Şanlıurfalı âlimler: Evlerimizi mescitlere çevirelim
Ramazan ayının önemine dikkat çeken âlimler, Coronavirus tedbirleri kapsamında camilerin kapalı olması nedeniyle evlerin cami ve mescitlere çevrilmesi gerektiğini belirttiler.
İnsanlık Coronavirus (Covid-19) nedeniyle çok zorlu bir süreçten geçiyor. Coronavirus tedbirleri kapsamında camilerin toplu ibadetlere kapatılmasından dolayı İslam âlemi Ramazan ayına birçok nimetten mahrum kalarak girdi.
Cemaatle kılınan teravih namazı, mukabele, itikâf ve zikir gibi ibadetleri camilerde ihya edememenin üzüntüsünü yaşayan Müslümanlar, bir an önce bu musibetin gitmesi için dua ediyor.
Şanlıurfalı âlimler, Ramazan ayının ihya edilmesi ile ilgili konuştu.
"Bu durumu rahmete çevirecek adımlar atmalıyız"
Bu sene Ramazan ayına bazı nimetlerden mahrum kalarak girdiklerini belirten İlahiyatçı Mehmet Emin Baytar, “Rabbim içerisinde olduğumuz Ramazan ayını hayırlara ve İslam ümmetinin felahına vesile kılsın. Çok garip ve hüzünlü bir şekilde bu Ramazan ayına girdik. Geçen sene Ramazan ayını bir sonraki Ramazan ayını kavuşma temennisiyle sonlandırmıştık. Belki bazı eksikliklerimizden, gafletimizden, hata ve kusurlarımızdan olsa gerek bu sene Ramazan ayına bazı nimetlerden mahrum kalarak girdik. Elbette ki bu bizi hüzünlendiriyor. Geçen sene Ramazan ayında yaptığımız toplu mukabele, teravih namazı, iftar yemeklerine katılırken ya da kendimiz iftar yemeği verirken bu Ramazan’da bu nimetlerden mahrum kalmışız. Müslüman kişi her an ve durumda olumlu bakabilendir, olaylardan ibret ve ders çıkarabilendir. Biz de bu açıdan olaylara bakmak zorundayız. Bu karşılık yine bizim yapabileceklerimiz vardır. Bu durumu rahmete çevirebilecek adımlar atabiliriz.” şeklinde konuştu.
"Çocuklarımızla mukabele usulü Kur'an okuyalım"
İnsanların aileleri ile birlikte yapabilecekleri ibadetlere vurgu yapan Baytar, şöyle devam etti: “Kendi ailemizle, çocuklarımızla kendi evlerimizi bir mescit yapabiliriz. Kendi çocuklarımızla mukabele usulü Kur’an-ı Kerim okuyabiliriz. Teravih namazını kendi ailemizle birlikte kılabiliriz. Buna azami derecede dikkat edelim inşallah. Ayrıca evlerimizi Kur’an-ı Kerim öğretilen makamlara çevirelim. Evde Kur’an-ı Kerim’i bilmeyen çocuklarımız varsa bu bir fırsattır onlara Kur’an-ı Kerim öğretelim. Çok geniş bir zaman önümüzdedir. Bu zamanı iyi değerlendirmek lazım… Evdeki zamanımızı uyku ya da boş işlerle geçirmeyelim. Allah muhafaza Müslüman böyle bir hataya düşmemelidir. Kur’an-ı Kerim ve mealini okuyarak ya da imkânı olanlar bir tefsir kitabı okuyabilirler. Ayrıca Peygamber Efendimizin hayatını anlatan bir eser okuyalım. Bu şekilde bu zamanımızı değerlendirmeliyiz.”
"Allah'a yönelelim"
Bugünlerden en güzel şekilde istifade edilmesi gerektiğini ifade eden Molla Sinan Ünel, “Zorunlu olarak evlerimize çekilmek zorunda kaldık. Bu mübarek Ramazan ayında camilerimiz mahzun kaldı, biz de camilerimizden mahrum kaldık. Camilerimiz cemaatsiz kaldı. ‘Her şerde bir hayır var’ hakikati ile inşallah bizler bu Ramazan ayında kendi evlerimizi camilere çevireceğiz. Kendi evlerimizi mescitlere çevireceğiz. Mescitlerde yapılan ibadetlerimizi; teravih namazı, mukabele ve zikir gibi ibadetleri ve güzellikleri inşallah her birimiz kendi evimizde gerçekleştirmeye çalışacağız. Allah’a (azze ve celle) yönelelim. Bu musibetin ve sıkıntının üzerimizden kalkması için Allah’a yalvaralım. Bugünlerden en güzel şekilde istifade edelim. Bugünlere en güzel şekilde değerlendirmeye çalışalım. Allah’a yakınlaşmaya çalışalım. Her birimiz bugünleri fırsat bilerek kendi eşimiz ve çocuğumuzla ilgilenelim, onların manevi eksikliklerini tamamlayalım. Evlerimizi bir medreseye ve mescide çevirmeye çalışalım.” dedi.
"Camileri evlerimize taşımalıyız"
Din Bir-Der Şanlıurfa Şube Başkanı Hacı Kurt ise şunları söyledi: “Hakikaten kalben müteessiriz, ruhen sıkıntılıyız. Çünkü camiler bizleri Allah’ın evine toplayan makamlardır. Müslümanları birleştiren, kaynaştıran ve Müslümanların birbirleri ile hemhal olmasını sağlayan makamlardır. Bütün camiler Mescid-i Haram’ın şubeleridir. Velakin bu bir musibettir ve hastalıktır, genel bir affettir. Yaşananlara bu gözle bakalım. Müslümanların illaki camide namaz kılması mecburi değildir. Camide cemaatle namaz kılmak bazı ulemaya göre Farz-ı Kifaye kimisine göre Sünnet-i müekkede’dir. Mademki şartlar camiye gitmemize el vermiyor, evlerimizde birer camidir. Her Müslüman kendi evinde hanımı ve çocuklarıyla kendi evinde namaz kılma imkânı vardır. Bu çok zor bir şey değildir. Evlerimizde Kur’an-ı Kerim okumalıyız, hatimler de yapmalıyız, camileri evlerimize taşımalıyız. Allah’a dua edelim üzerimizden bu musibeti kaldırsın.”(İLKHA)