Coronavirus salgını nedeniyle Kur'an hafızları mukabelelere katılamıyor
11 yaşında Kur’an kursuna yazılan, 14 yaşında hafızlık eğitimini tamamlayan ve her Ramazan ayında farklı illerde Kur'an dersi veren Hakan Orhan, 30 yıl aradan sonra ilk defa ailesiyle teravih namazı kıldı.
Babası tarafından Kur’an hafızı olması için Siirt’in tanınan âlimlerinden Molla İhsan Erdal’ın yanına verilen ve her yıl Ramazan ayında Türkiye’nin farklı şehirlerinde Kur’an eğitimi vererek mukabelelere katılan Hakan Orhan (45), Coronavirus salgını nedeni ile memleketinden ayrılamadığı için hüzünlü olduğunu diğer yandan Ramazan ayını ailesiyle birlikte geçireceği için mutlu olduğunu belirtti.
30 yıl sonra ilk defa ailesiyle birlikte teravih namazı kıldığını, Allah izin verirse ilk iftarını da açacağını dile getiren Orhan, bu Ramazan ayını çocukları ve yeğenleri ile birlikte bol bol Kur’an okuyarak ibadetle geçireceğini söyledi.
"14 yaşında camilere giderek mukabelelere katıldım, Kur’an dersi vermeye başladım"
Babasının kendisini 11yaşında Çalapkulu Kur’an Kursu'na kaydettiğini, hem halasının oğlu aynı zamanda da Siirt’in tanınan âlimlerinden Molla İhsan Erdal tarafından yetiştirildiğini belirten Orhan, genç yaşta hafız olduğunu kaydetti.
Daha 12 yaşında Kur’an'ı tecvitli bir şekilde bitirdiğine dikkat çeken Orhan, "12 yaşından sonra da hafızlık eğitimine başladım ve 14 yaşında da hafızlık eğitimimi tamamladım. Daha sonra ise 2 yılık yatılı hafızlık kursuna gittim ve 1993 yılında hafızlık belgesini aldım. Sonrasında ise Kur’an okumaya devam ettim ve birçok insana Kur’an’ı Kerim dersi verdim. Sonraki yıllarda, Ramazan aylarında Türkiye’nin farklı şehirlerinde camilere giderek mukabelelere katıldım ve Kur’an dersi vermeye başladım. Birçok insanın Kur’an okumasına, öğrenmesine, Kur’an-ı güzel okumasına vesile oldum. Birçok insanın hayır duasını aldım.” dedi.
"Çocuklarımla Kur'an okuyacak, onlarla faydalı bir Ramazan geçireceğiz"
Yaklaşık 30 yıldır Ramazan ayı boyunca ailesinden uzak, başka şehirlerdeki camilerde Kur'an dersi verdiğini ifade eden Orhan, “Bu yıl Coronavirus salgını nedeni ile ilk defa Ramazan ayını ailem ile birlikte geçireceğim. Kalbim biraz buruk fakat Ramazan ayını ailemle birlikte geçireceğim için de çok mutluyum. 30 yıldır ilk defa ailem ile birlikte bir Ramazan geçireceğim. Gerek eşim gerek çocuklarım ve kardeşlerimle bir Ramazan'ı birlikte geçireceğiz. Annem, babam bizden ayrı ve yaşlı oldukları için evden çıkamıyorlar ama ben muhakkak bu Ramazan ayında onlara gideceğim ve iftarımı onlarla açacağım. Bu sene dediğim gibi farklı şehirlerde başka insanlara Kur’an dersi veremeyeceğim ve mukabele okuyamayacağım için üzgünüm ama hiç olmazsa çocuklarım ile birlikte mukabele okuyacağım, onlarla faydalı bir Ramazan geçireceğiz.” diye konuştu
"Geçmiş hükümetler 10 yıl boyunca Diyanete imam ve müezzin kadrosu vermedi"
Hafızlık belgesini aldıktan ve 18 yaşını tamamladıktan sonra 2 kez sınava girip yeterlilik belgesini aldığını ama geçmiş hükümetlerin imam ve müezzinlere kadro vermediği için işçi olarak çalışmak zorunda kaldığını dile getiren Orhan, şunları söyledi:
“Şu anda özel bir firmada depo sorumlusu olarak çalışıyorum. İmam veya müezzin olmayı düşündüm mü? Evet, çok düşündüm ve bunun için çok çabaladım. 1993 yılında hafızlık belgemi aldıktan sonra sınavlara girdim ve iki kez yeterlilik belgesi aldım. O dönemin hükümetleri 10 yıl boyunca Diyanet İşleri Başkanlığına imam veya müezzin kadrosu vermediler. Babam emekli olmuştu ve 7 kardeşim vardı. Ben de babama çalışmaya karar verdiğimi söyledim ve o gün bugündür işçi olarak çalışıyorum. Tabi o dönemde bize kadro verilmeyişinin nedeni eski hükümetlerin suçuydu, şimdiki hükümetin değil.”
"Ramazan aylarında her gün 25 cüz Kur’an okuyordum, bu şekilde hafızlığı unutmadım"
2015 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın medrese okuyan talebelerin de imam ve Kur'an eğitmeni olarak alınmasını onaylamasının ardından mollalık sınavına kendisinin de girmeye hak kazandığını ifade eden Orhan, konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Mollalık sınavında sadece ilkokul mezunu olma, âlim veya hafız olma şartları aranıyordu. Âlim olmasam da hafızlık derecem oldukça iyiydi. Zaten ben de Kur’an öğreticiliği için başvurmuştum. Sınava girdim ve sınavdan iyi bir derece aldım. Ankara’dan gelen müftüler sınavda birçok sorular sordular. Bana, 'Sen 25 senedir hafızlığı bitirmişsin, bir depoda çalışıyorsun, nasıl bu şekilde hafızlığını koruyabildin?' diye sordular. Ben de onlara 'Her Ramazan günde 25 cüz Kur’an okuyorum.' dedim. Onlar da beni tebrik etti."
Aradan 3 ay geçtikten sonra güvenlik soruşturmasından geçirildiğini belirten Orhan, yakınlarının siyasi faaliyetleri nedeniyle imamlığa kabul edilmediğini ve mağdur edildiğini söyledi. (İLKHA)