Tahir Elçi'nin öldürülmesiyle ilgili soruşturma tamamlandı
Diyarbakır'ın Sur ilçesinde 5 yıl önce 2 polisin hayatını kaybettiği saldırısı sonucu eski Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin ölümüne ilişkin soruşturma tamamlandı, 3 polis memurunun "müşteki şüpheli" sıfatıyla yer aldığı iddianamede 4 kişi hakkında dava açıldı.
DİYARBAKIR
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca, Uğur Yakışır ve polis memurları S.T, F.T. ve M.S. hakkında hazırlanan, 40 sayfadan oluşan iddianame, 10. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
İddianamede, 28 Kasım 2015'te merkez Sur ilçesi Balıkçılarbaşı mevkisine kadar yapılan takip sonrasında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan aranan Mahsum Gürkan'ın bulunduğu taksinin durması üzerine kolluk güçlerince yapılan müdahalede polis memurları Ahmet Çiftaslan ve Cengiz Erdur'un silahlı saldırı sonucu hayatını kaybettikleri, müşteki şüpheli S.T'nin de yaralandığı hatırlatıldı.
Gürkan ve şüpheli Uğur Yakışır'ın Dört Ayaklı Minare'nin bulunduğu sokağa doğru kaçtıkları, militanlar ve polislerin ateş açtığı, olayda Elçi'nin öldüğü, Anadolu Ajansı muhabiri Aziz Aslan'ın da yaralandığı belirtildi.
Gürkan ve Yakışır'ın bölgedeki çukur ve barikat olaylarından faydalanarak ara sokaklarda kayboldukları, Gürkan'ın bölgede gerçekleştirilen operasyonda öldürüldüğü bildirilen iddianamede, Yakışır hakkında ise yakalama kararı çıkartıldığı kaydedildi.
Elçi'nin PKK'den gelen talimatla öldürüldüğü iddiası
İddianamede tanık olarak yer alan R.İ. ifadesinde, Sur ilçesinde 8 gün boyunca çukur kazdığını ve militanlarnı kendi aralarında yaptığı konuşmalarda Elçi'nin, kırsaldan gelen talimatlar doğrultusunda öldürüldüğünü duyduğunu ileri sürdü.
Elçi'nin sürekli olarak "barış" istediğini söylemesi nedeniyle savaş stratejisi gereği örgüt tarafından verilen kararla öldürüldüğünün anlatıldığını iddia eden R.İ, şunları kaydetti:
"Bu karar, örgüt üyesi Abdullah Cin'e bildirildi. Cin de Yakışır ve Gürkan'ı görevlendirdi. Bu kişiler Dört Ayaklı Minare sorumlusuydu. Kamera ile olay yerinde olay anının çekildiğini cezaevinde aynı koğuşta kaldığım D.A'dan öğrendim. Cin'in olay yerinde bulunan boş kovanların polisler tarafından toplanmasının engellenmesi yönünde talimat verdiğini duymuştum."
''Hakkı' kod isimli kişi silahla ateş ederek Elçi'yi kafasından vurdu''
Tanık D.A. ise çekime başladıktan ne kadar süre sonra Elçi'nin vurulduğunu bilmediğini ancak vurulma anını kamera ile çektiğini belirtti.
"Kamera çekimine başladıktan sonra Tahir Elçi'nin vurulma anına kadar, vurulma anı dahil kesintisiz çekim yaptım." diyen D.A, ifadesinde şunları anlattı:
"Yukarıdan koşarak gelen 'Hakkı' kod isimli kişi, Elçi'nin hizasına geldiği anda eğilmiş haldeyken silahla ateş ederek Elçi'yi kafasından vurdu. Ben bu durumu da kameraya çekmiş oldum. 'Hakkı' ve 'Bahoz' kod adlı örgüt üyeleri bulunduğum yere koştukları sırada olay yerinde yaşanan kargaşanın da etkisiyle kameranın yönünü kaçtığımız sokağa doğru yani hendek tarafına doğru çevirdim. Daha sonra olay yerinden kaçtık. Elçi'nin yere düşme anını çekemedim. Kamerayı 'Şendal' kod isimli örgüt üyesine teslim ettim. Bu sırada görüntüyü izleyerek 'Çok güzel olmuş.' dedi. Şendal'ın görüntüleri hangi mail adresinden gönderdiğini ve çoğaltıp çoğaltmadığını bilmiyorum.
Kamera cephane olarak kullanılan binanın bodrum katında siyah bilgisayar çantasının içinde olurdu."
