Uzun zamandır haber yaptığımız ve sorunlarını Doğruhaber olarak gündem yaptığımız genç evlilik mağdurları artık Türkiye'nin gündeminde. Eşleri 'tecavüzcü' denilerek kocaları cezaevine atılan kadınlar yıllardır seslerini duyurmak için çaba harcıyor. Bugün Sabah Gazetesi yazarı Hilal Kaplan da genç evlilik mağdurlarının sorunları köşesine taşıdı. Hilal Kaplan'ın yazısı nikah düşmanlarını da çılgına çevirdi.

İşte Hilal Kaplan'ın bugün yazdığı ve aile düşmanlarını çılgına çeviren köşe yazısı:

"Emine Özdemir, 15 yaşındayken, 18 yaşındaki Levent Karakaya'ya âşık oluyor. Ailesi erken yaşından ötürü evliliğe izin vermeyince kaçarak dinî nikâh kıyıyorlar. Emine'nin annesi şikâyetçi oluyor. Ancak kızının rızasını görüyor ve aile büyükleri de araya girince şikâyetini geri çekiyor.
Fakat devlet 'affetmiyor'. Evliliklerinin üzerinden 9 yıl geçtikten sonra, kamu davası ile yargılanan Levent tutuklanarak hapse atılıyor. Emine iki çocuğu ile ortada kalıyor.
Kirayı ödeyemeyince ailesinin yanına geliyor.
Eşini cezaevinde ziyaret ettiği bir gün, çıkış kapısının orda yere yığılıyor. Üzüntüden felç geçiriyor ve sol tarafı tutmuyor. Günler sonra da hastanede vefât ediyor.
Baba cezaevinde, anne mezarda; çocuklar hem yetim hem öksüz. İşte CHP'nin 'cinsel istismarcı' diyerek suçladığı insanların böyle yürek burkan hikâyeleri var. Sayıları 9 bini, aileleriyle 30 bini bulan bu insanlar tekrar aile birliklerine kavuşmayı bekliyorlar.
Türk Ceza Kanunu'nda 15 yaşındakilerin evlilik öncesi beraber olmasını suç sayan bir yasa veya ergen hamileliğini önleyen bir tedbir yok. Ancak iki genç evlenerek bu 'hatayı' işliyorsa, suç...
Cumhur İttifakı'nın kanun mağduru insanlarımıza bir kereye mahsus af getirmesi ve yapılan hatayı telafi etme teşebbüsü söz konusu olduğu anda İYİ Parti ve CHP, maalesef 'cinsel istismarcıları bırakacaklar' diye ortalığı ayağa kaldırıyor.
İlginç olan iki sene önce konuyu Meclis çatısı altında dile getirenin ve AK Parti'yi suçlayanın ise yine CHP İzmir vekili Atilla Serter olması...
Ama CHP malum, tutarlılık şartı aranmıyor.
Peki, bu noktaya nasıl geldik?
Aslında âdeta ifrat ile tefrit arasındaki bir sarkaç söz konusu...
Bir zamanlar Türk Ceza Kanunu'nda kadınları tecavüzcüsüyle evlenmeye teşvik eden 765 sayılı 423. madde isimli bir utanç vardı. Buna göre 15 yaşını dolduran bir kızla birlikte olan, o kızla evlenirse hapse girmiyordu. Kanunda hiçbir bağlam yoktu ve birçok kadın bu şekilde tecavüzcüsüyle evlendirildi! Tecavüz travması ömür boyu sürerken, tecavüzcü de aklanıp taltif edilmiş olurdu.
2005 yılında bu kanun değiştirildi ve haddini aşıp zıddına inkılap etti. Buna göre yine kanunda hiçbir bağlam yoktu.
Şikâyetin geri çekilmesine veya gençlerin "birbirimizi sevip kaçtık" demesine bakılmadan söz konusu erkek hapse atılır oldu. Bu sorundan mağdur aile nüfusunun yaklaşık 30 bin olduğu söyleniyor.
Kamuoyunda "erken evlilik mağduru" olarak bilinen bu aileleri 'cinsel istismarcı' diyerek yaftalamayı bir kenara bırakın ve onlara kulak verin. Muhalefete çağrım, Meclisimiz açıldığında bu garabete artık bir son vermeleri ya da en azından gölge etmemeleridir."