemen'deki Hutilere karşı askeri operasyonunun "Covid-19 pandemisinin yayılmasıyla mücadele etmek" için askıya alındığını açıkladı. israil ve HAMAS, mahkûm takası konusunda müzakerelere başladı.

Bu gelişmeler, birçok kişinin Coronavirus'ün Guterres’in dediği gibi "ortak düşmanımız" olduğunu fark ettiğini gösteriyor. Bu gelişmeler, birçoğunun Guterres'in dediği gibi Coronavirus'ün "ortak düşmanımız " olduğunu zaten kabul ettiğini gösteriyor. Ve gelecekte daha fazla "ortak düşman" olacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Tabii ki bu gibi krizlerin tipik bir özelliği olan başka bir eğilime de tanık oluyoruz: Ulus devletlerin geleneksel rakiplerine karşı bir avantaj elde etmek için kargaşa zamanlarını kullanma eğilimi. Coronavirus, bilgi savaşlarını ve virüsün yayılmasından hangi ülkenin sorumlu olduğu konusundaki karşılıklı suçlamaları körükledi. Otoriter devletlerin mi yoksa demokrasilerin mi pandemiyle savaşmak için daha donanımlı olduğu ve hangi tür bir ekonomik modelin daha etkili olacağı konusunda şiddetli tartışmalar var.

Bu küçük kavgalar, virüsün kendisiyle savaşırken, insanlığın yeni dünya düzeninin şekli üzerinde eşit derecede zor olan bir politik mücadeleyle (esasen başlamış olan) karşı karşıya olduğunu göstermektedir. Her ülkenin hem eski hem de yeni düşünce biçimlerini savunucuları olacaktır. Bu yeni mücadelede cephe hatları devletler veya ittifaklar arasında değil, öncelikle devletler içinde olacaktır.

Bu mücadelede ortaya çıkacak başarı, politikacıların kendi kişisel siyasi hırslarının yerine küresel güvenliğe öncelik verme, basit taktikler yerine uzun vadeli stratejiler belirleme ve geleneksel olarak yaptıkları kendi ulusal menfaatlerine bir bütün olarak uluslararası sistemin zararına olacak şekilde öncelik verme siyasetinden vazgeçme yeteneklerine bağlı olacaktır.

İkinci Dünya Savaşı'ndaki zaferin yaklaştığı Ağustos 1944'te müttefik güçlere üye devletler, barış ve güvenliği teşvik edecek küresel bir organizasyonun kurulmasını tartışmak için Dumbarton Oaks'ta bir araya geldiler. Bir yıl sonra San Francisco'da Birleşmiş Milletler tüzüğünü imzaladılar. Kazanan taraflar, uluslararası ilişkilerde ve hatta insan uygarlığının geleceği konusundaki en temel konular hakkındaki görüşlerinin genel olarak çok farklı ve hatta bazen taban tabana zıt olmasına rağmen bir anlaşmaya varmayı başardılar.

Şu anda, insanlığın Coronavirus'e karşı zafer ilan etmesinin ne kadar süreceği hakkında hiçbir fikrimiz yok. Yine de şimdi bile, BM Güvenlik Konseyi'nin daimî üyeleri, tüm uluslararası ilişkiler sistemini ortak bir noktada toplamak için müzakerelere başlamak üzere ortak bir girişim başlatabilir. Bu tür küresel bir girişim, hem virüs üzerinde ortak zaferimizi daha da yakınlaştıracak hem de insanlığa pandemik sonrası dünyaya daha fazla güven duyması için bir sebep verecektir. (İLKHA)



Bu haberler de ilginizi çekebilir