Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Türkiye Ofisi Ruh Sağlığı Program Yöneticisi Doç. Dr. Akfer Karaoğlan Kahıloğulları,  yaptığı açıklamada, dünyanın birçok ülkesinde ölümlere yol açan Kovid-19 ile mücadele sürecinde en önemli şeylerden birinin de gereksiz ilaç kullanımından kaçınmak olduğunu söyledi.

Kriz durumları ve afetlere ilişkin pek çok çalışmanın, insanların pandemi gibi kriz dönemlerinde akılcı karar vermekte zorlandığını gösterdiğini ifade eden Kahıloğulları, "İnsanlar bu dönemlerde daha çok panik ve kaygı duygusu ile hareket etme eğilimindedir. Aşırı miktarda gıda, temizlik malzemesi ya da ilaç depolamanın kaygı ve belirsizlikle ilişkili olduğu düşünülmektedir" diye konuştu.

Kahıloğulları, pek çok araştırmacıya göre depolamanın, kişilere kontrolün ellerinde olduğu duygusunu yaşatarak kaygılarını kontrol etmeye yardımcı olduğunu aktardı.

Kişinin kaygısı yatışınca veya kriz durumu geçince aldıklarına baktığında aslında pek çoğunun gereksiz olduğunu göreceği değerlendirmesinde bulunan Kahıloğulları, şunları kaydetti:

"Bugünlerde yaşadığımız süreç de muhtemeldir ki aynı biçimde sonuçlanacak. Bir hafta öncesinde yetkililer bize yaklaşık iki üç hafta evlerimizde kalmamızı önerdiler ama biz bazı kişilerin kendilerine en az 6 ay yetecek kadar alışveriş yaptıklarını gözledik. Aradan geçen zaman bize bu kararlarının, hayatı sürdürmek için çok gerekli olmadığını gösterdi çünkü hala alışveriş yapma imkanlarımız sürüyor ve bütün ihtiyaç duyduğumuz gıda ve temizlik maddelerine ulaşabiliyoruz.

Bu sadece yaşadığımız pandemi sürecine özgü bir davranış değil, daha önce de pek çok kriz döneminde gözlenmiştir. Burada önemli olan kaygı ile gerçekleştirilecek depolama davranışı ile ihtiyaçlara yönelik hazırlığın karıştırılmamasıdır. İhtiyaçlara yönelik bir hazırlık elbette yapılmalı."

"FAZLADAN ALINAN HER ÜRÜN BAŞKALARININ ERİŞİM HAKKINI ORTADAN KALDIRIR"

Bu sürecin dayanışmayla aşılabileceğinin altını çizen Kahıloğulları, sosyal izolasyon döneminde, gıda depolamadan önce iyi düşünülmesi gerektiğini vurguladı.

Kahıloğulları, "Herhangi bir şeyi almadan lütfen düşünelim, gerçekten ihtiyacımız olduğu için mi alıyoruz yoksa hissettiğimiz kaygı ve panik nedeni ile mi alıyoruz? Fazladan aldığımız her ürün, ona ihtiyacı olan başka bireylerin erişim hakkını ortadan kaldırma riskini taşıyor. Bu konuda medya boş rafları göstermemeli. Bunun yerine haberlerde, salgının en yoğun yaşandığı Çin ve İtalya'da bile, gıda ve kronik vakaların kullanması gereken ilaçlar konusunda bir sıkıntı yaşanmadığını vurgulanırsa, oluşan panik havasının azalmasına katkı sağlanacaktır." diye konuştu.

"GEREKSİZ İLAÇ ALINMAMALI"

İlaç temin edilmeye çalışılmasına ilişkin olarak da Kahıloğulları, "Örneğin, sürekli ilaç kullanmamızı gerektiren kronik bir hastalığımız var ise yeterli miktarda ilacımız olup olmadığını kontrol edip eksiklerimizi tamamlamalıyız. Ancak gereksiz ilaç ve benzeri ürünlerin alınmasına gerek yok. O ilaçlara bir başkasının ihtiyacının olabileceği düşünülmeli." değerlendirmesinde bulundu.

Kahıloğulları, dışarı çıkmayı asgariye indirmek için, yetkililerin belirttiği zaman dilimi için belirlenen ihtiyaçların alınması gerektiğinin altını çizerek, "Bunu yaparken diğer insanların ihtiyaçlarının farkında olup gereksiz alışverişten kaçınmalıyız. Bu noktada, alacaklarımızı markette dolaşırken belirlemek yerine evde ihtiyaçlarımızı düşünerek bir liste hazırlamak ve alışveriş esnasında bu listeye bağlı kalmak, gereksiz alışveriş yapmamızı önleyecektir." ifadelerini kullandı.