• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
1400 Yıl önceden yolumuzu aydınlatan Peygamber Efendimiz(S.A.V), ORUÇ TUT, SIHHAT BUL
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

DOĞRUHABER / ENES DURMAZ

Peygamber Efendimiz bundan tam 1400 yıl öncesinden oruç tutarak sıhhate kavuşmanın önemine işaret etmiş ve bu öğütler asırları aşkın süredir Müslümanlar tarafından uygulanmaya devam ediyor. 

Koronavirüs salgınının tüm dünyayı kuşattığı bugünlerde alimler ve uzmanlar yaklaşan ramazan ayının virüsten kurtuluş için büyük bir öneme sahip olduğuna dikkat çekiyor. Kur’an Nesli Platformu yayınladığı ‘Ramazan Ayı Tavsiyeleri’nde, “Bütün dünyanın iliklerine kadar acziyeti yaşadığı ve bir derman aradığı şu dönemde, sonsuz kudret ve mülk sahibi karşısında maddi ve manevi tüm dertlerimize derman taleb etmek için Ramazan'ı vesile etmeliyiz.” açıklamasında bulundu. Mısır Ayn Şems Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Sağlık ve Hastalıklar Eğitim Görevlisi Dr. Seyyid El Ukde de, oruç tutmanın bilimsel olarak sağlığa faydalı olduğunu, virüslere karşı vücut direncini artırarak bağışıklık sistemini güçlendirdiğini söyledi.

KUR'AN NESLİ PLATFORMU 2020 YILI RAMAZAN AYI TAVSİYELERİ

Kur’an Nesli Platformu her sene olduğu gibi bu sene de yaklaşan Ramazan ayıyla ilgili ‘Ramazan Ayı Tavisyeleri’ yayınladı. Platformun Genel Koordinatörlerinden M Emin Sütçü tarafından okunan açıklamada ayet ve hadisler ışığında oruç ile ilgili değerlendirmelerde bulunuldu. Bakara, 183. Ayet olan “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı.” ve “Oruç tutunuz ki, (madden ve mânen) sıhhat bulasınız!” hadisini paylaşan Sütçü, “Bir yılın ardından ve 2020 yılının çalkantısı içinde bizleri rahmet ve bereket ayı olan bir mübarek Ramazana daha kavuşturan Rabbimize hamdolsun. O Ramazan ayı ki 90 yıllık manevi bir ömrü kazandıracak bulunmaz bir hazine ve kaçırılmayacak bir fırsattır. Bütün dünyanın iliklerine kadar acziyeti yaşadığı ve bir derman aradığı şu dönemde, sonsuz kudret ve mülk sahibi karşısında maddi ve manevi tüm dertlerimize derman talep etmek için Ramazan'ı vesile etmeliyiz. Camisiz ve cumasız eda etmeye başlayacağımız bu Ramazan buruk başlayacak belki ama inanıyoruz ki hakkıyla eda ettiğimizde sonu çifte bayram, çifte mutluluk olacaktır inşallah. O halde bize düşen bu mübarek gün ve geceleri hakkıyla eda edip ihya olmaya çabalamaktır. Bu vesileyle Kur'an Nesli Platformu olarak halkımıza bu gayeye matuf bir takım tavsiyelerimiz vardır. Bu tavsiyelerin yerini bulması ve hayra vesile olması temennisiyle hoş geldin on bir ayın sultanı Ramazan diyor ve tüm İslam âlemine hayırlara vesile olmasını diliyoruz.” dedi.

10 MADDELİK TAVSİYELER

1-Kur’an-ı Kerim:

Mümkün mertebe aile bireyleriyle mukabele şeklinde, değilse de bireysel olarak en az bir cüz kadar Kur'an-ı Kerim okunmalı. Okunacak Kur’an’ın mealini de birlikte okumaya gayret edilmeli.

Başta çocuklar olmak üzere, aile bireylerinden Kur’an okumasını bilmeyenlerin veya okumasını bildiği halde tecvidi bilmeyenler bu eksikliklerini tamamlamaya çalışmalıdır. Ayrıca ayet, kısa sure vb. ezberler yapılmalıdır.

