DUSODER Başkanı Topçu'dan krizlerden sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı açıklaması
Dünyada yaşanan her krizden sonra bazı değişimlerin yaşandığına dikkat çeken DUSODER Başkanı Necdet Topçu, Coronavirus' ten sonra da insanların önceliklerinin değişeceğini ve Müstekbirlerin krizi fırsata çevireceğini söyledi.
Çin'in Wuhan şehrinde ortaya çıkan ve dünyanın neredeyse tamamına yayılan Coronavirus ile ilgili İLKHA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Dünya Sosyologlar Derneği (DUSODER) Başkanı Necdet Topçu, yaşanan kriz sonrasında insanların önceliklerinin, alışkanlıklarının değişeceğini ve Müstekbirlerin krizi kendi lehlerine fırsata çevirerek yeni yatırımlar yapacaklarına dikkat çekti.
Topçu, "Dünyayı saran bu feci durumun kısa zamanda geçmesi temennisindeyiz. Önlemlerin en önemlisi evde kalmak ve mümkün olduğunca kalabalık ortamlara girmeyerek temas içerisinde olmamaktır. Sağlık Bakanlığının belirlediği 14 kurala uymaktır. Evde kalınması kararını doğru bir karar olarak görüyor ve destekliyoruz. Vatandaşlarımızın da azami bir şekilde buna uymak için gayret etmeleri gerektiğini düşünüyoruz." dedi.
"Sokağa keyfi olarak çıkan insanların da alışkanlıklarından kaynaklı olarak çıktıklarını görüyoruz"
Krizin ekonomik, sosyal, psikolojik bir takım etkileri olacağını belirten Topçu, "Bazı şeyler başımıza geldiğinde ne yapmamız gerektiği noktasında önümüzde örnekler var. Çin bu konuda nüfus itibarıyla çok büyük olmasına rağmen, iyi bir izolasyon yaparak daha çok yayılmasını önlemiş, iyi de mücadele etmiş. Ancak bunu Avrupa ülkelerinde çok disiplinli bir şekilde göremiyoruz. Bunun çeşitli sebepleri olabilir. Çünkü Avrupa ülkeleri daha çok özgürlüklerine düşkün ve rahat hareket eden yaşam tarzına alışmışlar. Alışkanlıklar bir bakıma bu nedenselliğin kaynağıdır. İnsanlar alışkanlıklardan kolay kolay vazgeçemiyorlar. Burada da sokağa keyfi olarak çıkan insanların da alışkanlıklarından kaynaklı olarak çıktıklarını görüyoruz." diye konuştu.
İnsanlar krizi fırsata çevirerek kendisiyle baş başa kalmalı ailesine zaman ayırmalıdır
Dünyanın hırsına kapılarak ciddi insani özelliklerinden uzaklaşan insanların kendilerini dinlemesi gerektiğini belirten Topçu, "İnsan sosyal bir varlıktır. İletişim içerisinde olması ve ekonomik ihtiyaçlarını gidermesi de gerekiyor. Bu bağlamda bu süreci bir fırsata dönüştürerek kendilerine çeki düzen vermeleri gerek. Bazı krizler kendine vakit ayırma noktasında fırsata çevrilebilir. İnsanın kendisi ile baş başa kalması, ailesine yeterli zaman ayırması, belli eksende bilgi düzeyini arttırması için elinde yeterli kaynaklar var." şeklinde konuştu.
"Tedbir sadece pratik olarak değil zihinsel olarak da olmalıdır "
Taşıyıcı olan gençlerin yaşlılara bulaştırmaması adına aralarında sosyal mesafe kavramının uygulanması gerektiğini belirten Topçu, "Arkadaşımız, akrabamız, anne-babamız, büyüklerimiz, sevdiklerimiz de olsa onlardan bize bir hastalığın bulaşmasından daha ziyade hastalığın bizde olabileceğini düşünerek başkasına bulaştırmamak için gayret etmek gerekir. Tedbir sadece pratik olarak değil zihinsel olarak da olmalıdır. Bu sağlık ödevimiz olmalıdır." dedi.
"Müstekbirler, insanları köleleştirmek adına dijital alanda ciddi yatırımlarla bağımlı hale getirecektir"
Topçu, "Her dönem oluşan krizlerden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmuyor. Yaşam tarzları değişecektir. Belki değerler yer değiştirecek. İnsanların olmazsa olmaz dedikleri ihtiyaçlar yer değiştirecek. Şu bir gerçek ki, bu insanlığın hayrına olmayacaktır. Bu daha çok dünya üzerinde bir takım Müstekbirlerin insanları köleleştirmek adına bir takım dijital ortamı daha büyük düşünürsek, daha ciddi yatırımlarla destekleyerek insanları daha da bağımlı hale getirecektir." ifadelerini kullandı.
Sorunlar vahiy eksenli olarak çözüme kavuşturulabilir
Sorgulayan insanın özüne döneceğini hatırlatan Topçu, son olarak şunları söyledi: "Bir toplumda sorun varsa ve sorunu gören insanlar varsa, sorunu görenler birinci derecede sorumludur. Bunun milli manevi manada insanların durumundan endişe ediliyorsa o zaman işin kaynağına dönmek gerekir. Maneviyatı sağlayan Allah'ın mesajlarını göz önünde bulundurmalıyız. İkinci olarak bunun insanlar arasında metodolojik bir anlatımı olması gerekiyor. Önce sorgulayıp sorunları tespit edeceksiniz. Analiz ettiğiniz sorunları tedavi etmek için vahyi kullanabilirsiniz. Bu dinin Peygamberi Hazreti Muhammed (Sallallahu Aleyhi Vesellem) nübüvvet ile müjdelenmeden önce Hira mağarasında kendisini inzivaya çekerek toplum sorunlarını sorgulayıp analiz ediyor. Allah'u Teâlâ da tabiri caizse, 'analiz ettiğin sorunların cevabı bu mesajdadır' diyerek ona vahiy göndermiştir. Biz de eğer bu toplumdaki sorunların farkındaysak bütüncül düşünce içerisinde öze dönüşü yakalamalıyız. Bu öze dönüşü insanlar ile olan ilişkilerde ilaç gibi kullanılmalıdır. Bu samimi çalışmalar uygulanmak istenen bütün oyunları bozacaktır. (İLKHA)