`Namaz Kıldığım İçin Hapisteyim`
Nalçik olaylarının sanıklarından Anuar Goov, hiçbir suç işlemediği halde namaz kıldığı ve Allah`a inandığı için büyük sıkıntılar yaşadığını söyledi
Anuar Goov`un babası Yusuf Goov, eski bir güreşçi ve girişimci. Annesi Taisiya Goova Sağlık Yüksek Okulu mezunu, 2006`dan bu yana Petigorsk`ta çalışıyor. Gençlik politikası, spor ve turizm şubesi tarafından iyi bir oğul yetiştirdiği için onur nişanı ile ödüllendirildi. Kız kardeşi Sataney, Petigorsk`da üniversite öğrenimini tamamladı ve bir dönem bölge portanesinde çalıştı.
1984 doğumlu Anuar Goov, 9 yaşından itibaren halk dansları ile ilgilendi, Eko Gor ve İslamey ekiplerinde yer aldı. Goov, kısa hayat hikayesini ve kendi ifadesiyle uğradığı haksızlığı şu sözlerle anlatıyor:
"1996`dan itibaren yeni açılan Zalukokoaje serbest güreş kursuna katıldım. İki yıl sonra Güney Rusya gençler şampiyonu oldum. Gençler arası uluslararası bir turnuva kazandım ve üniversiteler arası Rusya şampiyonluğunu kazandım. Eğer finanse edilseydim Almanya`daki üniversiteler arası dünya şampiyonasına katılabilirdim.
2000`de Briyansk`ta yapılan Rusya Şampiyonasına katıldım ve ikinci oldum. 52 sertifika ve diploma, 2 kupa ve 18 madalya kazandım.
Nalçik`te Kabardey-Balkar Devlet Üniversitesinde bir yıl okuduktan sonra Petigorsk`a gittim. Ekonomi ve İdare Enstitüsü `Finans ve kredi` uzmanlığı bölümünde okudum.
Çocukluğumdan beri Müslüman bir ailede yetiştim, ancak ilk zamanlar namaz kılmıyordum. Okuldan dönerken bazen namaza çağrıyı duyuyordum, ancak ne olduğunu anlamıyordum. İlgilenmeye başladıktan sonra bu çağrının ne olduğunu anladım. Annem bana namaz kılmak gerektiğini izah etti. Ve dedemin köyde namaz kıldığını hatırladım, ondan bana da öğretmesini istedim. 14 yaşında namaza başladım. Dinimin beni, beni tanıdıkları şekilde yetiştirmiş olmasından pişman değilim. Yaşıtlarımla camiye gitmeye başladım. Yaşlılara saygı gösterdik, fakir ve yoksullara yardım ettik, her konuda iyi ahlaklı olmaya gayret ettik.
2005`de beni Nalçik olayları zanlısı olarak gözaltına aldılar. Hiçbir şey sormadan dövmeye başladılar, kimse beni dinlemedi. İşkenceyle istedikleri belgeleri imzalamaya zorladılar, işlemediğim bir suçu üstlenmeme karşılık af önerdiler.
Oysa hiçbir suç işlememiştim. Neredeyse hiç boş zamanım yoktu. Her gün okuldan sonra spora gidiyordum, üniversiteye başladıktan sonra da hayatımda büyük bir değişiklik olmadı. Tek amacım ve hayalim olimpiyat şampiyonu olmaktı.
Ama işte, sekiz yıldır hapisteyim. Maalesef, büyük saygınlığı olan üst düzey bir yetkilinin hakkımda kefaletini bile kaale almıyorlar. Geçen tüm bu zaman boyunca aileme, içinde yaşadığım topluma fayda sağlayabilirdim. Beraber okuduğum ve antrenman yaptığım gençler sporda büyük başarılar sağladı, Dünya ve Avrupa şampiyonları oldular, saygın insanlar oldular. Tüm bunları ben de yapabilirdim, fakat Allah`a inandığım ve namaz kıldığım için bana böyle davrandılar ve tüm bunlar sadece hayallerde kaldı."
Kaynak: Ajans Kafkas