2-Namaz:

Vakit ve teravih namazları mümkün mertebe ailece vaktinde cemaatle kılınmalı.

Duha, evvabin, vitr, teravih, teheccüd ve abdest namazı gibi nafile ibadetler ihmal edilmemelidir. Ramazan sonrasında da nafilelere devam etmeye gayret edilmeli, namaz tesbihatlarına da özen gösterilmelidir.

3-Dua:

Ramazan ayı boyunca dua ve niyaza ağırlık verilmeli, bolca cevşen okuyarak tesbihat yapılmalıdır.

4-Vird ve Zikir:

Aile bireyleriyle günlük vird-zikir programı yapılmalıdır.

5-Kültürel Okuma:

Aile bireylerinin ihtiyaçları dikkate alınarak, günlük bir saat kadar kültürel ders yapılmalı ve bu kapsamda, aile bireylerinin ihtiyaç duyduğu İslami ilimler (ilmihal, siyer, tefsir, akaid, hadis vb), gündemdeki konular ve kültürel olarak ihtiyaç duyulan ortak konular üzerinde durulmalıdır.

Ayrıca seviyeye uygun hadisler ezberletilmelidir. .

6-Mali İbadetler (zekât, fitre, sadaka):

Bu ay içerisinde, varsa zekât hesaplanmalı, fitreler verilmeli, sadaka ve bağışlar artırılmalıdır. Mümkün mertebe fitre ve zekâtlar Ramazan ayının başlarında verilmeye çalışılmalıdır.

7-Sıla-i Rahim:

Ramazan ayı münasebetiyle aile bireyleri, akrabalar, komşular, tanıdıklar ve iş arkadaşlarını sormalı, imkânlar dâhilinde yardımda bulunma ve ihtiyaçları karşılamaya çalışılmalıdır. Mevcut salgından dolayı evlerde ziyaret mümkün olmasa da telefonla görüşülmelidir.

8-Kadir Gecesi:

Ramazan ayının son on gününün tekli geceleri mümkün olduğu kadar ibadetle geçirilmeye çalışılmalıdır. Bu arada ailece cevşen ve benzeri dualar okunabilir, Kur’an ve Sünnet ile ilgili sohbetler de yapılabilir.

9-Bayramlaşma:

Bayram sabahı ev halkından başlayarak bütün komşular, akrabalar, dostlar ve tanıdıklar telefonla aranarak bayramları tebrik edilmelidir.

10-Ramazan Sonrası:

Ramazan ayındaki ibadi, kültürel ve insani güzel hasletleri devam ettirme gayret ve çabası içinde olunmalıdır.

MISIRLI DOKTOR EL UKDE: "ORUÇ VÜCUT DİRENCİNİ VİRÜSLERE KARŞI GÜÇLENDİRİYOR"

Mısır Ayn Şems Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Sağlık ve Hastalıklar Eğitim Görevlisi Dr. Seyyid El Ukde, oruç tutmanın bilimsel olarak sağlığa faydalı olduğunu, virüslere karşı vücut direncini artırarak bağışıklık sistemini güçlendirdiğini söyledi. Orucun, koronavirüs ile enfeksiyonu veya komplikasyonları arttırmadığına dikkat çeken El Ukde, orucun; bilimsel kanıtlara göre, mevcut virüsün birincil savunma hattı olan vücudun genel sağlık durumunu ve özellikle bağışıklığı iyileştirdiğinin altını çizdi.

“BİLİMSEL OLARAK ORUCUN İNSAN VÜCUDUNA FAYDALI OLDUĞU KANITLANMIŞTIR”

Veba zamanlarında oruç tutmayı bilimsel olarak açıklayan El Ukde, günde 16 saatten fazla oruç tutmanın bir sonucu olarak insan vücudunda bilimsel olarak kanıtlanmış fizyolojik değişikliklerin olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Uzun süre yiyecek ve su eksikliği, sahurdan kısa bir süre sonra pankreastan insülin üretiminde bir azalmaya neden olur. Bir enerji kaynağı olarak depolanan glikojen miktarı tüketilene kadar kandaki glikoz seviyesini korumak için glukagon seviyesi artar. Sürekli açlık ve sonrasında iftar zamanı yaklaşımı ile vücut, yağ asitlerini oksitleyerek ketonlara neden olacak başka bir enerji kaynağı kullanır. Bu durum iftardan hemen önce hafif bir halsizlik hissine ve hafif bir baş ağrısına neden olur. Sahurun şafaktan önce mümkün olduğu kadar uzun süre gecikmesi durumunda bu belirtiler belirgin şekilde azalır. Bu çok önemli. Bu, birden fazla bilimsel araştırmaya göre insan vücudu için faydalarla sonuçlanır.”

