ANNEM Mi ŞEHADET Mi?
Seni görmemek mi daha acı? Senden uzak kalmak mı?
Seni görmemek mi daha acı? Senden uzak kalmak mı?
Bu ne yüce imtihan! Bu nasıl aşk! Ne zamandır vuslat?
Her an nezaretinde olmak. Her an paylaşmak bir şeyleri; ibadetler vesilesiyle…
Hiç susmasın isterim ayetlerin sesi. Yücelmek Arz-u Alaya senin isminle. Kelimeyi tevhidle yükselmek nede güzel şey öyle. Halvet çökmüş yüreğime şehadeti istiyor gene. Ayetler takılıyor dilime, yüreğime şehadet şehadet diye inliyor, fısıldıyor yine şehadet diye takılıyor yine doğruyu söylemeye odaklanmış tekrarlayan plak misali...
Ya ilahi!
Arzum seni senden dinlemek böyle bir mükâfat istiyorum. Alnım secdede düşlere dalıyorum. O düşlerin derinliğinde kayboluyorum. Bilinmiyem bir sesizlik esir alıyor yüreğimi; anlamı ifade edilmeyen duygular beraberinde. Sukuta bırakıyorum kendimi çünkü kelimelerde bulamıyorum artık kendimi...
Ab-ı Hayatı değil şehadet şerbetini içmektir dileğim. Ebedi âlemin iptidasında ‘’Resullah’’ı görmek isterim. Ahiri düşüncelerle saraylı düşler kurmak isterim sevdiklerimle. Sırt vermek isterim metin sütunlara hep birlikte. Bunun neticesinde de bile büyük bir dert var benimle. Kapısını bile çalamamak o sarayların bir nefes ötemdeki şehadeti/aşkı tadamamak ne garip şey ne kadar da acı şey öyle...
Anneyle-şehadet arasında kalmak neden bu kadar zor yürekte hüzün bırakan bir şey...
Bir güvercin iki kanadı gibi; Biri ANNE diğeriyse ŞEHADET… Tek kanatlı uçmak ne kadar da zor Yarab!
Son nefesim de son kelamım RESULLAH gibi Refik-i ala Refik-i ala...
Mehdi Filiz / Mısır / Kahire / Yaş: 18