• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
Avukat Yıldırım: "Devlet kendisine karşı işlenmiş suçları af kapsamına almalı"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Affın devlete karşı işlenen suçlara getirilmesi gerektiğini belirten Avukat Abdurrahman Yıldırım, devletin şahıslara karşı işlenen suçlarda af yetkisinin olmaması gerektiğini belirtti.

Af tartışmalarının toplumun gündemini de meşgul ettiğine değinen Yıldırım, "Toplumda son bir yıldır ceza infazında infaz ertelemesi, indirim veya af tartışmaları sıklıkla yaşanmaktadır. 2019 yılı başında MHP tarafından hazırlanan ve meclise sunulan af yasa tasarısı daha sonra hükümet tarafından da sahiplenip yeni bir şekil verilmiş. Uzun süre gündemde kalmasına rağmen bugüne kadar çıkarılmayan ceza infazında iyileştirme veya af tasarısı özellikle Coronavirus nedeniyle cezaevlerinde yaşanan sağlık problemleri düşünülerek hızlandırılmış gözüküyor." ifadelerini kullandı.

"Terörle mücadele kanunundaki terör tanımı sıkıntılı bir tanımdır"

Anayasadaki terör tanımın yeniden ele alınması gerektiğini vurgulayan Yıldırım, "Üçüncü yargı paketi olarak önümüzdeki hafta içerisinde meclise gelmesi düşünülen bu pakette kanaatimce bazı problemler var. Şöyle ki; öncelikle devletin vatandaşa karşı işlenen suçlarda af yetkisi olmaması gerekirken doğrudan vatandaşa karşı işlenen adli suçlara af getirilmesi, devlete karşı işlenen suçlara karşı af getirmemesi doğru değildir. Devletin af yetkisi varsa ve bu tartışılacaksa öncelikle devletin kendisine karşı işlenmiş suçları af kapsamına alması ve infaz iyileştirmesi yapması gerekir. Burada konulan temel bariyer devlet güvenliğine karşı işlenen suçlar ve terör suçlarıdır. Oysa biliyoruz ki terörle mücadele kanunundaki terör tanımı sıkıntılı bir tanımdır." ifadelerini kullandı.

"Af eşit bir şekilde uygulanmalı"

Düşünce suçlarının özellikle terör ve devlet güvenliği aleyhine suçlar kapsamından çıkarılması gerektiğini ifade eden Yıldırım şunları söyledi:

Unutmayalım ki AB ile Türkiye arasında yapılan vize serbesti görüşmelerinde temel kriterlerden biri de, bizim devletin terör suçlarına getirmiş olduğu tanımlamadır. Bu vize görüşmelerini de ciddi şekilde bloke eden bir problem. Bizce devletin önce terör tanımını daha demokratik, toplum gereklerine uygun hale getirmesi, düşünce suçlarını özellikle terör ve devlet güvenliği aleyhine suçlar kapsamından çıkarması, bundan sonra bir af düşünülecekse affın da eşit olarak herkese uygulanması gerekir. Eğer bir istisna koyacaksak bu istisnanın öncelikle vatandaşa karşı işlenmiş suçlar konusunda istisna tutulması gerekir. Ama bir istisna tutmayacaksak bu durumda bütün mahkûmlara veya henüz yargılaması devam edenlere karşı infazın eşit bir şekilde uygulanması gerekir. Aksi takdirde toplum katmanları arasında bir ötekileştirme, küsme veya bir öfke patlamasına neden olabileceğini düşünüyoruz. Ya hiç af çıkarılmasın veya çıkarılacaksa devlet güvenliği aleyhine işlenen suçlar kapsama alınarak bütün suçlar eşitlikçi bir şekilde kapsama alınmalıdır. Aksi takdirde bu düzenlemenin anayasanın eşitlik maddesine aykırı olası nedeniyle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi de ihtimal dâhilinde gözüküyor.

"Virüsle mücadelede sokağa çıkma yasağı getirilmeli"

Coronavirus konusuna da değinen Yıldırım, halkın temel ihtiyaçları dışındaki bütün iş gruplarının kapatılması gerektiğini belirterek, "Test sayısının artmasıyla birlikte vaka sayısında artış göstermekte, bununla birlikte ölü sayısının artmasının toplumda ciddi bir endişe ortaya çıkaracağı kanaatindeyim. Bu nedenle toplumun ihtiyaç duyduğu sağlık ve beslenme ihtiyaçları dışında kalan bütün sektörler de sokağa çıkma yasağı ilan edilmelidir. İş hayatının tamamen sonlandırılması ve sokağa çıkma yasağıyla bu salgını önüne geçilmesi ve tedavi yollarının sıklaştırılması kanaatindeyim." ifadelerini kullandı.(İLKHA)





Bu haberler de ilginizi çekebilir