Genç evlilik mağduru aile yaşadıklarını anlattı
Eşi cezaevine girdikten sonra yaşadıkları sıkıntıları anlatan 3 çocuk annesi Özlem Doğualp, yetkililerden artık çığlıklarının duyulmasını isteyerek bu mağduriyete bir son verilmesi gerektiğini belirtti.
2005 yılında kendi isteği ile evlenen ve 2017'de genç yaşta evlilik yaptığı gerekçesiyle 8 yıl 4 ay hapis cezası verilen Veli Doğualp ve eşi Özlem Doğualp, yaşadıkları sorun ve sıkıntıları İLKHA'ya anlattı.
Evlilik sürecinden bahseden Özlem Doğualp, "Eşimle tanıştığımda 14 yaşındaydım. Severek, isteyerek evlendim. 2007 yılında ailemin imzasıyla resmi nikahımız kıyıldı. 11 yıl sonra kamu tarafından 8 yıl 4 ay olarak cezamız geldi. Bu süreçte 3 kızım vardı. Biri 10, diğeri 5 ve en küçüğü de 3 yaşlarındaydı." dedi.
"Eşim cezaevine girdikten sonra hayatımız mahvoldu"
Eşi cezaevine girmeden önce evliliklerinin sorunsuz devam ettiğini ve mutlu olduklarını ifade eden Doğualp, "Eşim cezaevine girmeden önce, çalışıp dört dörtlük bize bakan bir insandı. Hiçbir şeyimizi ikiletmezdi. Ama o gittikten sonra hayatımız mahvoldu, yuvamızı yıktılar ve halen de bizi anlamamakta diretiyorlar. Bize tecavüzcü-istismarcı diyorlar. Benim eşim tecavüzcü değil ve ben de istismara uğrayan bir kadın değilim. Artık bizi anlasınlar. Bizler resmi nikahlı, çoluk çocuk sahibi, yuva kurmuş insanlarız. 14-15 yaşındaki bireyler değil, çocukları belli yaşa gelmiş insanlarız." şeklinde konuştu.
"Çocuklarım okula babasız başladılar"
Eşi cezaevine girdikten sonra karşılaştıkları sıkıntıları aktaran Doğualp, "Babaları cezaevinde olduğundan dolayı kızlarımı anaokuluna ve birinci sınıfa babasız gönderdim. Babaları cezaevine girdiğinde büyük kızım 5'inci sınıf öğrencisiydi ve bu süreçte eşim yanımızda olamadı. Bugüne kadar eşim yanımdayken çocuklarımı gözümün önünden ayırmaya kıyamazdım. Ama eşim cezaevine girdikten sonra çoğu zaman onları yalnız bırakıp işe gittiğimi biliyorum. Çocuklarım kapıyı açıp eve tek başına giriyorlardı. Ablaları onlara yemek hazırlıyor, banyo yaptırıyor ve ev işlerini yapıyordu." ifadelerini kullandı.
Çalışmak zorunda kaldığı için, çocuklarının sadece babalarından değil, kendisinden de ayrı kalmak zorunda kaldığını dile getiren Doğualp, "Karne almaya gidildiğinde çocuklarım, 'Anne! Babamız gelemiyor, bari sen gel, yanımızda ol!' diyorlardı. Bazı zamanlar gidiyor ama çoğu zaman ise gidemediğim oluyordu. Anlatılmaz ancak yaşanması lazım. Ama ne yazık ki o vicdanı kapatmış durumdalar. Yerleştirdikleri vicdanlarına 'tecavüzcü-istismarcı' tabirlerini koymuşlar." diyerek sitem etti.
"Bir an önce mağduriyetimizi gidersinler"
Yeni İnfaz Yasası'nda, genç evlilik mağdurlarının kapsam dışında bırakılmasına tepki gösteren Doğualp, "Bu infaz düzenlemesine bizi dahil etmediler. Bundan sonra artık bizi göz ardı etmesinler. Yıllardır bize verilen bir söz var, bize 'kanayan yarasınız', 'boynumuzun borcusunuz' denildi. Madem biz kanayan yarayız ve madem boyunlarının borcuyuz; bir an önce mağduriyetimizi gidersinler." dedi.
"45 dakikalık ziyaret saati ile aile olmak istemiyoruz"
Yetkililere seslenen Doğualp, şunları söyledi:
Yaz mevsimine giriyoruz. Çocuklarım parka, pikniğe gitmek istiyor, götüremiyorum. 'Babanız gelsin öyle gideriz' diyorum. Mutlu günlerimizi neden birer adım geriye erteliyoruz? Bizim de çocuklarımız babalarıyla büyüsün. Görüşlere giderek 45 dakika ziyaret ile aile olmak istemiyoruz. Çocuklarım neden babasız büyüsün? Eşim neden yanımızda olmasın ki? Devlet yetkilileri artık bizi göz ardı etmesin, çığlıklarımıza kulak versin. Gerçekten bu mağduriyetimize dur desinler. Tek suçumuz aile kurmak, başka da hiçbir suçumuz yok.
