Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde meşru Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) İçişleri Bakanı Fethi Başağa, Trablus Emniyet Müdürlüğünde kendine bağlı emniyet müdürleri ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından basın açıklaması yaptı. 

Ülkenin doğusundaki gayrimeşru güçlerin lideri Halife Hafter milislerinin Trablus'a yönelik saldırılarının son 10 aydır devam ettiğine işaret eden Başağa, "Trablus'ta asayişi tamamen sağlayarak suç oranını düşürdük." dedi. 

Libya'da üç tehlike olduğunu ifade eden Başağa, bunlardan ilkinin terör olduğunu ve silahlı güçlerle iş birliği yaparak DEAŞ başta olmak üzerek terörü ülke içinde çökerttiklerini söyledi.

Başağa Libya'da iç çatışma olduğunu hatırlatarak "Biz görüş ayrılıklarına bakmadan bütün Libyalıların canlarını, ırzlarını ve geçim kapıları olan mal varlıklarını kanunun gücüyle korumakla mükellefiz. Vatandaşlar, son dönemde Trablus'un bütün caddelerinde güvenlik ve istikrarın sağlandığını hissediyor." diye konuştu.

Polis güçlerini takviye ettiklerini, yetersiz teçhizatı tamamladıklarını ve kentte güvenliği tamamen kontrol altına aldıklarını anlatan Başağa, devlet kurumlarının korunmasındaki sorumluluğun, kendilerine ait olduğunu ifade etti.   

- Milisler sorunu

Başağa, yasa dışı faaliyetlerde bulunan silahlı grupları "milisler" şeklinde isimlendirdiklerini ifade ederek, Trablus'u ve insanları koruyan tugaylar ile milisleri birbirinden ayırmak gerektiğini; milislerin, ülkenin ikinci önemli sorunu olduğunu söyledi.

Bu milislerden bazılarına, emniyet teşkilatında görev fırsatı verilmesine rağmen aralarında yasaları çiğneyerek insanlara eziyet edenler olduğuna işaret eden Başağa, bu kişilerden bazılarının başsavcı ve hatta bakanın talimatlarını dahi dikkate almadığını ancak bu konuda gerekenin yapıldığını söyledi.

- "Diktatörlüğün geri dönme tehlikesi"

Başağa, diktatörlüğü ülkeye geri getirmek isteyenlerin içeride güçlü bir polis teşkilatı ile karşı karşıya kalacaklarını bildikleri için iç güvenliği sağlamakta başarılı olan ve halkın takdirini kazanan polislere karşı komplolar kurmaya başladıklarını kaydetti.

Rus paralı askerleri Wagner kuvvetlerinin ortaya çıkmasının ardından bazı milis gruplarının "savaşı kaybedecekleri endişesine" kapıldıklarını anlatan Başağa şöyle devam etti:

"Bize bağlı bir milis grubunun liderlerinin, İtalyan istihbaratı aracılığıyla Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) İstihbaratı Libya Dosyası Sorumlusu Muhammed bin Raşid ile toplantı düzenleyerek görüştüğünü tespit ettik."

Başağa, konuyu, UMH Başbakanına ve silahlı güçlerin karargahına sorduklarını ancak ancak iki tarafın da bu toplantıya ilişkin bilgisi olmadığını aktardı. 

"Nasıl böyle bir şeyi yapabiliriz, nasıl bizi bırakıp düşman tarafıyla görüşürsünüz?" diyen Başağa, "Maalesef bu toplantıdan birkaç gün sonra BAE, Misrata ve Mitiga Havalimanı'nı bombaladı." ifadesini kullandı. 

Başağa, ayrıca meseleyi Libya istihbaratına da sorduklarını belirterek sözlerini şöyle tamamladı:

"Onlar biliyor olmalarına rağmen kendilerine düzenlenen komplolardan dolayı bize bilgi vermekten çekinmişler. Maalesef istihbarat konusunda da güvensizlik oluştu. Bu kontrol dışı milisler istihbarata da sızdı."