• DOLAR 34.349
  • EURO 37.482
  • ALTIN 3026.977
  • ...
HDP mağdurların sesi duyulmasın istiyor
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Anadolu Ajansını 'Erken yaşta evlenen kadın eşinin cezaevinden çıkacağı günü bekliyor' başlıklı haberinden dolayı mahkemeye veren HDP bu haberin istismarı normalleştirmeye dönük olduğunu iddia etti

8 bin aile genç yaşta evlendikleri için cezaevine atılan çocuklarının, eşlerinin özgürlüğünü talep ederken HDP bu insanların mağduriyetlerinin bile gündeme gelmesini istemiyor.

Kürt coğrafyasında -hele geçmiş dönemlerde- 18 yaşından önce evlenen milyonlarca insan vardır. Konumuz bunun doğruluğunu yanlışlığını tartışmak değil! Bu bir realite...

Kanunun belirlediği yaştan önce evlendikleri için çocuk tacizcisi durumuna düşen ve savunanı olmayan bu insanların mağduriyeti zaman zaman çeşitli vesilelerle gündem olabiliyor.

Anadolu Ajansı da işte bu mağdurlardan birini haberleştirdi.

Habere göre İzmir Tire’de yaşayan ve şu an 22 yaşında olan G.Ö, 8 yıl önce dini nikahla evlendi. G.Ö’nün ailesi bu evliliğe karşı çıktı ve damatlarını mahkemeye verdi.

Mutlu bir evlilikleri vardı. G.Ö 18 yaşına girdiğinde bir de resmi nikah kıyıyorlar. Bu süreçte bir de kızları doğuyor. Bu süreçte mahkeme safhası sona eriyor ve 2020 yılında eşi için tutuklama çıkıyor.

G.Ö işte bu olayı Anadolu Ajansına anlatıyor ve Torba Yasa’da kendisi gibi olan mağdurlarla beraber mağduriyetlerinin bitirilmesini talep ediyor.

Peki her çeşit cinsel sapkınlığa özgürlük isteyen HDP neden bu haberi mahkemeye veriyor.

Sorun nikahsa imam nikahının yanında resmi nikah da var. Peki sizce HDP'nin derdi ne olabilir?

En iyisi HDP’nin mahkemelik ettiği haberi olduğu gibi size aktaralım.

Tire ilçesinde yaşayan 22 yaşındaki G.Ö, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eşiyle 2011 yılında tanıştıklarını bir sene sonra da 14 yaşında dini nikahla hayatlarını birleştirdiklerini söyledi.

G.Ö, evliliğe ilk zamanlarda rıza göstermeyen ailesinin şikayette bulunduğunu, devam eden süreçte şikayetin geri alınmasına rağmen eşi hakkında "çocuğun cinsel istismarı" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından kamu davası açıldığını dile getirdi.

Ödemiş 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 30 Aralık 2013'te eşi hakkında 11 yıl 5 ay 15 gün hapis cezası verdiğini ancak tutuklamadığını belirten G.Ö, bu cezaya Yargıtay'da itiraz ettiklerini anlattı.

Eşi ile 18 yaşına girdiğinde 2016 yılında resmi nikah kıydıklarını belirten G.Ö, 2017'de bir kızlarının dünyaya geldiğini, yerel mahkemenin kararından 7 sene sonra 2020 yılında Yargıtay 14. Ceza Dairesi'nin cezayı onadığını ve eşinin tutuklanmasına karar verildiğini söyledi.

Eşinin mart ayında teslim olmasıyla tutuklandığını ifade eden G.Ö, bir aydır cezaevinde olan eşi ve onunla aynı durumda olan kişiler için yapılacak bir düzenlemeyi umutla beklediklerini belirtti.

"Kızımı 'baban çalışmaya gitti' diye oyalamaya çalışıyoruz"

G.Ö. eşinin bir an önce çıkmasını istediklerine değinerek, şunları kaydetti:

"Kızım 'babam ne zaman gelecek, babam nerede' diye soruyor. Cevap veremiyoruz. Çok küçük. Anlatamıyoruz. 'Baban çalışmaya gitti' diye oyalamaya çalışıyoruz. Yarın öbür gün ne cevap vereceğiz. Bu şekilde kanun olmaz. İstediğim eşimin eve gelmesi ve bu cezanın iptali. Yanımızda olmaları lazım. Virüsten dolayı görüşler kapatıldı. Hiç yüzünü görmedim. Telefonlaşıyoruz. Psikolojisi bozulmuş durumda. Bu duruma anlam veremiyor. 'İstiyorsan beni beklemek zorunda değilsin, önüne bak' diyor. Ne desin artık. 35 gün oldu cezaevine gireli. 35 gündür çocuğunu görmedi.

