Onların durumuna düşme Türkiye Tez elden harekete geç
İran'da yeni tip koronavirüsle mücadele kapsamında başkent Tahran'daki fuar alanında ordu tarafından 2 bin yataklı geçici bir hastane kuruldu. Her ne kadar İran bu konuda geç kalmışsa da en nihayetinde bu adımın atılmış olması olumlu karşılandı. Aynı süreçten geçmesi beklenen Türkiye'nin de gecikmeden benzeri projeleri hayata geçirmesinin elzem olduğu uzmanlar tarafından dile getiriliyor.
Doğruhaber – Ramazan YUSUF
İran'da yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadele kapsamında başkent Tahran'daki fuar alanında ordu tarafından 2 bin yataklı geçici bir hastane oluşturuldu.
İran resmi haber ajansı IRNA'ya göre, Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından oluşturulan Kovid-19 hastalarının tedavi göreceği 2 bin yataklı Şehid Hicreti Hastanesi, Tümgeneral Seyyid Abdurrahim Musevi'nin katıldığı bir törenle açıldı.
Tahran Uluslararası Fuar yerleşkesinde kurulan hastanenin, ihtiyaç duyulması halinde bin yatak daha arttırılabilecek kapasiteye sahip olduğu belirtildi.
İran Koronavirüsten ilk etkilenen ülkeler arasında. Koronavirüsün öldürücü bir hastalık olduğu biliniyor, ancak asıl öldürücü olanın virüsten ziyade, ülkelerin bu virüse hazırlıksız yakalanmaları olduğu da bir gerçek. İtalya’da hızla yayılan ve toplumu yutan virüs sağlık sistemini çökerttiğinden, normal şartlar altında kurtarılabilecek birçok hasta, tedavi göremediğinden hayatını kaybetti.
Bazı ülkelerin hazırlıksız yakalanmalarının en önemli nedeni, devlet gibi büyük yapılanmaların, hareket kabiliyetlerinin bu büyüklükle orantılı olarak kısıtlı olmasıdır. Yani devletler fertlere kıyasla daha etkin ve verimli düşünürler, ancak düşünme çok daha uzun bir süreçte gerçekleşir. Bir konuda karar alınırken birçok merciin bu kararı onaylaması ve kendi fikirlerini bu kararlara eklemlemeleri gerekir. Ortaya çıkan sonucun daha kusursuz ve etkin olması da bu sürecin etkisiyledir.
Ancak bazı durumlarda çok daha hızlı kararlar almak gerekebilir. Şu an içinde bulunduğumuz ölümcül salgın dönemi de bu gibi durumların en tipik örneğidir. Devlet her zamankinden daha hızlı düşünmeli, daha seri hareket etmeli, kendinden önceki örnekleri daha etkin ve ciddi değerlendirmelidir.
Salgın Türkiye'den önce birçok ülkede yayılmış ve o ülkeler ilk şaşkınlıklarını atlattıktan sonra ciddi ve önemli kararlar alma yoluna gitmişlerdir. Ehem mühim önceliklerini tekrar masaya yatırmış ve yeni şablonlar üretmişlerdir.
Türkiye'nin de onlarla aynı süreçten geçmesine hiç gerek yok diye düşünüyoruz. Zira sorun evrenseldir ve “evrensel olgulara evrensel tepkiler verilir” kaidesi gereğine, herhangi bir devletin soruna vereceği tepki de tamamen benzer olacaktır.
Türkiye, halk için gerekli tüm girişimlere acilen başlamalıdır. İran örneğinde olduğu gibi ordunun stokları devreye sokulmaya hazır olmalıdır. Tabi ki konuyu Türkiye özelinde ele alacak olursak ordunun sokaklara inmesini istemeyiz. Ancak bakanlıkların derhal devreye girmesi ve daha fazla geç kalmamak adına gerekli kanunların çıkarılması da elzemdir. Zira hastalığın kontrolden çıkması ve hızla yayılması durumunda, mevcut hastanelerin yetersiz hale gelmesi, karantina merkezlerinin kontrolden çıkması muhtemeldir. Devletin kendi imkânlarını kullanarak açacağı geçici hastane ve boş alanlarda oluşturulacak yeni karantina merkezleri böylesi bir durumda hayati öneme haiz olacaktır.
İran örneğinde görüldüğü gibi ülkeler ordularının potansiyelini önemliden en önemliye doğru kaydırma iradesini ortaya koymaya başladılar bile. Ancak bu kararı almaları için oldukça büyük bedeller ödemeleri gerekti.
Türkiye aynı hataya düşmemeli, ivedilikle yeni kararlar almalıdır. Zira, içinde bulunduğumuz süreç, önemli gibi görülen diğer tüm vakıaları önemsiz hale getirmekte, ikinci plana itmekte, bastırmaktadır. Öyle görülüyor ki yakın bir zamanda bu baskı çok daha hissedilir olacaktır.