Diyanet İşleri Başkanına bir destek te Diyarbakırlı Hukukçulardan geldi
Eşcinsellik gibi sapkın düşüncelere sahip çıkan İHD'nin Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş hakkında yaptığı suç duyurusuna birçok kesimden tepkiler çığ gibi büyürken, Erbaş'a destekler de gelmeye devam ediyor.
Cuma hutbesinde, "İslam zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lûtiliği, eşcinselliği lanetliyor." sözleri üzerine hakkında, sözde İnsan Hakları Derneğince suç duyurusunda bulunulan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'a bir destekte Diyarbakırlı Hukukçulardan geldi.
MAZLUM-DER Genel Başkan Yardımcısı Hukukçu Nesip Yıldırım, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'ın hutbede zina ve eşcinsellikle ilgili söylemiş olduğu şeyler İslam dininin bir gereği olduğunu belirterek kendisine suç duyurusunda bulunan oluşumların toplumda edepsizliği ve ahlaksızlığı yaymaya çalıştıklarına dikkat çekti.
Hukukçu Enes Akdemir ise; Prof. Dr. Ali Erbaş'ın hutbede Allah'ın emir ve yasaklarını bizlere hatırlattığını vurgulayarak, Diyanet İşleri Başkanına suç davası açılmasının hukuk bir gerekçesi olmadığını söyledi.
Akdemir, toplumun ahlaki değerleriyle örtüşmeyen bu edepsizce girişimlerin de atılmasını tamamen bir şov'a ve birilerine yaranmaya bağladığını vurguladı.
"Prof. Dr. Ali Erbaş'ın konuşması doğal ve meşru bir konuşmadır"
Prof. Dr. Ali Erbaş'ın konuşmasının İslam dininin bir gereği olduğunu belirten MAZLUM-DER Genel Başkan Yardımcısı Hukukçu Nesip Yıldırım, "Öncelikle Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'ın zina ve eşcinsellikle ilgili söylemiş olduğu şeyler İslam dininin bir gereğidir. İnancımız açısından Allahuteala'nın bize bir emridir. Ayrıca açıklamanın tamamına baktığında sadece bunlarla ilgili değildir. Örneğin; uyuşturucu ve sigara gibi kötü alışkanlıklar da dahil olmak üzere toplumda genel ahlak ve genel sağlığı etkileyebilecek temennilerini dile getiriyor. Bundan dolayı Prof. Dr. Ali Erbaş'ın konuşması doğal ve meşru bir konuşmadır." şeklinde konuştu.
"Ankara Barosu gibi diğer baroların açıklamaları avukat olarak bizleri temsil etmiyor"
Cinsel sapıklık ile ilgili Ankara barosu, Diyarbakır Barosu ve diğer baroların kararları kendilerini temsil etmediğini vurgulayan Yıldırım, "Son dönemlerde Ankara Barosu ve değişik barolarının bu konuyla alakalı açıklamaları var. Şunu belirteyim: bir insanın dini inançlarından kaynaklı olarak inanmış olduğu bazı değerleri söylemesi ve 'dünya genelinde 2 milyara yakın kabul görmüş bir dini inançtan bahsediyoruz' bundan dolayı bu durumun bir suçmuş gibi ve kötü bir şeymiş gibi söylenmesi kesinlikle kabul edilecek bir durum değildir. Ankara Barosu ve Diyarbakır Barosu gibi diğer baroların yaptığı açıklamalar bir avukat olarak kesinlikle bizleri temsil etmiyor. Ankara Barosu ve diğer baroların eşcinsellik ile alakalı yaptıkları açıklamalar kesinlikle doğru değil." ifadelerini kullandı.
Edepsizliği ve ahlaksızlığı topluma aşılamaya çalışan eylemlerin bir an önce son bulması gerektiğini belirten Yıldırım, "Sonuç olarak din ve vicdan özgürlüğü temelinde 'dinin asıl bir hükmü olan emrinin' açık bir şekilde kınanmasını kesinlikle doğru bulmuyoruz. Bu kınamayı açıkça kınadığımızı buradan söylüyoruz. Edepsizliğin, ahlaksızlığın ve genel sağlığı tehlikeye atabilecek bu fiillere de son verilmesini istiyoruz. Ayrıca bunların bu düşüncesinin de bir propagandaya dönüşmesini istemiyoruz." dedi.
"Prof. Dr. Ali Erbaş hutbesinde Allah'ın emir ve yasaklarını hatırlatmıştır"
Prof. Dr. Ali Erbaş'ın hutbesinde şahsi görüşlerini dile getirmediğini belirten Hukukçu Enes Akdemir, aksine Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim ve Peygamber Efendimizin hadislerinde belirttiği şekliyle ifade ettiğini söyledi.
Akdemir, sözlerine şöyle devam etti: "Ramazan ayı içerisinde bulunmamız münasebetiyle bütün halkımızın Ramazan ayını kutluyorum. Maalesef kıymetli ay olan ramazan ayı içerisinde böyle bir konuyu tartışmak ve böyle bir konuyu gündem yapmak çok üzücü bir durumdur. Prof. Dr. Ali Erbaş eşcinsellik gibi sapkın düşüncelerle ilgili Allah'ın ayetlerini dile getirmiş ve hutbesinde Allah'ın emir-yasaklarını hatırlatmıştır. Nitekim Prof. Dr. Ali Erbaş kendi şahsi fikrini beyan etmemiştir. Prof. Dr. Ali Erbaş, Allah'u Teâlâ (Celle Celaluhu) Yüce Kitabımız olan Kur'an-ı Kerim'de ifade ettiği ve Allah'ın Resul'ünün birçok hadisinde belirttiği eşcinselliğin lanetlendiğinden bahsetmiştir. Lain bir olaydan bahsetmişti. Ayrıca bu lain konuyu anlatırken bizleri, 'Allah neden bunu yasaklamıştır?' diye düşünmeye sevk etmiştir. Ama maalesef bazı kötü kuruluşlar bu durumu savcılığa taşıyarak suç duyurusunda bulunmuştur." şeklinde konuştu.
"Prof. Dr. Ali Erbaş, başında bulunduğu kurumun yapması gereken görevi ifa etmiştir"
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'a suç duyurusunda bulunmanın hukuki bir gerekçesinin olmadığını belirten Akdemir, "Bu suç duyurusunun kanunen yapılması mümkün değildir. Çünkü Diyanet İşleri Başkanlığının kuruluş kanununda şöyle buyuruluyor: Diyanet İşleri Başkanlığı İslam dininin yayılması, dinin korunması ve toplumun bilinçlendirilmesi için kurulmuştur. Nihayetinde Prof. Dr. Ali Erbaş, başında bulunduğu kurumun yapması gereken görevi ifa etmiştir. Bundan dolayı Diyanet İşleri Başkanına hangi gerekçe ile hangi karar ile mahkeme açılıyor. Bu suç duyurusu tamamen bir şovdur. Yine sadece birilerine yaranmak için atılan bir adımdır. Bu durumun ne hukuki bir gerekçesi ne de ahlaki bir gerekçesi vardır." ifadelerini kullandı. (İLKHA)