Cezaevi sürecinden önceki durumlarını anlatan Veli Doğualp ise, "2005 yılında imam nikahı ile evlendik ve daha sonradan resmi evliliğimizi yaptık. Ben Cezaevine atılmadan önce her şeyimiz güzeldi. Huzurlu bir ailemiz vardı. Ben çalışıp aileme bakıyordum." dedi.
"Beni tecavüzcülerle aynı koğuşa attılar"
Resmi olarak evlendikleri tarihte eşinin reşit olmadığı gerekçesiyle kendisinin cezaevine atıldığını belirten Doğualp "Sanki gayri resmi aile kurmuşum gibi bir yargılama süreciyle cezaevine atıldım. Cezaevine girmemle çocuklarım ve eşim hem maddi hem de manevi yönden mağdur oldu. Şimdi, cezaevinden izinli olarak evime, ailemin yanına geldim." şeklinde konuştu.
Tecavüzcü sıfatıyla durumundan farklı bir koğuşa alındığını söyleyen Doğualp, "Cezaevinde canımızı yakan boyut ise, sanki tecavüz olayı yapmışım gibi beni tecavüzcülerle aynı koğuşa attılar. Ben bunu kesinlikle kabul etmiyorum. Madem beni o kategoride yargılıyorlarsa neden aile cüzdanını bize verdiler? Bu bizi çok kırdı ve hırpaladı. Toplum arasında da farklı lanse edildik. Oysaki biz yuva kurmuştuk. Hem resmi hem de dini nikahımız vardı. Bunlara rağmen kimse bizi dikkate almadı, göz ardı edildik ve cezaevine atıldık. 3 seneye yakındır cezaevindeyim. Covid-19 salgını nedeniyle bizi evimize gönderdiler." diye belirtti.
"Çocuklarımın psikolojisi bozulmuş"
Doğualp, "3 çocuğum olduktan sonra ben cezaevine atıldım. Şu an 3 çocuğum da okul okuyor. Bir çocuğum birinci, diğeri 3'üncü, bir diğeri ise 8'inci sınıfta okuyor. Çocuklarımın psikolojisi bozulmuş durumda. Çocuklarım şu an babasız büyüyor. Bazı günler ailem yemek için bir lokma ekmek dahi bulamadı. Biz bunları hak etmemiştik." ifadelerini kullandı.
Cezaevine girdiğinden dolayı işini de kaybettiğini ifade eden Doğualp, "Yaklaşık 2 ay önce babamı kaybettim. Çocuklarım 2-3 gündür yeni nefes almaya başladı. Bana sürekli; 'Baba gitme, bizi bırakma, sen gidersen biz ne yapacağız? Sen eve gelmişsin, aile ortamımız değişmeye başlamış. Bize bakan yok.' diyorlar. Akşam yatma vakti geldiğinde bana, 'Baba senin yanında yatmak istiyoruz. Biz sabah kalktığımızda sen evde olmayacaksın' gibi cümleler kuruyorlar." dedi.
"Bu zor günlerde bize yardımcı ve destekçi olun"
İzin süresinin bitmesiyle acıların tekrarlanacağını söyleyen Doğualp, "Benim izin sürem bittikten sonra tekrar aynı yere gideceğim, aynı psikolojiyi yaşayacağım ve aynı insanların yanında bulunacağım. Ailem bu mağduriyetleri tekrar yaşamış olacak. Bu mağduriyetler hepimizin mağduriyetidir. Bu zor günlerde bize yardımcı ve destekçi olun." diye belirtti.
Evlenerek hayırlı bir iş yaptıklarını hatırlatan Doğualp, "Biz hayırlı bir iş yaptığımıza inanıyoruz. Nedeni ise; genç yaşta yaptığımız bu evlilik bizi çoğu olumsuz şeyden alıkoydu. Dini ve resmi nikahımızı kıydık, çoluk-çocuk sahibi olduk, kötü bir şey yapmadık. Geride bıraktığımız 15 senenin bunun göstergesi olduğunu düşünüyorum. Allah'a şükür beraberliğimiz ve evliliğimiz devam ediyor. Biz sadece kamuoyundan bu konuda bize destek olmalarını ve bu mağduriyetlerin giderilmesini istiyoruz." talebinde bulundu.
Kamuoyuna seslenen Doğualp, "Burada bir mağduriyet söz konusu. Herkesin elini vicdanına koymasını istiyorum. Biz o kategoriye girmeyi, nasıl kabul etmiyorsak sizler de kabul etmeyin. Bize destek olmanızı istiyoruz. Biz mutluyduk ben çalışıp aileme bakıyordum. Ailem benim yokluğumda çaresiz kalıyor. Bu konuda kararlı hassasiyeti göstersinler. Bu süreçte yanımızda olsunlar." dedi. (İLKHA)