İnandığımız Gibi Yaşamak İstiyoruz
Eğitim İlke-Sen tarafından yapılan yazılı basın açıklamasında meslek odalarındaki başörtüsü yasağı ile Akdeniz Üniversitesindeki mescit karşıtı eylem kınandı.
İSTANBUL-Eğitim İlke-Sen Genel Sekreteri Cemil Arslan, yaptığı yazılı açıklama ile Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesinde ibadet için mekân sağlanması talebini protesto eden öğretim görevlileri ile Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği`ne bağlı meslek odalarında başörtülü ve sakallı fotoğraflarla yapılan başvuruların geri çevrilmesini kınadı. Arslan, "Müslümanların inandıkları gibi yaşamasının önündeki engellerin kaldırılmadığının en net göstergesi, başörtüsü yasağının sürüyor olmasıdır; yine namaz ibadetinin yerine getirilebilmesinin önünde ciddi engeller bulunmaktadır. Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği`ne bağlı meslek odalarının büyük çoğunluğunda, başvurularında başörtülü veya sakallı fotoğraf veren mühendis ve mimarlara istedikleri belge, sertifika ya da ruhsat verilmemektedir. Kişilerin inancından ötürü çalışma hayatında ya da sosyal hayatta baskıya maruz bırakılmasını insanlık dışı bir uygulama kabul ediyor, TMMOB`ya bağlı meslek odalarında başörtülü ve sakallı üyelere dönük uygulanan yasakçı ve ayrımcı uygulamaları kınıyoruz." dedi.
İbadet Hakkını Engelleyenleri Kınıyoruz
"Namaz ibadetinin önündeki engellerin devam ettiği, sosyal hayatta birçok kamusal mekânda, kamu binasında, okulda ve yerleşkede ibadet için herhangi bir yer ayrılmaması, mesai saatlerinde insanların ibadet hakkının gözetilmemesi, özel işletmelerde `performans` kriterinden ötürü çalışanlara namaz fırsatı tanınmaması gibi sorunlar göz ardı edilmektedir." diyen Arslan "İnsanların ibadet hakkının engellendiği bir vasatta, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Morfoloji Binası`nda insanlara namaz kılmak için yer tashih edileceği duyumunu alan bir grup öğretim elemanı ve öğrencinin eylem yapması utanç vericidir. Üniversiteleri `aydınlanma` yeri kadar batılılaşan bir zihniyetin, bugün batıdaki `inanç özgürlüğü` kriterlerinden haber olmayacak kadar `Ortaçağ`da kalması da bir ok kadar trajedik! Hakkın, adaletin ve doğrunun yanında olması umulan kişilerin, "mescit yapımının inanç özgürlüğüyle açıklanamayacağı" iddiasıyla üniversite öğrencilerinin ibadet hakkını engellemeye dönük tutumunu kınıyoruz" ifadelerini kullandı.
"Namaz ibadetinin önündeki engellerin devam ettiği, sosyal hayatta birçok kamusal mekânda, kamu binasında, okulda ve yerleşkede ibadet için herhangi bir yer ayrılmaması, mesai saatlerinde insanların ibadet hakkının gözetilmemesi, özel işletmelerde `performans` kriterinden ötürü çalışanlara namaz fırsatı tanınmaması gibi sorunlar göz ardı edilmektedir." diyen Arslan "İnsanların ibadet hakkının engellendiği bir vasatta, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Morfoloji Binası`nda insanlara namaz kılmak için yer tashih edileceği duyumunu alan bir grup öğretim elemanı ve öğrencinin eylem yapması utanç vericidir. Üniversiteleri `aydınlanma` yeri kadar batılılaşan bir zihniyetin, bugün batıdaki `inanç özgürlüğü` kriterlerinden haber olmayacak kadar `Ortaçağ`da kalması da bir ok kadar trajedik! Hakkın, adaletin ve doğrunun yanında olması umulan kişilerin, "mescit yapımının inanç özgürlüğüyle açıklanamayacağı" iddiasıyla üniversite öğrencilerinin ibadet hakkını engellemeye dönük tutumunu kınıyoruz" ifadelerini kullandı.
Örnek Aldığınız Batı Okullarına Bakın
Üniversitede öğrenim hizmetlerini sunacak fiziki altyapının yetersiz olmasının ya da öğrencilere gereken imkânların layıkıyla sunulamamasının, ibadet için mekan tahsis edilmesinin önüne engel olarak getirilmesini eleştiren Arslan, şöyle devam etti: "Şayet niyetiniz gerçekten öğrencilerinizin haklarını savunmak ise o halde bu konuda bir ayrımcılığa ya da hiyerarşiye gidemezsiniz, yapmanız gereken bütün haklarını istisnasız savunmaktır. Üzülerek görüyoruz ki kimi öğretim görevlileri, öğrencileri arasında `bizden, onlardan` ayrımı yapabilmekte, buna göre tavır sergilemektedir. Tercihlerini batı merkezli bir `aydınlanma` yönünde kullananlara tavsiyemiz, batı üniversitelerinde kişilere ibadet imkânının nasıl sağlandığını önyargısız bir tutumla araştırmaları ve yine batılı meslek kodlarına, etik ilkelerine uygun davranmalarıdır."
Üniversitede öğrenim hizmetlerini sunacak fiziki altyapının yetersiz olmasının ya da öğrencilere gereken imkânların layıkıyla sunulamamasının, ibadet için mekan tahsis edilmesinin önüne engel olarak getirilmesini eleştiren Arslan, şöyle devam etti: "Şayet niyetiniz gerçekten öğrencilerinizin haklarını savunmak ise o halde bu konuda bir ayrımcılığa ya da hiyerarşiye gidemezsiniz, yapmanız gereken bütün haklarını istisnasız savunmaktır. Üzülerek görüyoruz ki kimi öğretim görevlileri, öğrencileri arasında `bizden, onlardan` ayrımı yapabilmekte, buna göre tavır sergilemektedir. Tercihlerini batı merkezli bir `aydınlanma` yönünde kullananlara tavsiyemiz, batı üniversitelerinde kişilere ibadet imkânının nasıl sağlandığını önyargısız bir tutumla araştırmaları ve yine batılı meslek kodlarına, etik ilkelerine uygun davranmalarıdır."
(M.Erkan Yavuz-İLKHA)