• DOLAR 32.492
  • EURO 34.778
  • ALTIN 2440.011
  • ...
Ölüm onları göç yolunda yakaladı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Kendime sözüm var: Adım atmadığın yer kalmasın İdlib’de. Kalmasın ki anlattığın coğrafyada kimse sana “Yanlışsın” diyemesin.

Birkaç gün önce, son durağımdı Halep’in batısındaki Etarib.

Her gittiğim ilçeyi, beldeyi, köyü son nefesini verirken buluyorum. Ya kaçışan insanlar, ya cansız bedenler, ya da yıkık dökük binalar… 2 yıldır izlediğim bu coğrafyada ne sokakta gönüllerince oynayan çocuklar ne de kapı önünde dertleşen, çay içen kadınlar gördüm. Bir duvarın yanına sinmiş anaların gözü evlatlarında, çocukların da gözü havada. Bizim için korku dolu anlar, onlar için merak dolu bir oyun olmuş: Uçaklar… Savaş uçakları gökyüzünde belirirken biz saklanıyorduk, çocuklarsa gözünü havaya dikmiş uçakları izliyordu.

Bu beldede 50 binden fazla ses, nefes vardı. Her gün bir yuva ya yerle bir edildi ya da içindekilerle birlikte teslim edildi. Savaşın içine doğmuş Hüsna, oyuncak bebeğini bile alamadan, sonunu bilmediği karanlık bir yola terk edildi.

“Teslimiyet” kelimesi burada yaşayanlar için son tercih. Hani kimileri diyor ya, “Neden kaçıyorlar?”

Bu, onlar için son tercih. Hangi anne ya da baba evladının öleceği günü öylece oturup bekler?

Etarib’de yaşayan bir baba ve anne de evladını alıp, onu korumak için düştü yollara. Beşşar Esed rejiminin saldırılarından kurtulmak için yola koyuldular ancak kısa süre sonra rejim uçakları kaçtıkları aracı vurdu. Bir aile daha yok oldu.

Etarib de İdlib’in güneyi gibi hayalet ilçelerle dolu. Binlerce kilometrekarelik alanda sivillerin nefes alacak yeri yok. Kim yaşayacak, kim nefes verecek, kim koşup top oynayacak sokaklarında, kapının önünü kim süpürecek, bakkalın kapısını kim açacak?

Halkını öldürüp, evlerinden atan rejim onca boş sokağı ne yapacak? Kimi yaşatacak?

Sokak ortasında değil de duvar kenarında yürümeyi, arkanda da gözün olması gerektiğini ben Suriye’de öğrendim. Bembeyaz binalara, asfalt yollara rengini veren insandır. İşte o insanlar ya metrelerce yerin altında ya da göç yolunda; daracık bir alanda “Bombardıman buraya da olur mu?” korkusuyla sessizce nefes alıyor. Ölüm onları gelip bulmasın diye...

Kaynak, TRT Haber, Damla Erikan

Bu haberler de ilginizi çekebilir