Malatya’da “Yaşanılabilir Bir Dünya İçin Ne Yapmalıyız” paneli düzenlendi
Panelde konuşan HÜDA PAR Malatya İl Başkanı Mehmet İlker Dönmezer, bize ötekileştirmeden bir arada yaşamanın yolunu, Kur’an Kerim’in öğrettiğine dikkat çekti.
Esnaf Sanatkârlar Derneği (ESDER) tarafından Malatya Kent Konseyi konferans salonunda, Malatya’daki Siyasi Parti İl başkanlarının katılımıyla düzenlenen “Yaşanılabilir Bir Dünya İçin Ne Yapmalıyız” panelinin moderatörlüğünü Mehmet Salih Aytekin yaptı.
Panele katılan HÜDA PAR Malatya İl Başkanı Mehmet İlker Dönmezer, Saadet partisi İl Başkanı Osman Cemali Marasalı, BBP İl Başkanı Ali Rıza Ulutaş, DSP İl Başkanı Haydar Levent, MHP İl Başkan Yardımcısı Erol Elbir ve İYİ Parti Malatya İl Başkan Yardımcısı Özgür Bozkurt birer konuşma yaptı.
Panelde, yaşanılabilir bir dünya için herkesimin birbirlerinin inancına saygılı olması gerektiği, birlik ve beraberlik mesajlarının verildi.
“Muhalefet demek düşman olmak değil, bilakis yol göstermek demektir.”
Panelde konuşan HÜDA PAR Malatya İl Başkanı Mehmet İlker Dönmezer, “Yaşanılabilir bir dünya için bizler, ne kadar meclis dışı muhalefet partisi isek de, partilere ve olaylara farklı bir bakış açısı getirmeye çalışıyoruz. Karşıdakini rencide ve hakaret etmeden nasıl bir muhalefet yapılır, muhalefet demek onunla düşman olmak değil, bilakis ona yol göstermek demektir. Biz bunu kendi inancımızdan alıyoruz. Allah Resulü Hazreti Muhammed 'Sallallahu Aleyhi Vesellem) bir hadis-i şerifte ‘Mümin müminin aynasıdır’ diye buyuruyor.” dedi.
“Ben Malatya Yeşilyurtluyum. Türküm ama HÜDA PAR’da kendimi ifade edebildiğim için ve kendime ait her şeyi bulabildiğim için burada hizmet ediyorum.”
“Ülke’de Türk, Kürt, Arap, Çerkez Acem gibi ırkımızla alakalı olarak herhangi bir ayrımımızın olmaması gerekir.” diyerek konuşmasına devam eden başkan Dönmezer, “Vatanseverlikle milliyetçilik ve ırkçılığı birbirine karıştırılmaması gerektiğine inanıyoruz. Medya da her zaman HÜDA PAR'ın sadece bir Kürt partisi olduğu algısı oluşturulmak isteniyor. Ben Malatya Yeşilyurtluyum. Türküm ama HÜDA PAR’da kendimi ifade edebildiğim için ve kendime ait her şeyi bulabildiğim için burada hizmet ediyorum.” diye belirtti.
“Emperyalist devletler ellerine cetvel alarak bize sınırlar belirlediler”
Dönmezer, “Güneydoğu'da yaşayan bütün Kürt kardeşlerimizi malum mürted örgütle (PKK) aynı kefeye koyarsak, başta oradaki inanan Kürt halkını onların kucağına itmiş oluruz. Ülkemiz bir bütündür ve asla bölünmeyecektir. Vatan bizim için Allah'a (Celle Celaluhu) secde edilen, Allah'ın kanunlarının yaşayabileceği her yerdir. Sadece Türkiye topraklarının sınırları değil. Birinci, ikinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşında Emperyalist devletler ellerine cetvel alarak bize sınırlar belirlediler. Kendi aralarında serbest dolaştıkları halde, bizim akrabaların bir kısmını Irak, bir kısmını Suriye, bir kısmını İran ve bir kısmını Türkiye'de bırakarak aramızda suni sınırlar belirlediler. Biz böyle sınırları kabul etmiyoruz. Oralar da bizim vatanımız, 100 yıl öncesine kadar da vatanımızdı, yine vatanımız olacaktır. Biz bu gözle bakmazsak oradaki insanlara farklı bir Kürt algısı üzerinden hareket edersek kaybederiz ve maalesef orada emperyalist devletlerin yapmış olduğu ve yapmaya çalıştıklarını göremeyiz.” diye dikkat çekti.
“Birlikte yaşayabilmeyi bizlere öğreten inancımızdır, yüce kitabımız olan Kur'an-ı Kerim’dir.”
Dönmezer son olarak şunları söyledi: “Adalet en büyük isteğimiz, olmazsa olmazımızdır. Hazreti Ali'ye devletin dini ne olmalıdır? diye sorulduğunda, 'Devletin dini adalet olmalıdır' diyor. Kim için olursa olsun kimden gelirse gelsin haklının yanında ve haksızlığın karşısında olan bir sistemi, inancımız bize emrettiği için yapmamız gerekiyor. 100 yıl öncesine kadar Osmanlı'nın son döneminde bu ülke hilafetle yönetilen ve İslam'ın kanunlarının uygulandığı bir ülkeydi. Cumhuriyet kurulduktan sonra tanımı dahi yapılamayan laiklik sistemini bize ‘kabul edin’ dendi. Laikliğin tanımını şimdi ye kadar hiç kimse şudur diye yüzde yüz tanımlayamamıştır. Çünkü herkes kendisine göre içini doldurarak kendi inancına göre istediğini yapmaya çalışıyor. Sistem bütün kavramlarıyla inancımızla barışık olmalıdır. Bundan dolayı inancımıza dönmemiz gerekiyor. Fransız düşünür Roger Garaudy diyor ki; ‘Beni komünist yapan neyse Müslüman yapan da odur. Dünyada her fikir söz 50-100 sene içerisinde eskir ve değerini yitirmeye mahkûmdur. Bunun tek istisnası Kur'an'dır. Eskimediği gibi her geçen gün daha anlaşılır hale gelmekte ve adeta daha gençleşmektedir. Ötekileştirmemenin kaynağı da Kur'an'dır. Birlikte yaşayabilmeyi bizlere öğreten inancımızdır, yüce kitabımız olan Kur'an-ı Kerim’dir.” (İLKHA)