VAN- Diyarbakır ve Şanlıurfa`da öğretmenlere yapılan saldırıları kınayan STK`lar İlke Haber Ajansı`na açıklamalarda bulundu. Konuyla ilgili olara İlke Haber Ajansı muhabirinin sorularını yanıtlayan Van İkra Eğitim- Der Başkan Yardımcısı Yusuf Türk, yapılan saldırıların bir zulüm olduğunu belirtirken Eğitim-Bir-Sen Van Şube Başkanı Süleyman Şakar ise yapılanların hükümetin bu noktadaki zafiyetinden kaynaklandığını söyledi.

 

İki olayı da kınadıklarını belirten Eğirim-Bir-Sen Van Şube Başkanı Süleyman Şakar, " İnsan düşündüğü gibi yaşamazsa, yaşadığı gibi düşünmeye başlar. Siyasi İktidar herkesin ümit var olarak baktığı 10 yıllık iktidar sürecinde yavaş yavaş değiştiklerini gördük. Kendi ifadeleriyle bir kanunla bu işi halledeceklerini söylüyorlar. ancak keton kaldılar ve gerekli samimiyeti gösteremediler. Bu kılık kıyafet sorunu en büyük darbeyi öğretmenlere vurmuştur. Özellikle bayan öğretmenler türbanlarıyla gidemiyorlar. Keyfi olarak bazı okul idarecileri tarafından çeşitli sıkıntılara maruz kalıyorlar. Diyarbakır ve Urfa`da olduğu gibi. Siyasi iktidar eğer bu sıkıntıları çıkaran yöneticileri uyarırsa bir daha böyle bir şeye cesaret edemez" dedi.

 

"Yeni Kılık Kıyafet Yönetmeliği 12 Eylül`ün Dahi Gerisinde Kalmıştır"

Yeni kılık kıyafet yasası ile son yaşanan olaylar arsında bağ olduğunu belirten Şakar, "Sanki bu yeni çıkan genelge öğretmenlerin türbanlı bir şekilde derlere girmesi için çıkarıldı. Çıkan genelgeye baktığınızda 12 Eylül`ün gerisinde bile kalmıştır. Bu genelge çıkmadan önce azdı bugün daha da çoğaldı. Bugün okullardan her gün bize şikâyetler geliyor. Herkes bu işe el atmaktan korkuyor. İl milli Eğitim Müdürü kendinden korkuyor, bakanlık acaba kendinden mi korkuyor?" diye sordu.

 

Siyasi iktidarın net bir kanun çıkarması gerektiğine değinen Şakar, "Ya `evet isteyen herkes başı kapalı olarak derslere girebilecek.` Deyin Ya da `hayır herkes başını açacak öyle okuluna gelecek.` İdarecilerin keyiflerine bırakılmış. Eğer bunlar ılımlı ise sıkıntı yok değil ise `kesinlikle başını açacaksın` diyor. Bu konuda kesinlikle siyasi iktidarın netleşmesi gerekir. Siyasi iktidar netleştiği an okul müdürleri de, milli eğitim müdürleri de herkes mecburi `kanun budur` diyecek ve kimse bunun dışına çıkamaz yasa boşluğu var idareci keyiflerine hareket ediyorlar. Kanunda boşluk vardır nokta bırakılmamıştır muallaktadır bizim görüşümüze göre böyle olması gerekir diyorlar" şeklinde konuşarak siyasi iktidara sert bir şekilde tepki gösterdi.

 

Daha sonra konuşan Van İkra Eğitim- Der Başkan Yardımcısı Yusuf Türk ise Diyarbakır ve Urfa`da yapılanların zulüm olduğunu belirterek, "Diyarbakır Evliya Çelebi İlköğretim okulunda başörtülü bir hocanın okul müdürü tarafından rencide edilerek öğrencilerin gözleri önünde okuldan atılması ciddi anlamda bizleri üzmüştür. Okul müdürü neye dayanarak bu öğretmeni okula almıyor. Öğretmenlik kutsal bir meslektir. Bir terbiye mesleğidir. Okul müdürünün keyfi muamele ile bu hocamızı dışarı atması zulümdür başka bir şey değildir" dedi.


"Bu İki Olayda Keyfi Muamele Ve Zulümdür"

Yetkililerinin bu işgüzar müdür ve salon görevlisi hakkında soruşturma başlatmasını isteyen Türk, " Bir an önce yetkililerin bu müdür ve salon görevlisi hakkında bir işlem yapması gerekir. Bu iki uygulamada keyfidir. Bunun sonunun nerelere dayanağını kestiremiyoruz. Bu iki olayda keyfi muamele ve zulümdür. Bunlar hakkında mutlaka gereken işlemlerin yapılması gerekir" şeklinde konuştu.