Meclis tatile gireceği için bizimle ilgili düzenlemenin 45 gün sonraya kaldığını duyduk vekillerden. '45 gün sonraya kaldın' nasıl diyeyim eşime. Dışarıda bir şekilde vaktimizi geçiriyoruz ama dört duvar arasında olanlara nasıl anlatalım. Her tarafta tahliye haberleri var. Psikolojik olarak kötü durumdayız. Çok umutlanmıştım. Aile olarak güzel bir haber bekliyorduk. Güzel bir haber alamayınca çok üzüldük. Biz bu mağduriyetimizin giderilmesini istiyoruz. Çünkü yatılması gereken 7,5 sene var içeride."

Şimdi de HDP’nin şikayet metninde yer alan cümleyi de sizlerin insafına bırakalım

"Çocukların ayrı birey olduklarını, hakları olduğunu, fiziksel ve duygusal gelişimlerini tamamlamadan evlendirilmelerinin çocuk haklarını hiçe sayan bir yaklaşım olduğunu benimsemek gerekir. Çocuğa karşı cinsel istismarı meşru gören, çocuk yaşta evlendirilen kadın ifadesini kullanan haber içeriğinde ayrıca dini nikahla evliliğin de yeterli olduğu görüşü benimsetilmeye çalışılmaktadır ki; bu da ayrıca suça teşviktir. 14 yaşında kız çocuğunun evliliğini anne babasının rızası olsa dahi tanımayan kanuni düzenlemeler karşısında Anadolu Ajansı'nın tutuklu erkek şahsı masum koca olarak benimsemesi ve toplumda bu kabulü yerleştirmeye çalışması tüm yasal düzenlemeleri tanımadığı anlamı taşır. 14 yaşındaki kız çocuğu ile dini nikah kıyan, demokratik hukuk devletinde cezalandırılmalı ve bu cezayı çekmelidir. Bu açıklamalar doğrultusunda çocuğun cinsel istismarı suçunu öven, dini nikahla çocuğun cinsel istismarını evlilik olarak benimsetmeye çalışan, 14 yaşındaki kız çocuğuyla evlenen erkeği masum göstermeye çalışan haber içeriği için sorumluların cezalandırılmasını istemek zorunluluğu hasıl olmuştur.

"İzah ettiğimiz ve re'sen dikkate alınacak gerekçelerle; söz konusu haberin içeriğini hazırlayan, yayınlayan ve diğer tüm sorumlular hakkında soruşturma başlatılarak, soruşturma neticesinde şüpheliler hakkında cezalandırılmaları istemiyle iddianame düzenlenerek kamu davası açılmasını talep ediyoruz.”

BU AİLENİN MAĞDURİYETİNİ MAHKEME KONUSU YAPAN SİZE SORULARIMIZ VAR

1- Haberin neresinde kocayı masum gösterme var?

2- Siz ne zamandan beri bu denli yasalara saygılı oldunuz?

3- Bir şeyin kanun olması doğru olduğunun delili midir? Eğer öyle ise neden yasal değişiklikler yaşanır?

4- Siz ki yıllardır basın özgürlüğünü savunduğunuzu iddia edersiniz. Bu meselede sansürcü ve yasakçı kesilmenizin sebebi nedir? Haberi yazan, yayınlayan ve tüm sorumlular hakkında soruşturma isteği biraz abartılı değil mi?

5- Bu haber yorumu yaparken kastımız AA’sını savunmak değildir. 8 bin civarında aile bu mağduriyeti yaşıyor ve medyanın seküler kesimin saldırganlığından ötürü kimse bu insanların mağduriyetini bile dile getirmek istemiyor.

6- Genç bir annenin eşinin özgürlüğünü istemesi neden sizi bu kadar gerdi.

7- Eğer mevzu 18 yaş altı gençlerin cinsel hayatı meselesi ise 18 yaş altı zinaya karşı mısınız? Bununla ilgili verdiğiniz bir teklif var mı?

 

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir