Bir tepki de Mustazaflar Cemiyeti'nden
Mustazaflar Cemiyeti Genel Merkezi, cinsel sapkınların İslami değerleri hedef almasına sert tepki gösterdi.
Yapılan açıklamada, dünyadaki dengenin bozulmasındaki sebebin insanların haddi aşmalarından kaynaklandığına dikkat çekilerek uyarılarda bulunuldu.
Mustazaflar Cemiyetinden cinsel sapkınlığın savunulmasına sert tepki geldi…
"Tarih boyu insanlık büyük musibetlerle imtihan olmuştur. Kimi zaman bela, eza ve ceza ile yüzleşen insanoğluna, yaptığı nankörlüklerin hesabı sorulmuştur." denilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
Eğer bugün dünyada doğal dengeler bozuluyorsa bunun nedeni insan ve onun sapkınlığıdır. Azgınlaşan insan, sadece dünyanın doğasını değil, aynı zamanda kendi doğasını, fıtratını da bozmuştur. Bu gerçekler ışığında olması gereken yaşanmışlardan ders çıkarmaktır. Yani insanoğlunun sapkınlığını engellemektir. İnsanın ve dünyanın geleceği, doğal düzen dışına çıkanların ıslah edilmesi ile doğrudan bağlantılıdır.
Haddi aşan insanoğlunun ne gibi felaketlere neden olduğunun son Covid-19 sürecinde de görüldüğüne işaret edilen açıklamada, "insanlık bir salgının kuşatması altındadır. Kimi zaman SARS kimi zaman AIDS kimi zaman da farklı isimlerle insanlık bela ve musibetlere duçar olmuştur. Tüm bu gerçekler ortadayken hala birilerinin çıkıp da cinsel sapkınlıkları savunması akla ziyandır." denildi.
Geçtiğimiz hafta diyanet işleri başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'ın vermiş olduğu hutbede, cinsel sapkınlığın haram oluşuna ve bunun nedenlerine değindiğinin hatırlatıldığı açıklamada, Erbaş'a destek verildi:
Erbaş, Kur'an'dan konuşarak uyarıcılık görevini ifa etmiştir. Bu anlamda Mustazaflar Cemiyeti olarak Sayın Erbaş'ın yanında olduğumuzu belirtmek isteriz. Ancak malum çevrelerin Ali Erbaş üzerinden fırtına kopararak, İslam ülkesinde salyangoz satmaya çalışması, İslam'ın sınırlarını hedef alması kabul edilebilecek bir girişim değildir. Sapkınlığın savunulması adına İslam'a saldırılması toplumun tahammül sınırlarını zorlamaktadır. Söz konusu kişi ve kurumlar hakkında ivedilikle hukuki süreç başlatılmalıdır.
Açıklamanın devamında, malum kesimlerin çok cüretkâr bir şekilde sapkınlığı savunmasının, hükümetin politikalarından kaynaklandığına dikkat çekildi…
"İstanbul sözleşmesi adı altında Batı'dan getirilen ucube bir anlaşmaya sırtını dayayan sapkın kesimler, İslam'a saldırma cüretini kendilerinde görmektedirler. Dün de uyardığımız gibi yine uyarıyoruz; Türkiye İstanbul Sözleşmesinden bir an evvel çekilmelidir. Halkın inancı ve kültürüne ters düşen, fıtratı törpüleyen tüm yasa ve uygulamalar yürürlükten kaldırılmalıdır. Müslüman toplumun İslam'dan neşet eden değerlerinin hedef alındığı gerçeği artık görülmelidir. Aile kurumu ve gençliği korumak için, halkın gerçekliği ile uyuşan yasal düzenlemeler yapılmalıdır."
Şu'arâ suresinin "Rabbinizin, sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıyor da insanlar arasından erkeklere mi yanaşıyorsunuz? Siz gerçekten haddi aşan bir topluluksunuz." 165-166. Ayetlerinin hatırlatıldığı açıklamanın sonunda, iffet ve hayânın, neslin güvenliği için olmazsa olmaz ahlaki ve itikadi bir gereklilik olduğu vurgulandı. (İLKHA)