• DOLAR 34.577
  • EURO 36.573
  • ALTIN 2902.251
  • ...
Erdoğan Büyükelçilere Seslendi
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Başbakan Erdoğan, 5. Büyükelçiler Konferansı dolayısıyla Türkiye büyükelçilerine Ankara Palas`ta verilen akşam yemeğinde yaptığı konuşmada, barışın, savaştan çok daha fazla bedel istediğini söyledi.

Savaşın kolay, barışın zor olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

``Biz kolayın değil, zor olanın tarafındayız. Savaşın değil, barışın tarafındayız. Barış için ne bedel ödenmesi gerekiyorsa biz bunu ödedik, ödüyoruz ve ödeyeceğiz. Her an, her imkanımızla savaş için hazırız. Gerektiğinde de topraklarımızı korumak noktasında asla bir tereddüt içinde olmayız, ama son ana kadar barış için mücadele eder, son ana kadar barışın tesisi için çabalarız ve çabalıyoruz.``

``Türkiye iddia sahibi bir ülke``

Türkiye`nin iddia sahibi bir ülke olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, her ülkenin Türkiye`nin iddia ve hedeflerinin arkasında güçlü bir milli irade, güçlü bir devlet olduğunun farkında olması gerektiğini söyledi.

``Sahip olduğumuz güç asla ve asla kontrolsüz, dengesiz, saman alevi gibi gelip geçici bir güç değildir`` diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şöyle devam etti:

``Bunu göstermeliyiz, çünkü biz gücümüzü tarihten alıyoruz. Medeniyet birikimimizden alıyoruz. Bunun yanında gücümüzü istikrarlı şekilde büyüyen bir ekonomiden, reformist, dinamik bir iç siyasetten alıyoruz. Bir kere şunu herkes, her ülke bilmeli. Türkiye, Balkan coğrafyasını, Balkan halklarını ve Balkan politikalarını çok iyi bilen, tanıyan Balkanları yaşamış ve halen yaşayan bir ülkedir.

Aynı bilgi ve donanım Orta Doğu için geçerlidir, Kafkasya için geçerlidir, Asya, Kuzey Afrika, tüm Afrika kıtası için geçerlidir. Türkiye, bir Avrupa ülkesi olduğu kadar bir Asya ve Afrika ülkesidir de. Biz, bu geniş coğrafyanın medeniyet birikiminden istifade ediyoruz. Bu büyük coğrafyada idareci olarak bulunmuş olmanın tecrübesinden hep birlikte istifade ediyoruz. Bu geniş bölgenin halklarıyla kardeşlik hukukunu taşımanın ayrıcalığını taşıyoruz. Bizim, dış politikada işte bu birikim ve tecrübeyi mutlaka ve mutlaka avantaja dönüştürmemiz gerekiyor.

Biz, asla küçük düşünemeyiz. Biz, büyük düşünmeye mecburuz, büyük düşünürsek zaferler ardı ardına gelir ama küçük düşünürsek gelir gideriz. Bizim büyükelçilerimiz bulundukları ülkelerde bizim girişimcilerimizin, yatırımcılarımızın, oradaki insanlarımızın, oraya gelen vatandaşlarımızın mutlaka yanında, önünde olmalılar. Bizim büyükelçilerimiz bölgesel ve küresel meselelerde görüşleri, fikirleri, kararları mutlaka ama mutlaka merak edilen, sorulan, dikkate alınan diplomatlar olmalı ve kalıpları aşmak zorundayız, ezberleri bozmak, alışkanlıkları değiştirmek zorundayız. Biz, tribünlerden seyreden değil, hadiselerin, meselelerin içinde yer alan, onları yöneten ve yönlendiren aktörler olmalıyız.``

 


 

Bu haberler de ilginizi çekebilir