• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...
HOŞ GELDİN YA ŞEHRî RAMAZAN
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

NİZAMETTİN AŞKIN/GİYASETTİN TETİK – İSTANBUL/DİYARBAKIR

Peygamber Sevdalıları Genel Merkezi adına yayınlanan mesajı, Marmara Koordinatörlüğü Sözcüsü Faruk Ketboğa okudu. Allah'a hamd ve Resulüne (s.a.v.) salat ve selam ile konuşmasına başlayan, orucun farz kılındığı ayeti kerimeyle devam eden Ketboğa, salgın hastalığa denk gelen bu Ramazan ayının evlerde ailece yapılacak dua, ibadet, zikir ve Kur'an-ı Kerim tilavetleriyle en güzel şekilde ihya edilmesi gerektiğini vurguladı. Başı rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennemden kurtuluş olan Ramazanı Şerif'e tekrardan kavuşmanın sevincini yaşadıklarını söyleyen Ketboğa, 11 ayın sultanı olarak nitelendirilen Ramazan ayının, bin aydan daha hayırlı olan "Kadir Gecesi" ile birlikte, sahuru, iftarı, teravihi, mukabeleyi, itikâfı, sadakayı, sabrı, paylaşmayı gibi nice güzellikleri içinde barındıran nimetlerle dolu manevi bir ay olduğunu ifade etti.

"AİLEMİZLE KUR'AN'A, TÖVBEYE, ZİKRE VE İLME DAHA FAZLA ZAMAN AYIRMALIYIZ"

Sahuru bereket, iftarı merhamet, gecesi ve gündüzü hayırlarla dolu bu ayda cennet kapılarının açıldığı, cehennem kapılarının kapandığı ve şeytanların da zincire vurulduğu manevi iklimden her Müslümanın en güzel şekilde faydalanması gerektiğini vurgulayan Ketboğa, şöyle konuştu: "Ramazan ayı; rahmettir, berekettir, paylaşmaktır, sıla-i rahmi gözetmektir, nefsi terbiye etmektir, affetmektir ve affedilmektir. Peygamber Efendimiz bu mübarek ay hakkında, 'bu ayda kim ki Allah için bir gün oruç tutsa Allah onunla ateş arasına genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek yapar' buyurmuştur. Bu ayda orucumuzla bedenimizi dinlendirip ruhumuzu da ibadet gıdalarıyla doyurmanın huzurunu yaşamalıyız. Ramazan ayının kıymetini hakkıyla bilmeli, bu mübarek ayı maddi ve manevi hayır yapmak için büyük bir nimet görüp Rabbimize daha fazla yönelmeliyiz. Malum salgından dolayı karantina hayatı yaşadığımız bu zor zamanlara Ramazan ayının denk gelmesinden ötürü evimizde ailemizle beraber Kur'an-ı Kerim'e, tövbeye, istiğfara, duaya, zikre ve ilme daha fazla zaman ayırıp en verimli şekilde istifade etmeliyiz."

"YARDIMLAŞMADAN UZAKLAŞMIŞ TOPLUMLAR REFAHA ULAŞAMAZLAR"

Tutulacak olan oruçlarla nefsimizi dizginleyip malayani işlerden uzaklaşarak Allah'ın rızasını kazanacak salih amellerle Rabbimize yakınlaşmanın gayreti içerisinde olmak gerektiğini hatırlatan Ketboğa, "İslam'ın şiarlarından olan zekât, infak, sadaka; İslam medeniyetinin ekonomik temellerini oluşturan mali ibadetlerdir. Mübarek Ramazan ayında her türlü ibadetin, ziyadesiyle yapılması icap ettiği gibi mali ibadetlerde de bu kaide geçerlidir. İnfak, yardımlaşmak ve başkasına kendinde olanı vermekten uzaklaşmış toplumlar; asla iyiliğe, toplumsal refaha ve medeni bir hayata ulaşamazlar." diye konuştu. Ketboğa, Peygamber Sevdalıları olarak Ramazan ayının dünyanın dört bir tarafında zulüm ve esaret altında olan Müslümanlara kurtuluş vesile olması, dünyayı esaretine alan malum salgından dolayı şifa bekleyen bütün hastaların şifa bulması dileğinde bulunarak tüm İslam âleminin Ramazanı Şeriflerini tebrik etti.