Tanık E.Ö. ise ifadesinde şunları kaydetti:
"Sorumlu düzeyde faaliyet gösteren 'Rodi' kod isimli örgüt üyesi video çekimi yapan kamerada Elçi'nin vurulma anına ilişkin görüntüler olduğunu belirtti, bu görüntüleri beraber izledik. Görüntülerde çok net şekilde Mahsum Gürkan'ın tek bir atışla Elçi'yi bizzat vurduğunu gördüm."
Gizli tanık "Lojman 2019" da Yakışır'ın, Elçi'nin öldürülmesi olayını gerçekleştiren militanlardan biri olduğunu öne sürerek, "Sur ilçesinde meydana gelen çukur, barikat olaylarında güvenlik güçleriyle birçok kez çatışmalara katılmıştır. Önce Lice kırsalına, oradan da Kuzey Irak'a gönderilmiştir. Sur ilçesinde taksinin içindeyken kapıyı açan 2 polisi şehit eden örgüt mensubu budur." ifadelerini kullandı.
Şüpheli polis memurları ise Elçi'ye ateş etmediklerini, vurulma anını görmediklerini savunarak, isnat edilen suçlamayı kabul etmediklerini belirtti.
İddianamenin, değerlendirme bölümünde PKK/KCK üyeleri Yakışır ve Gürkan'ın 2 polis memurunu öldürdükleri, polis memuru S.T'yi de yaraladıkları bildirildi.
Saldırganların olayda silah kullandıkları ifade edilen iddianamede, şunlar belirtildi:
"Maktul Tahir Elçi'nin Dört Ayaklı Minare yanında mermi çekirdeği kendisine isabet ettiği anda hangi pozisyonda olduğu net olarak tespit edilememiştir. Elçi'nin ölümüne neden olan mermi çekirdeğinin ele geçirilememesi ve vurulma anının ve bulunduğu pozisyonun görüntüsünün bulunmaması dikkate alındığında, Yakışır ve Gürkan'ın silahından çıkan kurşunlardan birinin de Elçi'ye isabet etmiş olabileceği değerlendirilmiştir."
İddianamede, olay sırasında örgüt üyelerinin kolluk görevlisi olan polis memurlarına karşı silah kullandıkları, silahla ateş ettikleri, olayda sivil kişilerin zarar görme ihtimallerini öngörmelerine rağmen bu hususu dikkate almaksızın ve meydana gelebilecek yan neticeler yönünden kayıtsız kalarak eylemlerine devam ettikleri bildirildi.
"Olası kastla hareket ettikleri kabul edilmiştir"
İddianamenin sonuç kısmında şu tespitlerde bulunuldu:
"PKK/KCK terör örgütü üyeleri olan Uğur Yakışır ve Mahsum Gürkan'ın, maktul Tahir Elçi'nin ölümü şeklinde gerçekleşen yan neticeye karşı kayıtsız kalarak meydana gelen yan netice yönünden olası kastla hareket ettikleri kabul edilmiştir. Elçi'nin ölümü ile neticelenen olayda, ölümü meydana getiren ateşli silah mermi çekirdeğinin ele geçirilememesi nedeniyle hangi silahtan atıldığı tam olarak tespit edilememiştir. Olay bütünlüğü içinde silah kullandıkları anlaşılan polis memurları M.S, F.T. ve S.T'nin bilinçli taksir derecesinde, hakkında yakalama kararı bulunan Uğur Yakışır'ın olası kastla sorumluluğunun bulunduğu yönünde haklarında kamu davasının açılmasına yeterli şüphe oluşturacak delil bulunduğu kabul edilmiştir."
İstenilen ceza
İddianamede yakalama kararı bulunan saldırgan Uğur Yakışır hakkında "devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak", 2 polis memurunu "kasten öldürmek" suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet ile Elçi'yi "olası kastla öldürmek" suçundan 20 yıldan 25 yıla kadar, polis memuru S.T'yi "öldürmeye teşebbüs" suçundan 20 yıla kadar, "mala zarar vermek" ve "ruhsatsız silah bulundurma, taşıma veya satın alma" suçundan da 1 yıl 4 aydan 5 yıla kadar hapis, polis memurları M.S, F.T. ve S.T. hakkında da "bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme" suçundan her biri hakkında 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Sur ilçesinde 28 Kasım 2015'te Diyarbakır Barosunca, saldırıda zarar gören tarihi Dört Ayaklı Minare'ye dikkati çekmek amacıyla basın açıklaması yapılmış, açıklamanın ardından militanların saldırısı sonucu polis memurları Ahmet Çiftaslan ve Cengiz Erdur ve avukat Tahir Elçi hayatını kaybetmişti.