Eğitimci-Yazar Haras: Öğrenciler uzaktan eğitim sürecini fırsata çevirmelidir
Coronavirus önlemleri kapsamında MEB tarafından başlatılan uzaktan eğitim sistemi hakkında konuşan Eğitimci Yazar Erkan Haras, uygulamanın asıl amacın öğrencilerin eğitimden kopmamaları olduğunu söyledi.
Coronavirus önlemleri kapsamında ara tatilin öne çekilmesi ve ardından EBA TV üzerinden başlatılan uzaktan eğitim projesinde bir haftayı geride kaldı.
Öğrencilerin derslerden geri kalmamaları için internet ve TRT üzerinden başlatılan uzaktan eğitim modeli olan EBA, öğrencilere ne kadar fayda sağlıyor? Öğrenciler, uzaktan eğitim sürecini nasıl değerlendirmeli? Bu süreç bir fırsata dönüştürülebilir mi? Sorularını yanıtlayan Eğitimci-Yazar Erkan Haras, sürecin öğrenciler için bir fırsat olduğunu belirtti.
“Öğrencinin anlamadığını öğretmeni ile paylaşması eğitimin en önemli parçasıdır”
Haras, “Zor bir süreç yaşıyoruz. Bu süreçte Milli Eğitim Bakanlığının EBA TV’yi çıkarması çok güzel oldu. Sanırım bakanlık sisteme ulaşılması için velilere internet de veriyor ancak birçok veli internet üzerinden ulaşamadığını söylüyor. İnternetten ulaşamayanlar EBA TV üzerinden rahatlıkla ulaşabiliyorlar. Fakat bu eğitim öğretmen ile öğrencinin yüz yüze buluşması kadar etkili değil tabi ki. Bir öğretmenin öğrenciye aktarabileceği bilgiler EBA TV üzerinden, ekranda 20-25 dakika süre boyunca duygusal bir bağ olmadan anlatması, öğrencinin bilgileri sadece ekranda görmesidir. Anlamadığı bir şeyi sorabilmesi mümkün değildir. Ancak yüz yüze eğitim yapılan bir ortamda öğretmenin anlatabileceklerini sunması, öğrencinin anlamadığını öğretmeni ile paylaşması, eğitimin en önemli parçasıdır.” dedi.
“EBA TV, çocukların eğitimden kopmamaları için olumlu bir girişimdir”
Olumlu ve olumsuz her yönüyle baktığımızda böyle bir salgın döneminde EBA TV gibi bir altyapının olması umut verici olduğunu dile getiren Haras, şunları söyledi:
“Bunu bir aspirin olarak görüyorum. Bize antibiyotik lazım. Eğitimin daha iyi işleyebilmesi için bu bir aspirindir. Bence buradaki amaç öğrenciyi eğitim sürecinden koparmamaktır. Yoksa EBA’nın verdiği temel mantık öğrencinin kaldığı yerden devam etmesi değildir. Ben kendi çocuklarımla birlikte izliyorum. Orada öğretmen sadece dersi okuyor. Bu yeterli değil ama bu günlerde çocuğun eğitimden kopmaması için olumlu bir şeydir.”
“Bu süreçte EBA TV olmasaydı çocukların eğitimi tamamen çökecekti”
Hiçbir şeyin ilk kuruluş aşamasında çok iyi olamayacağını ve EBA TV’nin altyapısının da istenilen seviyede olmadığını belirten Haras, internet üzerinden ulaşamayanların olabileceği düşünülerek EBA TV’nin kurulduğunu ifade etti.
Haras, “Bakanlık, EBA TV’den takip etme olanağını internetin çökebileceğini düşündüğü için verdi. Şu anda altyapı olarak çok verimli olduğu düşünülemez. Ben de internetten birkaç kez denedim ama giremedim. Tabii ki böyle bir süreçte olumsuzluklar olabilir. Biz bakanlığın yaptığı çalışmayı elbette ki kötüleyemeyiz. Böyle bir imkânı sundukları için bakanlığa teşekkür ediyorum. Çünkü toplumun buna ihtiyacı var. EBA TV olmasaydı çocuklar okuldan uzaklaştıkça bu süreyi tatil olarak görecekti ve çocukların eğitimi kökten çökecekti. En azından EBA TV ile çocuklar rahatlıkla öğretmeni dinleyebiliyorlar.” şeklinde konuştu.
