Aile Derneği Başkanı Kalkan: "Bu dönem teknoloji bağımlılığı olma riski fazla"
Adana Aile Bilim ve Eğitim Derneği Başkanı Adnan Kalkan, yeni tip Coronavirus (Covid-19) salgınının psikolojik etkilerine değinip teknoloji bağımlılığına ve aile içi sorunlara dikkat çekti.
Coronavirus'un toplumun her kesiminde tesir bıraktığını ve çocukların da bu hastalıktan psikolojik olarak etkilendiğini söyledi.
Süreç atlatılsa dahi Covid-19 salgınının çocuklar üzerinde iz bırakabileceğini vurgulayan Kalkan, “Kritik dönem etkisi belli bir dönemde ortaya çıkan bazı vakaların insanlara tesiridir. Aileler, çocuklarının dışarı çıkmamasına, virüsün etkilerine vurgu yaparken çocuklar da televizyondan izledikleri görüntülerle bu hastalıktan etkileniyorlar. İnsan yedi veya sekiz yaşlarındayken yaşadığı olaydan dolayı uzun zaman boyunca bunun etkisi altında kalır.” şeklinde konuştu.
Özellikle 60 yaşından sonra vücut ve psikolojik direncin zayıflamasından dolayı bu hastalığın psikolojik olarak da etkisinin kalabildiğini belirten Kalkan, “Dışarı çıkması, temiz hava alması ve egzersiz yapması gereken yaşlılarımız uzun süre evde kaldığı için olumsuz etkilerle karşılaşabiliyor. Yaş farkı olmaksızın evinde kalan kişiler egzersiz yapıp kitap okumalı.” ifadelerini kullandı.
"Her şeyden şüphe edilmesi çeşitli hastalıkları beraberinde getirir"
Yaşanan olaylarda uzmanların kendi alanları dışında konuşmamasının daha uygun olacağını dile getiren Kalkan, şunları söyledi:
“İnsanlar korku senaryolarını ya da ileriye yönelik olabilecekleri dinlerken, infodemi, (Var olan bir olayı, gerçeği gölgede bırakacak şekilde abartmak, toplumu korku ve paniğe sevk edecek ifadeler kullanmak) Dünya Sağlık Örgütünün de değindiği bir konudur. Ruhsal ve psikolojik hastalıklarda özellikle stres dönemleri arttığı taktirde, belli başlı hastalıklara da sebep olabilmektedir. Psikoloji alanına baktığımız zaman, depresyonun hat safhaya çıkması söz konusu olabiliyor. Sürekli kolonya ve dezenfektan kullanan insanlara baktığımızda, kapı koluna dahi dokunduğunda ‘Acaba burada virüs var mı?’ diyerek insanlar artık paranoyak olabiliyor. Her şeyden şüphe eder duruma geldiğinde, bu durum çeşitli hastalıklara sebep olabiliyor.”
"Erkeğin evde kalması problem oluşturabiliyor"
Kadınların evde olduğu sürede boşanma ve kavga olaylarının arttığını iddia eden kesimlere hitaben konuşmasını sürdüren Kalkan, “Kadın eve kapandığı için değil, erkek eve kapandığı için problemler çıkabiliyor. Çünkü Hazreti Peygamberimiz (Aleyhisselam) kızını Hazreti Ali ile evlendireceği zaman, ‘Ya Ali, bundan sonra evin dışındaki işler senin, evin içindeki işler ise Fatıma’nındır.’ buyurmuştur. Bir erkeğin şu anki durumda işe gidememesi, mevcut yardımlarla geçimini sağlayamaması tabi ki problemler yaşamaya sebep olacaktır. Evdeki zorlukları erkekler pek bilmiyor. Erkekler akşam evlerine geldiklerinde, yemek, çay derken ve bir de maalesef sosyal medya ile meşgul olduklarında çocuklarıyla bir saat bile vakit geçiremiyor. Fakat şu an gün boyu evde kalma fırsatı yakalayan babalar, çocuk yetiştirmenin zahmetini bilmediğinden dolayı eşler arası tartışma ve birbirini anlayamama durumu ortaya çıkıyor.” diye konuştu.
"Kadınlar eşleri ve çocuklarıyla bir bütün olmalı"
Evde kalınan süre zarfından anne ve babaların çocuklarının eksikliklerini gidermeye yönelik çalışması gerektiğini belirten Kalkan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Eşinde veyahut kendinde bir eksiklik gördüğünde de aynı şekilde, İslami ve insani eksikliklerini kapatmaya çalışması lazım. Bunun da tam zamanıdır. Şu an zaman, kitap okuyup, kendini yetiştirme zamanıdır. Kendimize bir program yapıp haftalık olarak o programı uygulamalıyız. Ailecek bunu sürdürmek gerekiyor. Malum çehreler ve çevreler, kadınları dışarı çıkartmaya, annelikten ve hanımlıktan çıkartmaya ve fıtratı bozmaya çalışıyor. Kadın özellikle kendi olabilmesi için eşi ve çocuklarıyla bir bütün olmalı.”
"Çocuklar belli bir yaşa kadar teknolojiyle hemhal olmamalıdır"
Teknoloji bağımlılığının özellikle akıllı telefonların yayılmasıyla beraber ciddi manada arttığına işaret eden Kalkan, “On altı yaşına kadar çocuklar televizyon, akıllı telefon ve tabletlerle hemhal olmamalı. Gelişme düzeyindeki insan beyni için ilk yedi ve sekiz yaş çok kritik bir dönemdir. Mantık ve muhakemenin gelişmesindeki döneme baktığımızda on altı yaşına kadar yerleşmeye devam eder. Sağlam bir şekilde yerleşmesi için medya ve televizyondan uzak durulmalıdır. Teknoloji bağımlılığı riski bu dönemde daha fazladır. Doğru şeylere yönelmezsek, ailecek medya ve teknoloji bağımlısı olacağız. Bilinçaltı sübliminal mesajları da göz önünde bulundurursak, ailenin tümü için olumsuz etkiler olacaktır. Olumsuz haberler dinlemek dahi insanları ümitsizliğe düşürmektedir.” dedi.(İLKHA)