HDP Diyarbakır İl Binası önündeki evlat nöbetine 3 aile daha katıldı
Evlat nöbeti tutan acılı ailelerin umutlu bekleyişi, 177'nci gününe girerken eyleme katılan aile sayısı 95'e yükseldi.
Çocukları HDP tarafından dağa gönderildiği gerekçesiyle HDP Diyarbakır İl Binası önünde 3 Eylül 2019 tarihinde başlayan evlat nöbeti, yeni ailelerin katılımıyla sürüyor.
"Oğlum Kur'an kursunda eğitim görüyordu"
Hakkâri'nin Yüksekova ilçesinden gelen Zümrüt ve Tahir Salim çifti, 6 yıl önce 14 yaşında dağa kaçırılan oğulları Hamza Salim için evlat nöbetine katıldıklarını söyledi.
Baba Salim, "Oğlum, 6 yıl önce yatılı Kur'an kursunda eğitim görüyordu. Çocuğumu aradım ama bulamadım. Oğlumu HDP götürdü, başka kimse götürmedi. HDP oğlumu nasıl götürmüşse öyle getirsin. Evladım gelene kadar buradan da gitmeyeceğiz." dedi.
Oğluna teslim olması çağrı yapan Salim, "Gel! teslim ol. Gel! Sen niye dağa gitmişsin? 6 senedir hasretini, acını çekiyoruz." ifadelerini kullandı.
Anne Zümrüt oğluna kavuşmak için oturma eylemine katıldığını belirterek şöyle konuştu:
Çocuğumu HDP götürdü. Çocuğumu nasıl götürdülerse aynı şekilde geri getirsinler. Biz anne ve babayız, ne hakları var bize bunu yapıyorlar? Çocuğumu çok özledim. Onun yüzünden adeta deliye döndük.
"Kardeşimin geri gelmesi için buraya geldim'
1992'de Mardin'in Nusaybin ilçesinde kardeşi Tuncay Oğuz'un geri gelmesi için nöbete katıldığını belirten Raife Taşdelen, kardeşinin geri gelmesi için çağrıda bulundu.
Taşdelen, "Abim 1992'de kayıplara karıştı. Ondan bir daha haber alamadık, terör örgütü yüzünden zorla kaçırıldığını düşünüyoruz. 19 yaşındaydı, gelsin teslim olsun. Onu çok seviyorum, zararsız bir insandır, kandırıldı, dönmesini istiyorum" dedi.
7 yıl önce kaçırılan oğlu Ali Bedrettin (20) için Şanlıurfa'dan gelen anne İslim Çiftçi, oğlunun okulunda yaşadığı sorunların ardından ortadan kaybolduğunu ve kendisinden haber alamadığını söyledi.
Anne Çiftçi, "Ne telefon ne de başka bir haber var. İnsan bir telefon açmaz mı? Kaybolduğunda lise bire gidiyordu. Yeter artık eve gelsin. 80 yaşındaki babası yıkılmış durumda. Allah'tan başka kimsemiz yok. Yürüyecek halim bile kalmadı. Mezarı olsaydı gider dua okurdum. O da yok. Yaşıyor mu yaşamıyor mu? Onu bile bilmiyorum." (İLKHA)