“Öğrenci ve öğretmenler birbirlerine karşı hassas davranarak bu süreci geçirmelidirler”
“Özel okullar bu işi çok güzel götürüyor.” diyen Haras, sözlerini şöyle sürdürdü: “Öğretmenler veliler ile kontak kurarak öğrencilerin eğitim saatinde televizyon başında olduğuna dair fotoğraf veya video istiyorlar. Böylelikle yoklama alabiliyorlar. Gelen fotoğraflar göre kaç kişinin derste olduğunu, kaçının olmadığını anlayabiliyor. Devlet okullarında da bu yapılabilir mi bilmiyorum. Ancak bu öğretmenin kendi kabiliyeti, isteği ile alakalıdır. İsterse öğrencilerine bir WhatsApp gurubu kurabilir ya da başka bir şekilde ulaşabilir. Her sabah ders saatinde derste olduğuna dair görsel isteyebilir. Böylece 30 öğrenciden 25’i bile görsel gönderse öğretmen başarılı bir iş yapmış olur. Biz bütün öğrencilerden aynı başarı ve seviyeyi zaten beklemiyoruz. Ancak bu sıkıntılı günlerde öğrencilerin de öğretmenlerine karşı hassa davranması, öğretmenin de öğrencisine daha ölçülü davranarak bu süreçte enkazı birlikte kaldırmalıdırlar.”
“EBA’nın kriz aşamasında sadece bir aspirin niteliğindedir”
EBA’nın belli başlı dersler verdiğini ve iyi değerlendirildiğinde 20-25 dakikalık eğitimlerin verimli olabileceğini söyleyen Haras, “Canlı olarak bir öğretmenden karşılıklı olarak dersi dinlemek daha iyidir. Ekranda kaçırabileceği bir sözcük olabilir. Akşam bunun tekrarı var. EBA TV’nin ana sayfasına girildiğinde orada dersler tekrar dinlenilebilir. EBA ile ilgili kafasına takılanları oradan öğrenebilir. Hangi dersleri ve konuları kaçırdıysa oradan tekrar dinleyebilir. Ancak sadece ekrandan yansıtıldığı kadarını görebilir. O yüzden EBA’nın kriz aşamasında sadece bir aspirin niteliğinde olduğunu söylüyorum. Bize antibiyotik lazım. O da okulların açılmasıdır.”
Öğrencilerin okul derslerine kitaptan çalıştıktan sonra EBA TV üzerinden ders tekrarı yapılması halinde başarıyı elde edebileceğini hatırlatan Haras, bu dönemin eksikliklerini tamamlamada bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
“Şuanda amacımız kılık kıyafet ile uğraşmak çocukların geri kaldığı eğitimi tamamlamaktır”
Haras, “21’inci yüzyıldayız. Hâlâ birisinin elbisesi, örtüsü, sakalı, pantolonu ile uğraşıyorsak, bir arpa boyu yol alamayız. Şu günlerde çocukların eğitimini nasıl telafi edebileceğimizin derdine düşmüşken, kalkıp ders anlatan bir öğretmenin kıyafeti ile uğraşırsak amacımıza ulaşamayız. EBA TV’de başı açık öğretmenler de yok mu? O zaman birileri de çıkıp, ‘Öğrenciler bunu model alamaz’ diyebilir. Biz fikirlerimizi çatıştırırsak ortaya yeni bir fikir çıkar ve buradan yeni bir yol alabiliriz. Fakat biz çatışırsak ortaya anarşi çıkar. Bu öğretmenimizin örtüsüne ve ya diğer öğretmenin saçına dil uzattığımızda anarşi çıkarmış oluruz. Anarşinin yerine birleştiren bir şey istiyoruz. Herkes şu an amacına hizmet etmeli. Şu an amacımız çocukların geri kalan eğitimlerini tamamlamaktır. Sadece başörtülü öğretmen için değil açık olan bir öğretmene de bir başkası aynı şeyi yapsaydı yine rahatsız olurdum. Şu an birinci derdimiz eğitimi kurtarmaktır.” dedi. (İLKHA)