“ORUÇ, KOVİD-19 VE BENZERİ VİRÜSLERE KARŞI BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR”

Oruç tutmanın bilimsel olarak kanıtlanan faydalarına dikkat çeken El Ukde, orucun enfeksiyon durumunda virüsle savaşmaya doğrudan katkıda bulunacağının altını çizdi. El Ukde, “Bilimsel araştırmalarla onaylandığı gibi, kalpteki kanın fonksiyonunu iyileştiren ve kan dolaşımını doğrudan iyileştiren zararlı düşük yağ ve trigliserit seviyelerinin azalması. Tansiyon oranlarını dengeliyor. Kırmızı kan hücrelerinin, trombositlerin ve bağışıklık beyaz kan hücrelerinin sayısında artış görülüyor. Doğrudan bağışıklık seviyesini artıran Kovid-19 virüsü gibi virüslere doğrudan savunma etkisi olan lenfositler dahildir. Enfeksiyon olasılığını azaltmayabilir ancak enfeksiyon durumunda virüsle savaşmaya doğrudan katkıda bulunacaktır. İltihap oluşumunu tetikleyen etkenlerden koruyor. Bu tür iltihaplanmalar Kovid-19 gibi virüslerin meydana gelmesinde önemli bir rol oynuyor. Bağışıklık sistemi sorunu olanların kolayca iyileşme fırsatı oluşturur. Bu konu uluslararası çapta harika bir tezde açıklanmıştır.” diye konuştu.

“ORUÇ, GENELLİKLE VÜCUDUN SAĞLIK VE HASTALIK DİRENCİNİ YANSITAN BİLİMSEL KANITLARLA KRONİK HASTALIKLARI KESİNLİKLE İYİLEŞTİRİR”

“Oruç, enfeksiyon riskini arttırır mı yoksa enfekte olduğunda komplikasyonları mı artırır?” sorusuna bilimsel açıklamalar getiren El Ukde, Müslümanların tuttuğu oruçla bu virüslerin oranının artması ile alakalı bilimsel bir araştırma ya da bir gerçek olmadığını ifade etti. Orucun, vücut sağlığı açısındaki faydalarını dile getiren El Ukde, “Su eksikliği ve boğazda kuruluk; suyun kan dolaşımındaki önemine rağmen, insan vücudu idrarı konsantre ederek bu eksikliği telafi edebilir. Buna göre oruç tutarken içme suyu eksikliğinden kaynaklanan enfeksiyonu veya komplikasyonları artıracak bilimsel bir kanıt yoktur. Özellikle bu yıl oruç tutmak, Allah’a şükür ılıman bir hava anında geliyor. Hava sıcaklıkları yüksek oranlara çıkmıyor. Sonuç olarak oruç, Koronavirüs ile enfeksiyonu veya komplikasyonları arttırmaz. Oruç, bilimsel kanıtlara göre, mevcut virüsün birincil savunma hattı olan vücudun genel sağlık durumunu ve özellikle bağışıklığı iyileştirir. Oruç, genellikle vücudun sağlık ve hastalık direncini yansıtan bilimsel kanıtlarla kronik hastalıkları kesinlikle iyileştirir. Oruç tutması yasaklanan hastalar, her vakaya göre uzman bir danışmanın rehberliğinde hareket etmeliler ve bu alanda genelleme yapmak mümkün değildir. Sahuru geciktirmek, sahurdan önce çok fazla sıvı tüketmek gerek. Sağlıklı yiyecekler ve özellikle yeşillikler ve meyveler tüketerek basit şekerli yiyeceklerden kaçınılmalıdır.” dedi.

Bu haberler de ilginizi çekebilir