Prof. Tarhan: Koronavirüs stresinden kazanımla çıkabiliriz
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Kovid-19 salgınında, sosyal ve bireysel bir stres yaşanıyor, iç dünyamızda böyle durumlarda hedefini unutmayan kişilerin, stresten kazanımla çıkma ihtimalleri yükseliyor." dedi.
İSTANBUL
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının yaşandığı günlerde, stres altında soğukkanlı kalma becerisine sahip olanların avantajla çıkabileceğini belirterek, "Kovid-19 salgınında, sosyal ve bireysel bir stres yaşanıyor. İç dünyamızda böyle durumlarda hedefini unutmayan kişilerin, stresten kazanımla çıkma ihtimalleri yükseliyor. Toplum olarak da Kovid-19 stresini nasıl kazanıma dönüştüreceğimize odaklanmamız gerekiyor." dedi.
"NASIL KAZANIMA DÖNÜŞTÜRECEĞİMİZE ODAKLANALIM"
Prof. Dr. Tarhan, toplum olarak, Kovid-19 stresini nasıl kazanıma dönüştüreceğimize odaklanmamız gerektiğini anlatarak şunları ifade etti: "Kovid-19 salgıyla birlikte dünyada bir kırılma, kaos ve karmaşa yaşanıyor. Karmaşanın sonucu kaos düzeni ortaya çıkar. Kaosun içerisindeki hiçbir şey hesapsız kitapsız değildir. Burada da virüsün oluşturduğu psikolojik bir kaos var. Psikolojik kaosun içerisinde herkes bir tepki veriyor. Önemli olan stres altında soğukkanlı kalma becerisi olanların avantajla çıkabileceğidir. Kovid-19 salgınında, sosyal ve bireysel bir stres yaşanıyor ve iç dünyamızda da hedefini unutmayan kişilerin, stresten kazanımla çıkma ihtimalleri yükseliyor. Toplum olarak, Kovid-19 stresini nasıl kazanıma dönüştüreceğimize odaklanmamız gerekiyor."
"SAĞLIĞA ERİŞİM SAĞLAMAYAN TOPLUMLARDA DEVLETE GÜVENİN ZAYIFLAYACAK"
İngiltere'de "Sürü bağışıklık" denilen bir yöntemin uygulandığını dile getiren Tarhan, "İngiliz hükümeti vahşi kapitalizm tepkisi vermiş durumda. ABD'deki vahşi kapitalizm tepkisi nedeniyle de büyük ihtimal servet düşmanlığı başlayacak. Yani toplum ve halk sağlığını gözetmeden herkesin sağlığa erişimini sağlamayan toplumlarda devlete güvenin zayıflayacağı görünüyor. Türkiye'nin sağlıkta parası olanla-olmayanı ayırt etmeyen bir politika uygulaması, daha insani bir sosyal politikadır. Bu da insanlar için daha çok kitlenin faydalanabileceği bir sağlık politikasıdır." değerlendirmesinde bulundu.
"KAYGI VAR AMA PANİK YAPACAK BİR DURUM YOK"
Hastanelerde de enfeksiyon komitelerinin, aktif olarak çalıştığını dile getiren Tarhan, şunları kaydetti: "Sağlık çalışanlarının nasıl davranacağıyla ilgili gerekli önlemler alınıyor. Türkiye'de bir kaygı var ama panik yapacak bir durum yok. Bu işin enfeksiyon boyutu, beden sağlığı boyutumuzdur. Halk sağlığı boyutu açısından bu konuyu ele aldığımız zaman 'Enfeksiyonun yayılma hızı, ilgili epidemiyolojik çalışmaların yapılması, hastalığın ölüm şiddeti, bununla ilgili dünyadaki örnekler nelerdir?' gibi önemli konularının tespit edilebilmesi için halk sağlığı uzmanlarının da böyle durumlarda takıma dahil edilmesi gerekiyor. Enfeksiyon uzmanları sadece tanı ve tedaviyle ilgileniyor ama bu hastalığın yayılmaması için neler yapılacağı konusunda halk sağlığı ana bilim dalları ve uzmanlarının dahil olması önemlidir.
"İNSANLIK TARİHİNDE KORONAVİRÜSTEN ÖNCE VE SONRA DİYE BİR DÖNEM ORTAYA ÇIKACAK"
Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, pandemi ile mücadele üçüncü alanın "Toplumda ruh sağlığı" olduğuna işaret ederek, "Koronavirüs salgını çıkmış, bütün dünyayı kasıp kavuruyor. İnsanlık tarihinde koronavirüsten önce ve sonra diye bir dönem ortaya çıkacak ve dünyadaki birçok değerin, sistemin yeniden yazılmasına sebep olacak." ifadelerini kullandı.
"HAZ İLKESİYLE HAREKET EDEN KİŞİLER, KRİZDEN OLUMSUZ ETKİLENİR"
"Evde Kal" çağrısına uyan vatandaşların, birlikte zaman geçirmek için önemli bir fırsata sahip olduğunu belirten Tarhan, konuşmasını şöyle tamamladı: "Gençler bilgisayarla oynamak yerine kitap okuyup, kendi ilgi alanlarına göre kendilerini geliştirebilirler. Bu boş zaman kişinin kendi eksikleriyle kendini tamamlayacağı bir zamandır. Hedefi olan bir kimse hedefini güçlendirecek şeyler yapar, hedefi olmayan kişi ise daha çok panik yapar. Haz ilkesiyle hareket eden kişiler, krizden olumsuz etkilenir. Yaşam felsefesi olarak haz ilkesiyle hareket eden kişilerle, hedef ilkesiyle hareket edenleri ayırt etmek gerekir. Haz ilkesiyle hareket etmek isteyen kişiler şu anda, 'Hazlarım, konforum gitti' diye yakınırlar ve kaybedenlerden olurlar. Hedefi olan, 'Kendime ve geleceğe şunu kazandıracağım' diye amaç peşinde koşan kişiler ise krizi fırsata dönüştüren ve kazanımları olacak kişilerdir. Şans, akılla fırsatın kesiştiği noktadır ve akıllı olan kimsenin hedefi vardır. Hedefleri olanlar, böyle durumlarda ve krizlerde oluşan boşlukla hayatına bir şeyler katar. Krizle mücadelede küçülmeyi de başarmak gerekir, risk fonu olan kişiler, mesela kara gün parası olan kişiler, daha sağlıklı krizi aşarlar. Risk fonu olmayan kişiler, bunu aşamaz, aşamayınca ise iflaslar ortaya çıkar." (AA)