• DOLAR 34.597
  • EURO 36.65
  • ALTIN 2910.41
  • ...
Devlet En Büyük Şiddeti, Başörtüsü Yasağıyla Kadınlara Uyguluyor
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

BİTLİS - Eğitim Bir Sen Bitlis Şube Başkanı Rasim Taşcan yaptığı basın açıklamasında Eğitim-öğretim ve bilim hizmet kolunun genel yetkili sendikası olarak bugün ülke genelinde yaptıkları sivil itaatsizlik eylemi ile 1982 darbe ürünü, çağdışı kılık kıyafet yönetmeliğini protesto ettiklerini söyledi.

Kamu Kurum ve Kuruluşlarında çalışan personelin Kılık ve Kıyafetine dair Yönetmelik ile devlet memurlarına adeta üniformalı asker muamelesi yapıldığını dile getiren Taşcan, darbe döneminin ürünü, çağdışı yönetmeliği tanımadıklarını haykırmak için toplandıklarını ifade etti.

Seçme ve Seçilme Hakkı Verilen Kadınların Ne Giyeceklerine Karar Verme Hakları Yok
1930 yılında seçme, 1934 yılında seçilme hakkı verilen kadınların 2013 yılında hala ne giyeceklerine karar verme hakları olmadığını belirten Taşcan: \"Öğrencilerin kılık ve kıyafet yönetmeliği değişmiş, tek tipçilikten vazgeçilmiş, imam hatip okullarında bütün derslerde, diğer okullarda sadece Kur`an-ı Kerim dersinde başörtüsü serbestisi içerecek şekilde serbest kıyafet hakkı tanınmışken, öğretmen adaylarına staj dönemlerinde serbest kıyafetle okula gitme hakları iade edilmişken, eğitim çalışanlarının saçıyla, bıyığıyla, ense tıraşıyla, favorisiyle, pantolonunun kumaşıyla ilgilenilmesini kesinlikle doğru bulmuyoruz\" dedi.

Taşcan, \"Şiddetle mücadele konusunda kampanyalar başlatan devlet, ne yazık ki en büyük şiddeti, başörtüsü yasağıyla kadınlara kendisi uygulamaktadır. Başarıyı, gelişmeyi ve değişimi zihinsel bir süreç olmaktan ziyade dış görünüşe endeksleyen bu çarpık bakış açısının tedavülden kalkma zamanı gelmiş ve geçmektedir\" ifadelerini kullandı.

Kamu Çalışanlarına Kılık ve Kıyafet Zorunluluğu İnsan Tabiatına Aykırıdır
Yönetmelik hükümlerinin, anlamsızlığı dolayısıyla şu an zaten çoğunlukla uygulanmadığına dikkat çeken Taşcan, sözlerini şöyle sürdürdü: \"Kadınlara, \"Ayakkabılar ve çizmeler sade, normal topuklu, boyalı, görev mahallinde baş daima açık, saçlar düzgün taranmış veya toplanmış, tırnaklar normal kesilmiş olur\" şeklinde getirilen yaptırımların da pratikte hiçbir değeri yoktur. Toplumu eğiten, çocuklarımızı geleceğe hazırlayan öğretmenlerin ne giyeceğine ve nasıl giyineceğine dair sınırlar çizen ama başörtüsü yasağı hariç bütün sınırları geçersiz olan bu yönetmelik bir an önce değiştirilmelidir.\"

Devlet Halkın İnançlarıyla Kavga Etmeyi Artık Bir Kenara Bırakmalıdır
Devletin, vatandaşıyla, halkın inançlarıyla kavga etmeyi artık bir kenara bırakması gerektiğini vurgulanan açıklamada, \"Olağanüstü dönemlerin oluşturduğu psikolojik baskılardan ve bıraktığı tortulardan bir an önce kurtulmak istiyoruz.

 

Darbe dönemindeymişiz gibi ilkel başörtüsü yasağı yönetmeliklerden hala tamamen kazınmamıştır. Halk, nasıl giyinileceğini, saçların nasıl taranacağını, başın örtülü mü açık mı olunacağını belirlesinler diye hiçbir zaman otoriteye yetki vermemiştir. Kimse kendisine verilmeyen yetkiyi kullanmaya kalkmasın. Halk, despotlaşan yönetimlerin insan hak ve özgürlüklerini hiçe sayan yaptırımlarını ortadan kaldırsın diye demokratik hakkını kullanmış ve mevcut iktidarı iş başına getirmiştir. İktidar kendisinden beklenileni yerine getirmeli ve yasakları meşrulaştıracak adımlar yerine halkı özgürleştirecek adımlar atmalıdır\" denildi.

Devlet Ne Giydiğimizle Değil, Ne Ürettiğimizle İlgilenilmesini İstiyoruz
Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelik`in acilen değiştirilmesi istenen açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: \"Kamuda çalışan kadınlara başı açık olacak şeklinde dayatma yapılmamasını, Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesine (CEDAW) aykırı olan başörtüsü yasağının tamamen kaldırılmasını, çalışanlar olarak ne giydiğimizle değil, ne ürettiğimizle ilgilenilmesini istiyoruz.

Eğitim-Bir-Sen olarak, darbe dönemlerinin dayatmalarına uymayacağımızı buradan ilan ediyoruz. İnsan onurunu ve tercihlerini hiçe sayan yaptırımlar zorla yasal çerçeveye oturtulmuş olabilir ama bu yaptırımları asla meşru görmüyoruz. TBMM önünde kılık ve kıyafet yönetmeliğine dair Memur-Sen Konfederasyonu olarak başlattığımız itirazı, Eğitim-Bir-Sen olarak 81 ilde \"Kılık-Kıyafet Özgürlüğü ve Başörtüsü Yasağına Hayır\" çıkışımızla devam ettirdik. Bugün ise, Eğitim-Bir-Sen olarak bir adım daha atarak, sivil itaatsizlik gösteriyor, hükümete, darbe döneminin izlerini silmesi çağrımızı yineliyoruz.

Özgürlük taleplerimiz karşılanmalı, ne giyip ne giymeyeceğimizi bilecek yetişkinler olduğumuz kabul edilmeli ve bu talebimize kulak verilmelidir.\" (Şükrü Tontaş - İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir