TALİBAN NEREYE?
Taliban hareketi Hanefi- Maturidi çizgiden gelen Ehl-i Sünnet/Selefi anlayışa sahip bir yapı olarak 90’lı yıllarda Diyobend Medreselerinden yetişen talebelerin dinamik gücüyle kısa sürede Afganistan’daki yoğun iç savaşı “GÜÇ” kullanarak sonlandırmış ve 11 Eylül dönemine kadar ülkede hâkim/resmi güç olmaya devam etti.
DOĞRUHABER – HABER YORUM
11 Eylül akabinde kendisine sığınan Müslümanları teslim etmemesi üzerine ABD işgaline maruz kaldı. Bu tarihten sonra ABD işgaline karşı tüm gücüyle direnen Taliban, 20 yıl sonra ABD’yi masaya istediği şartlarda oturmaya zorlayarak, istediğini almış görünüyor.
Elbette ki bu uzun direniş, Emperyalist bir süper gücü ülkesinden çıkmaya mecbur kılmak hiç de kolay ve ucuz olmadı.
Ancak bu saatten sonra konuşulacak olan; “Taliban’ın yaşadığı mağduriyetlerden ziyade Afganistan’ın geleceği” konusu olacak.
Şu anda Afganistan’da iki başlı bir yönetim görünse de aslında 3 başlı (yani çok başlı) bir yönetim söz konusu.
1- Önceleri İSAF (Uluslararası güvenlik destek gücü) olarak bilinen 2014’ten itibaren sadece ABD denetiminin geçerli olduğu işgal bölgeleri.
2- ‘Kuzey İttifakı’ diye bilinen, Afgan Abdullah Abdullah ve Özbek Raşid Dostum’un oluşturduğu (Karzai ve şimdilerde Eşref Gani’nin resmi olarak Cumhurbaşkanlığı yaptıkları) cephe
3- Taliban Grubunun kontrol ettiği ülkenin üçte ikilik bölümü.
Afganistan halihazırda üç farklı zihniyet ve dünya görüşü ile yönetiliyor. Ancak tarihte şahid olunan diğer işgaller gibi ABD işgalinin de bir miadının olduğu ve nihayete geldiği görülüyor.
ABD’nin askerlerini büyük oranda çekeceği anlaşılıyor. ABD’nin Afganistan gibi merkezi bir coğrafyayı tamamıyla terk etmeyeceği söylenebilir. Afganistan’da kurduğu büyük askeri üsler (Bagram Askeri Üssü gibi) ile bir taraftan ‘Hem Çin hem Rusya’yı gelişmiş radar sistemleriyle kontrol ederken’ bir yandan da Orta Asya (İç Avrasya’da) askeri güç bulundurma rahatlığıyla çevre ülkeler üzerinde tahakküm kurmaya çalışacak.
ABD’nin, her hâlükârda Afganistan’da kalma hesabıyla Taliban ile anlaşma yoluna gitmesi Kuzey ittifakında şok etkisi yaptı denilse yeridir.
Son Cumhurbaşkanlığı seçiminde Eşref Gani’nin zaferini kabul etmeyen Abdullah Abdullah, alternatif tören düzenleyerek isyan bayrağını açmış oldu.
‘Kuzey İttifakı’nda bu ciddi çatlak oluşurken Taliban, yerini sağlamlaştırıyor.
Taliban, ülkedeki hâkimiyet alanını genişlettikçe ılımlı muhaliflerin ve halkın teveccühünü kazanmaya devam ediyor.
Son olarak Afganistan'ın doğusundaki Kunar-Nuristan bölgesinde "Selefi" ekole mensup olduklarını belirten 33 din âlimi Taliban lideri Heybetullah Ahundzade'ye bağlılık yemini etti.
Görünen o ki; Taliban geçmişin kaotik ortamından olumlu dersler çıkararak sağlam adımlar atmaya devam ediyor.
Yakın zamanda Taliban’ın Afganistan’daki yükselişi resmi bir hüviyet kazanıp, yeni anayasanın hazırlanması dâhil birçok hayati konuda en etkili söz hakkına sahip olacaktır.
Ancak, ‘Kuzey İttifakı’ ve başta ABD olmak üzere Rusya ve Çin’in hamleleri daha uzun yıllar Afganistan’da kanın akmasına sebep olmaz(inşallah).