VAROL: RAMAZAN AYINDA GECELERİ  İBADET ETMEDEN GEÇİRMEK BÜYÜK HATADIR

İTTİHADUL ULEMA üyesi Molla Muhammed Beşir Varol, 11 ayın sultanı Ramazan ayı ile ilgili olarak İLKHA'ya önemli tavsiyelerde bulundu. Varol, "Allah'u Teala Kuran-ı Kerim'de şöyle buyurmuştur: 'Ey iman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi sizlere de farz kılınmıştır. Ramazan ayına ulaştığınızda oruç tutun. Çünkü bu ay mübarektir.' Kur'an-ı Kerim bu ayda nazil olmuştur. Allah'u Teala bu Kur'an'ı da insanlara hidayet rehberi olarak hak ile batılı birbirinden ayırt edilebilmesi için göndermiştir. Bundan dolayı Ramazan ayı özel bir aydır. Allah'u Teala Kur'an gibi verilen nimetlere şükür mahiyetinde bu orucu insanlara farz kılmıştır." dedi.

"BU AY İÇERİSİNDE YAPILAN BİR HAYIR 70 KAT OLARAK YAZILIR"

Ramazan ayında hastalığı bulunan kişilerin oruç tutmaması gerektiğini belirten Varol, hastanın sağlığına kavuşması durumunda oruçları kaza etmesi gerektiğini söyledi. Varol, "İnanç sahibi doktorların ve hekimlerin, bir kimse hakkında "oruç tutamaz veya sağlığına zarar verir' tespitinde bulunması durumunda o kimse oruç tutmayabilir. Fakat sıhhatli olduğu zamanlarda oruç tutmadığı günleri kaza etmesi gerekir. Bu ay bol bol ibadet edilmesi gereken bir dönemdir. Sebebi ise bu ay içerisinde yapılan bir hayır 10 misli ile yazılır. Bir rivayette Peygamber Efendimiz, 'Bu ay içerisinde yapılan bir hayır 70 kat olarak yazılır.' diye buyurmaktadır. Mesela; kazası olan bir kimse bu ay içerisinde o kazalarını eda ederse sanki söz konusu namazlarını vaktinde kılmış gibi sevap kazanır. Bu şekilde Allah'u Teala onun günahlarını affeder. Yine bu ayda bir kimse Kuran'ı hatmederse veya sadaka verirse bu 70 misli ile hesaplanır. Bunlar kişinin tüm amelleri için geçerlidir. Onun için gündüzlerimizi oruç, gecelerimizi ise ibadetle geçirmeliyiz." şeklinde konuştu.

"TERAVİH NAMAZLARINI PEYGAMBER EFENDİMİZ İLK BAŞTA CAMİDE KILMIŞTIR"

Sünnet olan Teravih namazının büyük önem taşıdığına dikkat çeken Varol, "Diğer aylardan farklı olarak Ramazan ayında akşam vakitlerinde kılınan namaz Teravih namazlarıdır. Teravih namazlarını Peygamber Efendimiz ilk başta camide kılmıştır. Ardından sahabelerinde teravihleri kılması üzerine ümmete farz kılınması endişesinden dolayı Peygamberimiz evde kılmaya başlamıştır. Peygamberimizin vefat etmesinden sonra teravih namazlarının farz olma endişesi kalktığından dolayı Hz. Ömer döneminde, hayır ve hasenatın fazla olabilmesi, insanların camiye daha da bağlanması için cemaatle camide kılınmaya başlanmıştır. Sünnet olan bu namaz, hem Peygamberimizin hem de Hulefa-i Raşidin'in kılmasından dolayı büyük önem taşır ve hayırlıdır. " ifadelerini kullandı.

"RAMAZAN GECELERİNİ İBADETSİZ GEÇİRMEK BÜYÜK HATA OLUR"

Peygamberimizin de Teravih namazını camide kılmaya ara verdiğini hatırlatan Varol, Kovid-19'dan dolayı teravih namazlarımızı evlerimizde kılmamız gerektiğini belirtti. Ramazan ayı için tavsiyelerde bulunan Varol, şöyle konuştu: Teravihlerimizi ihmal etmemeli, evlerimizde gevşeklik yaparak bu hayırlı ibadetten kendimizi mahrum bırakmamalıyız. Şayet ihmalkâr davranıp gecelerimizi ibadetsiz geçirirsek bu büyük bir hatadır. Netice itibariyle Peygamberimizin bu namazı evde kılması münasebetiyle bizim de evde kılmamız sünnettir. Müslümanlara tavsiyemiz, bu mübarek Ramazan ayında ihmalkâr olmayalım, değer verelim. Mesela; aile olarak beraberce namaz vakitleri sonrasında veya Peygamberimizin ısrarla tavsiye ettiği sabah namazından sonra güneş doğmaya yakın vakitlerde Kur'an okunabilir, zikir yapılabilir." 

Bu haberler de ilginizi çekebilir