"Belalara karşı manevi yönümüzü güçlendirelim"
Alimler ve Medreseler Birliği (İTTİHADUL ULEMA) üyesi Molla Ekrem Derdiyok, başımıza gelen bela ve musibetlerin yaptığımız günah ve zulümlerle doğru orantılı olduğunu, yaşananlardan kendi payımıza dersler çıkarmamız gerektiğini söyledi.
Tüm dünyada olduğu gibi İslam beldelerinde de Coronavirus etkili olurken, özelde İslam ülkelerinin başında bulunan yöneticiler, genelde ise tüm Müslümanların, yaşanan musibetin Allah'ın izni ve iradesi ile gerçekleştiğini unutmamaları gerektiğini hatırlatan Molla Ekrem Derdiyok, musibetleri göndermenin Allah tarafından çok kolay olduğunu söyledi.
"İçinizden sadece zulmedenlere erişmekle kalmayan bir fitneden sakının…"
Haber kanallarında, hastalıktan dolayı vefat edenlerin ya da aşı çalışması yapılması gibi konuların işlendiğini ama İlahi kudrete değinilmediğini belirten Derdiyok, "Öyle bir fitneden sakının ki o, içinizden sadece zulmedenlere erişmekle kalmaz (genele sirayet eder ve hepsini perişan eder). Biliniz ki, Allah'ın azabı şiddetlidir." İlahi ikazı içeren Enfal Suresi 25'inci ayetini hatırlatarak, musibetlerin durduk yere insanların başına gelmeyeceğini dile getirdi.
"Allah'ın çeşit çeşit orduları vardır"
Derdiyok, "Allah'ın ordularının ismi bazen Ebabil olmuştur, bazen ise Nemrut'u yere seren bir sinek olmuştur. Bazen de Firavun'un başına musallat olan kan ve kurbağalar olmuştur. Şimdi de Allah ordularının ismi Coronavirüs olabilir. Rabbimiz Hadîd Suresi 22'nci ayette, 'Yeryüzünde hiçbir musibet yoktur ki biz onu yaratmadan önce o, Kitap'ta bulunmasın. Doğrusu bu Allah'a pek kolaydır.' diye buyurmaktadır." ifadelerini kullandı.
"Hiçbir hadise Rabbimizin iradesi dışında gerçekleşmez"
Derdiyok,"Rabbimizin izni dışında ne bir tohum toprağı delebilir ne de yağmur yağabilir. Hiçbir hadise Rabbimizin iradesi olmadan gerçekleşmiyorsa peki dünyayı kasıp kavuran Coronavirus belası nasıl Rabbimizin izninden bağımsız olabilir?" diye sordu.
"Bela ve musibetler iyiliği emredip kötülüğü sakındırmadığımız için başımıza gelmektedir"
"Efendimiz Muhammed Mustafa (Sallallahu Aleyhi Vesellem)'in buyurduğu gibi bizler iyiliği emredip kötülüğü sakındırmazsak öyle bir musibet gelir ki, dua etsek dahi Rabbimiz duamıza icabet etmez." şeklinde konuşan Derdiyok konuşmalarına şöyle devam etti:
Demek ki bela ve musibetlerin gelmesi iyiliği emredip kötülüğü sakındırmadığımız içindir. Görüyoruz ki genel olarak bizler görevlerimizi yerine getirmedik. Yapılan çirkinliklere karşı çıkmadık. Rabbimiz de bu musibeti bize müstahak kıldı. Bir toplumu ayakta tutan ibadetlerdir. Ama ibadetleri ayakta tutan da dualarımızdır. Bir toplumun içerisinde zina yayılıp faiz de açıktan işlendiği zaman, Allah o topluluğun başına önceki toplumların başına gelmeyen bir hastalık gönderir. Yapılan zulüm ve günahlar başımıza gelen musibetlerle doğru orantılıdır. Günahlardan uzak durmalı ve Rabbimize yönelmeliyiz.
"Musibetler bazen lokal bazen de genel olur"
İnsanlık aleminin, Allah'ın istediği istikamette hareket etmediği zamanlarda bela ve musibetlere uğradığını ve kimi kavimlerin helak olduğunu anımsatan Derdiyok, "Kişi kendi görevini yerine getirdiği halde zalimlerin zulmü ile karşılaşırsa gelen musibetler de o zalimi bulacak şekilde özel olur. Biliyoruz ki zalim Firavun, Kızıldeniz'de boğulurken, Hazreti Musa (Aleyhisselam) ve beraberindekiler kurtulmuştur. Hazreti Musa ve beraberindeki inananlar kurtulmak için hicret ettiler. Bizim hicretimiz de Allah'ın haram kıldığı münkeratı terk etmek olmalıdır." dedi.
"Bu musibetten ders çıkarmazsak bu belanın ömrü uzayabilir"
Şu anda, ümmetin Kızıldeniz'inin Batı olduğunu vurgulayan Derdiyok,"Müslümanların başındaki idareciler, Batı'nın güdümünden çıktığında bizler de Kızıldeniz'i geçmiş olacağız. İslam tarihinde de böyle hastalıklar olmuştur. Bizler yaşananlardan ibret almalı, kendi payımıza düşecek dersler çıkarmalıyız. Ders çıkarmazsak bu belanın ömrü uzayabilir." şeklinde konuştu.
"Manevi yönümüzü kuvvetlendirmeliyiz"
Gelen bu musibet karşısında, sadece hastanelerdeki tedavilerle yetinilmemesi gerektiğini vurgulayan Derdiyok,"Tövbe ve istiğfar bu işin manevi boyutudur. Başımıza gelen musibetlerle ceza çekmek istemiyorsak, manevi yönümüzü kuvvetlendirmeliyiz. Sadaka ve infaka yönelmeliyiz. Hayatımızda daha önce zulüm ve günah varsa bunlardan yüz çevirmeliyiz. Böyle yaparsak Sünnetullah gereği Allah, bu azabı başımızdan kaldıracaktır inşallah. İslam ülkelerinin liderleri, halkının sağlığına önem verdiği gibi, manevi sağlığına da önem vermelidir." ifadelerini kullandı.
Dünyanın süper güçlerinin, gelişmiş savunma sistemlerine rağmen, görünmez bir virüs karşısında nasıl aciz kaldığının görülmesi gerektiğini vurgulayan Derdiyok, "Müslümanlar Kur'an'dan beslenmelidir. Bu ümmet yeniden kendi kültürüne ve yaratılış gayesi olan Allah'a ibadete yönelmelidir. Osmanlı'da olduğu gibi nasıl 3 kıtaya hâkim olup diğer kıtalara da söz geçirebildiysek, Allah'ın izniyle evrensel olan İslam, yeniden yeryüzüne hâkim olacaktır." dedi. (İLKHA)