Coronavirus tehlikesine rağmen tarım işçilerinin zorlu mesaisi başladı
Çalışmak zorunda olduklarını ve çektikleri sıkıntıları dile getiren Şanlıurfa'nın Hilvan ilçesindeki Mevsimlik tarım işçileri, salgından korunmak için Coronavirus tedbirlerini uygulamaya çalıştıklarını söyledi.
Şanlıurfa ili, GAP içerisinde "tarım ve tarıma dayalı ihracat üssü" olarak değerlendirilmektedir.
Türkiye'deki tarım alanlarının % 4,9'unu oluşturmakta ve bu konumu ile Konya ve Ankara'dan sonra arazi dağılımı bakımından üçüncü sıraya yerleşmektedir.
İş sezonunun başlamasıyla birlikte Şanlıurfa'nın Hilvan ilçesindeki mevsimlik tarım işçileri, Coronavirus (Covid-19) salgın hastalığı olmasına rağmen hem tedbir aldıklarını hem de çalışmak zorunda olduklarını ifade etti.
Mevsimlik tarım işçileri yaşadıkları zorluk ve sıkıntıları İLKHA muhabirine dile getirdi.
Mevsimlik tarım işçileri yevmiyelerin ucuz olmasından şikâyetçi
Sabahın erken saatlerinde kadın, erkek, yaşlı, genç demeden çalışmak zorunda olan mevsimlik tarım işçileri yevmiyelerin ucuz olmasından şikâyetçi.
Küçük yaştan beri tarım işinde çalışan Ekrem Karakaya, tarım işinin kolay olmadığını, sabahtan akşama kadar güneşinde altında çalıştıklarını söyledi.
Karakaya, "Ben, yaklaşık 20 yıldır sürekli tarım işlerinde çalışıyorum. Yevmiyemiz kaç senedir hemen hemen aynıdır. Sabah işe gelip akşam dönüyoruz. İşimiz kolay bir iş değil çünkü sabahtan akşama kadar güneşin altında çalışıyoruz. Şu anda mercimek tarlasında otları temizliyoruz. Bu işin dışında patates, nohut ve soğan gibi işlerde çalışıyoruz. 20-30 gün bu işte çalışıyoruz, sonra evde oturuyoruz çünkü başka iş yok. Coronavirus salgını çıktığında bizim işimizde de engeller çıktı. En son iki gün sokağa çıkma yasağından dolayı işe gelemedik. Bazen üç gün çalışıyor, dört gün çalışmıyoruz. Millet perişan halde. Yevmiyelerin en az 90 lira olması lazım bir kilo çay 60 liradır yani para yetmiyor. Zaten burada iş alanları da yok ne bir fabrika ne de farklı bir şey yok. Coronavirus nedeniyle aldığımız tedbirler kapsamında birbirimizden uzak bir şekilde çalışıyoruz ve aynı kaplardan su içmemeye çalışıyoruz." dedi.
"Hayatımız tarlalarda yevmiye ile çalışmakla geçti."
Tarım işinde soğan, domates ve biber gibi işlerde çalıştıklarını söyleyen Ahmet Avcı, "Hayatımız tarlalarda yevmiye ile çalışmakla geçti. Sabah saat 05.00'te işe gitmek için kalkıyoruz, akşam 17.00'a kadara çalışıp eve dönüyoruz. Bu işin sezonu da 20-30 gün. Sonra farklı yerlere gidip çalışıyoruz. Adana'ya soğana, Bursa'ya domatese, bibere veya pamuk toplamaya gidip çalışıyoruz. Günlük yevmiyemiz 60 liradır. Her şey pahalı, bu fiyat bize yetmiyor. İşe gelmediğimizde evde kalıp Coronavirus'ten korunmaya çalışıyoruz. Fakat iş olduğunda gelip çalışmak zorundayız. Çünkü farklı bir gelir kaynağımız yok. Bu nedenle çalışmak zorundayız çalışmadan olmuyor." diye konuştu.
"Hem tarım işinde hem de ev işlerinde çalışmak zor"
Ailelerinin geçimini sağlamak için kadın erkek beraber çalışmak zorunda olduklarını söyleyen Suzan Karakaya ise "Biz sabahtan akşama kadar tarla işlerinde çalışıyoruz, yevmiyelerimiz ucuz. Biz, sabah kahvaltısını ve öğle yemeğini tarlada yiyoruz. Kadınların işi burada daha zor çünkü sabahtan akşama kadar çalıyoruz daha sonrada eve gidip yemek ve ev işlerini yapmak zorunda ve daha sonra sabah tekrar işe geliyoruz. Mecbur bu işi de yapmak zorundayız yoksa geçimimiz sağlayamayız. İmkânlarımız olsa çalışmayız fakat imkân olmadığından dolayı da çalışmak zorundayız. Farklı iş alanları olsa orada çalışabiliriz hem evimizi geçindirmek ve çocuklarımıza bakmak için kadın erkek beraber çalışıyoruz. Coronavirus tedbiri için ağzımızı yazmalar ile kapatıyoruz, biraz birbirimizden uzak çalışıyoruz ama sonuçta mecburen aynı araçta birlikte işe geliyoruz ne yapalım. Mecburen gelip çalışmamız gerekiyor ne yapabiliriz." ifadelerini kullandı.
"Biz evde kalırsak açlıktan, işe gelirsek de Coronavirus'ten ölürüz"
Öten yandan hem okul okuyan hem de tarım işlerinde çalışmak zorunda kalan Özlem Atan adlı öğrenci de şu duygularını paylaştı:
"Ben, lise ikinci sınıfa gidiyorum fakat görüyorsunuz şu anda tarlada çalışıp bu zorluğu çekiyoruz. Bayanların işi çok zor, çünkü düşünün erkekler kuvvetli olmasına rağmen kadınlar da onlarla birlikte çalışıyor. Mecburi olarak beraber çalışıyoruz yoksa evin geçimini yapmak zor. Hem okul oku hem erkekler ile beraber tarlada çalış hem de gidip daha sonra ev işlerini yapmak biraz zor. Soğan işinde çalışmak da aynı şekilde zor bir iş, çünkü büyük kovaları kadınlar bazen kaldırmak zorunda kalıyor. Kadın çalışmazsa erkek tek başına evin geçimini sağlayamaz. Bizim ailemiz sekiz kişidir, şu anda burada üç kişi çalışıyoruz ve evdekilere de bakmak zorundayız. Coronavirus tedbiri için şunu söyleyeyim; biz evde kalırsak açlıktan, işe gelirsek de Coronavirus'ten ölürüz. En fazla çalışırken aramızda 2 metre mesafesini uygulayama çalışıyoruz ama sonuçta eve giderken arabada iç içeyiz, ne yapabiliriz. Virüsün bitip bitmeyeceği Allah'ın elindedir, kullara kalsa şimdi dünya yıkılmıştı. 'Sosyal mesafeyi koruyun' diyor, ben işe gelirken teyzemle yan yana oturuyorum. İşe gelmezsem olmaz, gelsem risk, ne yapalım?" (İLKHA)